Av. Burak Diyarbakırlıoğlu
Köşe Yazarı
Av. Burak Diyarbakırlıoğlu
 

TEŞKİLATLI SİNSİLİK: SİYASET BÜROKRASİSİNİ BEKLEYEN TEHDİT

Türkiye’de siyasetin bürokratik vesayet altında olduğu yıllarda, siyasete değil de bürokrasiyi ele geçirerek hedeflerine ulaşabileceklerine inanan bir yapı olarak ortaya çıkan FETÖ, robotik davranışlar sergileyen elemanlarıyla bürokraside Teşkilatlı Sinsilikle palazlandı. Siyasetin hükmedemediği bir bürokrasi inşa edip, klonlanmış bir devlet düzeni kurdular. Çok ustaca ve teşkilatlı bir sinsilikle neredeyse amaçlarına ulaşacak seviyeye gelmişlerdi ki, o zamana kadar hesap etmedikleri  ve küçümsedikleri siyaset mekanizmasının direnciyle karşılaştılar. Okuduğum iddianamelerden yola çıkarak, siyaset mekanizması içerisinde neden teşkilatlı sinsiliklerinin sonuç vermediğini paylaşmak ve siyasi partilere dönük bir uyarıda bulunmak istiyorum. Türkiye’de siyaset mekanizması son 20 yılda o kadar kurumsallaştı ki, devasa parti binaları ve parti bürokrasileri ortaya çıktı. Büyük bütçeleri yöneten bu yapılar, kamu bürokrasisine hükmedebilecek güce ulaştı ve siyaset, politikalarını bürokrasiye dikte etme kabiliyetine kavuştu. TRT’de yayınlanan Sevda Kuşun Kanadında adlı dizide, FETÖ elebaşı ile Necmettin Erbakan’ın canlandırıldığı bir sahnede, FETÖ’nün bürokraside illegal şekilde örgütlenerek devleti ele geçirme amacı işlendi. Merak edenler için linki bırakıyorum: Örgüt, hiyerarşik düzene uyumlu ve hedefini gizleyen bir kişilik inşasıyla oluşturduğu mensuplarını en tepelere taşımaya çalıştı. Bürokrasi, hiyerarşik yapı içinde belirli davranış kalıplarının eksiksiz sergilendiği bir alan olduğundan, hayatını çocukluktan itibaren bu kalıplara göre şekillendiren militanlar, teşkilatlı sinsilikleriyle rakiplerini egale ederek bürokraside hızla yükseldi. Hedeflerindeki bürokratların öfke, ekonomik zaaflar veya başka zayıf noktalarına yüklenerek kurum içinde kötü bir izlenim bırakmalarını sağladıkları, dolayısıyla terfilerini engelledikleri iddianamelere yansıdı. Bu teşkilatlı sinsilik, siyasette ise bürokrasi kadar etkili olamadı. Hiç etkili olamadı demiyorum, elbette oldu; ancak bürokrasideki kadar büyük bir etki gösteremedi. Çünkü siyasette, halk tarafından sevilen bir siyasetçi, bürokraside zaaf olarak görülebilecek davranışlarına rağmen toplum nezdinde kabul görebilir. Örneğin, öfkeli bir bürokratın yükselmesi zor olabilirken, öfkesiyle halkın sevgisini kazanan bir siyasetçi başarılı olabilir. Onun öfkesine ne kadar yüklenirseniz yüklenin, halk desteğini kaybetmeyebilir. Yine, çeşitli zaaflarıyla ünlenen bazı siyasetçilerin, halk tarafından kesintisiz şekilde desteklendiğini gördük. Yani bürokratik ve siyasetçi davranışlarının halk nezdinde farklı değerlendirmelere tabi tutulduğunu rahatlıkla iddia edebilirim. Kimse siyasetçiden bürokratik bir duruş beklemez, bürokratta zaaf olarak görülen şeyler siyasetçide bir karakter özelliği olarak algılanabilir. Hatta kurum içinde yükselmeye elverişli insan profilini üretmek için oluşturulan robotik eğitimden geçenler, siyasette sinsilikleri nedeniyle kolayca fark edilerek dışlanabilir. Siyasetçiler zaaflarıyla da toplumda yer edindiğinden ve bu zaaflarıyla dedikodu malzemesi de olduğundan, hedef alınsalar bile bu yapıların ağına kolayca düşmüyorlar. Ancak siyasi partileri bekleyen başka bir tehlike olabilir. Bildiğimden söylemiyorum, ama bir öngörü ortaya koyuyorum: Büyüyen parti bürokrasisi, kamu bürokrasisi kadar katı bir hiyerarşi ve davranış kalıplarını barındırmasa da, yine de bir bürokratik yapı oluşturuyor. Bu durum, söz konusu örgütlere yeni bir yaşam alanı sunabilir. Yani, siyaset bürokrasisi aracılığıyla siyasete sızmaya çalışabilirler. Anlamsız bir görev aşkıyla yanıp tutuşarak, olmadık makamları ele geçirmek için haddinden fazla enerji sarf edebilirler. Rakiplerini sindirmek, pasifize etmek ve saf dışı bırakmak için yakın ilişkiler kurup kafa kola alma veya zaaflarına yüklenme yöntemlerini, kamu bürokrasisinde olduğu gibi parti bürokrasisinde de uygulayabilirler. Bu teşkilatlı sinsilerin gündemi, çoğu zaman partinin gündeminden farklı olacağından, partiyi hiçbir zaman bir amaç olarak görmeyeceklerdir. Onlar için partiler, sadece kendilerini bir yerlere taşımak için kullandıkları araçlardan ibaret olacağından, partinin hedefleriyle asla ortaklaşamayacaklardır. Siyasi partilerin bürokrasilerini liyakate, ideolojiye ve hedefleriyle uyumlu insanlardan oluşturmaları, bu noktada kritik bir turnusol kağıdı işlevi görecek ve teşkilatlı sinsilikle parti içi bürokraside çeteleşmenin ya da örgütlenmenin önüne geçecektir.
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2025 - Salı

