Muhammet Öztürk
Köşe Yazarı
Muhammet Öztürk
 

Yapı Denetim -3-

5.12.2024 tarihinde kabul edilen ve 12.12.2024 tarihinde Resmi, Gazetede yayımlanan 7534 Kanun ile yapı denetim ile ilgili düzenlemeler içeren 4708 sayılı kanunda bazı değişikliklere gidilmiştir. Buna göre; Yapı denetim hizmet sözleşmesi bedeline esas inşaat alanı 500 metrekareye kadar olan yapılarda yapı sahibince belirlenen yapı denetim kuruluşuyla 500 m2 üzerindeki inşaatlarda ise o yapı için ilde faaliyet gösteren yapı denetim kuruluşu sayısı da dikkate alınarak elektronik ortamda belirlenen en fazla iki yapı denetim kuruluşundan biriyle, yapı sahibi arasında anlaşma sağlanabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme yapı denetiminin sağlıklı bir şekilde işlemesini engelleyen ve daha önce denetim zaafiyeti ve risk olarak görülen müteahhit ile yapı denetim şirketi arasında ticari ilişki oluşmasına ve bir nevi patron-çalışan ilişkisine neden olacak durum ortaya çıkarmaktadır. 500 m2 altında binaların yapı denetim şirketi seçimi müteahhit firma inisiyatifine bırakılmakla denetim şirketinin bağımsızlığı ortadan kalkmaktadır. Tercih edilebilmek için tavizler vermeyi gerektirecek bir düzenleme, sonuç itibarıyla denetlenen yapıların yasal mevzuata aykırı şekilde inşasına sebep olacak ve depreme dayanıklı yapı hedefine ulaşmayı engelleyecektir. Müstakil bir konutun veya villanın 500 m2 altında olması halinde denetimden uzaklaşılacak olması beraberinde kanuna karşı hile dediğimiz olayları getirecektir. Toplam inşaat alanı çok daha fazla olmasına rağmen her bir bağımsız bölüm ayrı sözleşme konusu yapılarak çok daha büyük alanların denetimden uzaklaştırılmasına imkan sağlanabilecektir. Örneğin 5.000 m2 inşaat alanına sahip bir villa projesi her bir villa ayrı kapsamda değerlendirilerek ve 10 ayrı hizmet sözleşmesine konu yapılarak tümüyle müteahhidin seçeceği bir yapı denetim şirketine denetlettirilebilecektir. Daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz uygulamadaki sıkıntıları aşmaya yönelik yapılan bu düzenleme ne yazık ki amacını aşarak denetim zafiyetine sebebiyet verebilecek bir noktaya gelmiştir. Bu hususta toplumsal bir geri bildirim/dönüşle düzenlemenin değiştirilmesi sağlanmalıdır. Çünkü yapı denetim, yaşanabilir ve güvenli yapıların oluşturulmasında olmazsa olmaz bir uygulamadır. Nitekim, deprem bölgesinde yapı denetim tarafından denetlenen binaların sayısı 152 bin civarındayken yıkılan bina sayısı sadece 272 olarak tespit edilmiştir. Bu oran yapı denetim konusunun üzerinde çok daha dikkatli durulması, bağımsızlık ve uygulanabilirliğinin geliştirilmesi gerektiğini açıkça göstermektedir. Bunun dışındaki temel sorunlardan birisi de, ülkemizde yasalara uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımların caydırıcılığının yeterli olmamasıdır. Her ne kadar yeni düzenlemeler ile yapı denetim firmalarının cezaları ve sorumlulukları artırılmış olsa da yeterli denetimin olmaması, denetim görevini yerine getirecek kişilerin işini savsaklaması veya ihmal etmesi ya da kötüniyetli olması halinde uygulanacak cezaların caydırıcılıktan uzak olması ya da bir cezai müeyyide bulunmaması yasaların işlerliğini azaltmaktadır. Bu konularda da ivedilikle yeterli  düzenlemeler yapılmalıdır. Aynı şekilde, ülkemizdeki istisnai düzenlemelerin de azaltılması, süre uzatımlarının kurallara uymamayı alışkanlık haline getirecek şekilde devamlılık arz etmemesi, cezaların ertelenmesi veya affedilmesi gibi uygulamalardan da vazgeçilerek güvenli ve yaşanılabilir şehirlerin bulunduğu bir ülke için mutlaka gerçekleştirilmesi gereken hedeflerden biri olmalıdır. Yasal düzenlemeler yapılmış olsa da uygulamaların insan odaklı olması nedeniyle aksaklıklar yaşanabileceğini göz ardı edilmemeli, vatandaşlarımızı bilinçlendirecek çalışmalara hız verilmelidir. Geleceğimizi inşa ederken şahsi menfaatler yerine toplumsal faydayı koyarak bilinçli bir toplum ve güvenli bir ülke için çalışılmalıdır. Binalarımızın sağlamlığı ve güvenliği için nasıl temelden itibaren tedbirler almak ve güçlendirmek gerekiyorsa, geleceğimizin sağlam olması için de çocuklarımızın, temel eğitimle birlikte kurallara uyan, başkalarına saygılı, iyi insanlar olarak yetiştirilmesinin sağlanması hayati bir öneme sahiptir. Gelecek; geçmişin hatalarından ders alarak yarını inşa edenlerin olacaktır.
Ekleme Tarihi: 19 Aralık 2024 - Perşembe
Muhammet Öztürk

