Yaklaşık 25 yıldır dijital diplomasi çeşitli evrelerden geçmiş, küresel siyaset ve dijital diplomasi birbirinin ayrılmaz parçası olmuştur.
2008 yılında bağımsızlığını ilan eden ama Dünya’daki ulusların yarısının tanımadığı Kosova; Ulusal Dijital Diplomasi Stratejisi ve 200.000 Facebook kullanıcısının bu stratejiye verdiği destek kapsamında; Facebook tarafından tanındı.
Facebook’un Kosova’yı bağımsız bir devlet statüsünde tanıması, genç bir cumhuriyetin diplomatik çabalarının doruk noktasını, dijital diplomasinin etki alanının çerçevesinin genişliğini ortaya koymaktadır. Sıradan bireyler için Kosova’nın Faceebook’ta devlet olarak listelenmesi, Eurovision şarkı yarışmasında bir şarkıcıyı, Şampiyonlar Ligi'nde bir takımı yarıştırmanın geleneksel pasaport belgesine sahip olmak kadar önemli bir kimlik belirteci olduğunu düşünmesi kadar doğal bir sonuç yoktur. Özellikle resmi tanınırlık kazanmakta zorluk çeken veya uluslararası arenada konumunu güçlendirmek isteyen devletler için etkili bir araç olan Facebook’un Kosova’yı bağımsız devlet olarak tanımasının, hukuki veya siyasi tanınırlıkla eşdeğer olup olmadığı konusu elbette tartışmalıdır.
Tayvan, birçok ülke tarafından resmen tanınmasa da, dijital diplomasi ve teknoloji alanındaki gücüyle dünya çapında etkin bir devlet olarak kendini kabul ettirmiştir. COVID-19 sürecinde “mask diplomacy” (maske diplomasisi) ile küresel dayanışmayı güçlendirmiştir. Uluslararası alanda yürüttüğü diplomasi sayesinde küresel teknoloji şirketleri tarafından ayrı bir ülke olarak tanımlamış, Çin’in baskısına rağmen Tayvan’ın küresel algısı güçlenmiştir.
Her ne kadar “Filistin Toprakları” tanımını “Filistin” olarak değiştiren çevirim içi ağlar İsrail Dış İşleri Bakanlığı’nın gazabına uğrasa ve Filistin devletinin varlığını doğrudan tanımasa da, Filistinli kurumların uluslararası kamuoyuna erişimini artırmıştır. BM tarafından "üye olmayan gözlemci devlet" statüsüne sahip olan Filistin, dijital medyayı halk desteği toplamak için etkili bir şekilde kullanmıştır.
Arap Baharı sürecinde sosyal medya ve çevirim içi ağların etkisiyle Tunus, Mısır ve Libya’da örgütlenen halk hareketleri, klasik devlet kontrol mekanizmalarından bağımsız güçlü bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Devletlere dijital diplomasi stratejileri kullanılmasının hayati önemini kamu diplomasisine iyice kavratmıştır.
Hillary Clinton Dışişleri Bakanlığı’nda 21. yüzyıl diplomat programını uygulamaya koymuş, İsveç de Dijital Diplomasi Stokholm Girişimi Stratejisi geliştirmiştir. Türkiye¸ kamu diplomasisi başta olmak üzere, dijital diplomasiyle yumuşak geç imajına sahip etkin ülkelerden birisidir.
Rusya-Ukrayna arasında başlayan siyasi gerilim ve sert güç uygulamaları sürecinde; Ukrayna hükümeti, dijital diplomasi ve sosyal medya üzerinden yaptığı çağrılarla, uluslararası yardım ve destek bulma, batı kamuoyunu harekete geçirme konusunda etkili olmuştur.
Estonya, dijital vatandaşlık uygulamasıyla dijital diplomasi alanında öncü ülkelerden biri olmuştur. "E-Residency" (e-ikamet) programıyla, dünyanın farklı yerlerinden girişimcilerin Estonya üzerinden Avrupa’da iş kurmasına olanak sağlamıştır.
Dijital diplomasi fiziki devletlerle sınırlı değildir. Her ne kadar Birleşmiş Milletler tarafından tanınmamış iseler de; 2015 yılında Onorius (Başkan) Onoria Cengiz tarafından ilan edilen “ONORIALAND” ve 2016 yılında ilan edilen “LIBERLAND” adlı mikro devletler blokzincir teknolojisi üzerinden vatandaşlık kabulü, demokratik yönetim sistemlerini ve anayasal düzenlemelerini duyurmuşlardır.
Kamu diplomasisinin kavramlarından olan yumuşak güç; en etkin uygulama alanını dijital diplomasi ve kültür diplomasisi işbirlikleriyle bulmuştur. Sosyal medya platformlarında popüler olmak, uluslararası kamuoyu algısını doğrudan etkileyebilmektedir. Kısa vadede dijital tanınırlık halk tabanlı destekler toplanmasında ve uluslararası kamuoyu oluşturmada kısa vadede etki gösterebilmektedir. Dijital tanınırlığın hukuki tanınırlığa dönüşmesi, diğer devletlerin politik kararlarına ve uluslararası sivil toplulukların tavrına bağlı olsa da dijital diplomasi süreci hızlandırma yeteneğine sahiptir.
Dijital tanınırlık, hukuki bağlayıcılığı olmayan ancak siyasi ve ekonomik etkilere sahip bir güçtür. Uluslararası kamuoyu oluşturmak ve siyasi baskı yaratmak için etkili bir araçtır. Uzun vadede, resmi tanınırlık kazanmak isteyen devletler için önemli bir diplomatik strateji haline gelmektedir.
Resmi tanınırlığı olmayan ülkeler için bile böylesi büyük sonuçlar doğurma yeteneğindeki dijital diplomasinin köklü ve kadim devletler için ne kadar büyük ve kapsamlı sonuçlar doğuracağının en doğru şekilde anlaşılmasında yarar bulunmaktadır.
Av. Yasemin BAL
+905327744200