TEŞKİLATLI SİNSİLİK: SİYASET BÜROKRASİSİNİ BEKLEYEN TEHDİT

Türkiye’de siyasetin bürokratik vesayet altında olduğu yıllarda, siyasete değil de bürokrasiyi ele geçirerek hedeflerine ulaşabileceklerine inanan bir yapı olarak ortaya çıkan FETÖ, robotik davranışlar sergileyen elemanlarıyla bürokraside Teşkilatlı Sinsilikle palazlandı. Siyasetin hükmedemediği bir bürokrasi inşa edip, klonlanmış bir devlet düzeni kurdular. Çok ustaca ve teşkilatlı bir sinsilikle neredeyse amaçlarına ulaşacak seviyeye gelmişlerdi ki, o zamana kadar hesap etmedikleri  ve küçümsedikleri siyaset mekanizmasının direnciyle karşılaştılar. Okuduğum iddianamelerden yola çıkarak, siyaset mekanizması içerisinde neden teşkilatlı sinsiliklerinin sonuç vermediğini paylaşmak ve siyasi partilere dönük bir uyarıda bulunmak istiyorum.

Türkiye’de siyaset mekanizması son 20 yılda o kadar kurumsallaştı ki, devasa parti binaları ve parti bürokrasileri ortaya çıktı. Büyük bütçeleri yöneten bu yapılar, kamu bürokrasisine hükmedebilecek güce ulaştı ve siyaset, politikalarını bürokrasiye dikte etme kabiliyetine kavuştu.

TRT’de yayınlanan Sevda Kuşun Kanadında adlı dizide, FETÖ elebaşı ile Necmettin Erbakan’ın canlandırıldığı bir sahnede, FETÖ’nün bürokraside illegal şekilde örgütlenerek devleti ele geçirme amacı işlendi. Merak edenler için linki bırakıyorum:

Örgüt, hiyerarşik düzene uyumlu ve hedefini gizleyen bir kişilik inşasıyla oluşturduğu mensuplarını en tepelere taşımaya çalıştı. Bürokrasi, hiyerarşik yapı içinde belirli davranış kalıplarının eksiksiz sergilendiği bir alan olduğundan, hayatını çocukluktan itibaren bu kalıplara göre şekillendiren militanlar, teşkilatlı sinsilikleriyle rakiplerini egale ederek bürokraside hızla yükseldi. Hedeflerindeki bürokratların öfke, ekonomik zaaflar veya başka zayıf noktalarına yüklenerek kurum içinde kötü bir izlenim bırakmalarını sağladıkları, dolayısıyla terfilerini engelledikleri iddianamelere yansıdı.

Bu teşkilatlı sinsilik, siyasette ise bürokrasi kadar etkili olamadı. Hiç etkili olamadı demiyorum, elbette oldu; ancak bürokrasideki kadar büyük bir etki gösteremedi. Çünkü siyasette, halk tarafından sevilen bir siyasetçi, bürokraside zaaf olarak görülebilecek davranışlarına rağmen toplum nezdinde kabul görebilir. Örneğin, öfkeli bir bürokratın yükselmesi zor olabilirken, öfkesiyle halkın sevgisini kazanan bir siyasetçi başarılı olabilir. Onun öfkesine ne kadar yüklenirseniz yüklenin, halk desteğini kaybetmeyebilir. Yine, çeşitli zaaflarıyla ünlenen bazı siyasetçilerin, halk tarafından kesintisiz şekilde desteklendiğini gördük.

Yani bürokratik ve siyasetçi davranışlarının halk nezdinde farklı değerlendirmelere tabi tutulduğunu rahatlıkla iddia edebilirim. Kimse siyasetçiden bürokratik bir duruş beklemez, bürokratta zaaf olarak görülen şeyler siyasetçide bir karakter özelliği olarak algılanabilir.

Hatta kurum içinde yükselmeye elverişli insan profilini üretmek için oluşturulan robotik eğitimden geçenler, siyasette sinsilikleri nedeniyle kolayca fark edilerek dışlanabilir. Siyasetçiler zaaflarıyla da toplumda yer edindiğinden ve bu zaaflarıyla dedikodu malzemesi de olduğundan, hedef alınsalar bile bu yapıların ağına kolayca düşmüyorlar.

Ancak siyasi partileri bekleyen başka bir tehlike olabilir. Bildiğimden söylemiyorum, ama bir öngörü ortaya koyuyorum: Büyüyen parti bürokrasisi, kamu bürokrasisi kadar katı bir hiyerarşi ve davranış kalıplarını barındırmasa da, yine de bir bürokratik yapı oluşturuyor. Bu durum, söz konusu örgütlere yeni bir yaşam alanı sunabilir.

Yani, siyaset bürokrasisi aracılığıyla siyasete sızmaya çalışabilirler. Anlamsız bir görev aşkıyla yanıp tutuşarak, olmadık makamları ele geçirmek için haddinden fazla enerji sarf edebilirler. Rakiplerini sindirmek, pasifize etmek ve saf dışı bırakmak için yakın ilişkiler kurup kafa kola alma veya zaaflarına yüklenme yöntemlerini, kamu bürokrasisinde olduğu gibi parti bürokrasisinde de uygulayabilirler.

Bu teşkilatlı sinsilerin gündemi, çoğu zaman partinin gündeminden farklı olacağından, partiyi hiçbir zaman bir amaç olarak görmeyeceklerdir. Onlar için partiler, sadece kendilerini bir yerlere taşımak için kullandıkları araçlardan ibaret olacağından, partinin hedefleriyle asla ortaklaşamayacaklardır.

Siyasi partilerin bürokrasilerini liyakate, ideolojiye ve hedefleriyle uyumlu insanlardan oluşturmaları, bu noktada kritik bir turnusol kağıdı işlevi görecek ve teşkilatlı sinsilikle parti içi bürokraside çeteleşmenin ya da örgütlenmenin önüne geçecektir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.