Yapı Denetim -3-

5.12.2024 tarihinde kabul edilen ve 12.12.2024 tarihinde Resmi, Gazetede yayımlanan 7534 Kanun ile yapı denetim ile ilgili düzenlemeler içeren 4708 sayılı kanunda bazı değişikliklere gidilmiştir.

Buna göre; Yapı denetim hizmet sözleşmesi bedeline esas inşaat alanı 500 metrekareye kadar olan yapılarda yapı sahibince belirlenen yapı denetim kuruluşuyla 500 m2 üzerindeki inşaatlarda ise o yapı için ilde faaliyet gösteren yapı denetim kuruluşu sayısı da dikkate alınarak elektronik ortamda belirlenen en fazla iki yapı denetim kuruluşundan biriyle, yapı sahibi arasında anlaşma sağlanabileceği düzenlenmiştir.

Bu düzenleme yapı denetiminin sağlıklı bir şekilde işlemesini engelleyen ve daha önce denetim zaafiyeti ve risk olarak görülen müteahhit ile yapı denetim şirketi arasında ticari ilişki oluşmasına ve bir nevi patron-çalışan ilişkisine neden olacak durum ortaya çıkarmaktadır.

500 m2 altında binaların yapı denetim şirketi seçimi müteahhit firma inisiyatifine bırakılmakla denetim şirketinin bağımsızlığı ortadan kalkmaktadır. Tercih edilebilmek için tavizler vermeyi gerektirecek bir düzenleme, sonuç itibarıyla denetlenen yapıların yasal mevzuata aykırı şekilde inşasına sebep olacak ve depreme dayanıklı yapı hedefine ulaşmayı engelleyecektir.

Müstakil bir konutun veya villanın 500 m2 altında olması halinde denetimden uzaklaşılacak olması beraberinde kanuna karşı hile dediğimiz olayları getirecektir. Toplam inşaat alanı çok daha fazla olmasına rağmen her bir bağımsız bölüm ayrı sözleşme konusu yapılarak çok daha büyük alanların denetimden uzaklaştırılmasına imkan sağlanabilecektir. Örneğin 5.000 m2 inşaat alanına sahip bir villa projesi her bir villa ayrı kapsamda değerlendirilerek ve 10 ayrı hizmet sözleşmesine konu yapılarak tümüyle müteahhidin seçeceği bir yapı denetim şirketine denetlettirilebilecektir.

Daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz uygulamadaki sıkıntıları aşmaya yönelik yapılan bu düzenleme ne yazık ki amacını aşarak denetim zafiyetine sebebiyet verebilecek bir noktaya gelmiştir. Bu hususta toplumsal bir geri bildirim/dönüşle düzenlemenin değiştirilmesi sağlanmalıdır.

Çünkü yapı denetim, yaşanabilir ve güvenli yapıların oluşturulmasında olmazsa olmaz bir uygulamadır.

Nitekim, deprem bölgesinde yapı denetim tarafından denetlenen binaların sayısı 152 bin civarındayken yıkılan bina sayısı sadece 272 olarak tespit edilmiştir. Bu oran yapı denetim konusunun üzerinde çok daha dikkatli durulması, bağımsızlık ve uygulanabilirliğinin geliştirilmesi gerektiğini açıkça göstermektedir.

Bunun dışındaki temel sorunlardan birisi de, ülkemizde yasalara uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımların caydırıcılığının yeterli olmamasıdır. Her ne kadar yeni düzenlemeler ile yapı denetim firmalarının cezaları ve sorumlulukları artırılmış olsa da yeterli denetimin olmaması, denetim görevini yerine getirecek kişilerin işini savsaklaması veya ihmal etmesi ya da kötüniyetli olması halinde uygulanacak cezaların caydırıcılıktan uzak olması ya da bir cezai müeyyide bulunmaması yasaların işlerliğini azaltmaktadır. Bu konularda da ivedilikle yeterli  düzenlemeler yapılmalıdır.

Aynı şekilde, ülkemizdeki istisnai düzenlemelerin de azaltılması, süre uzatımlarının kurallara uymamayı alışkanlık haline getirecek şekilde devamlılık arz etmemesi, cezaların ertelenmesi veya affedilmesi gibi uygulamalardan da vazgeçilerek güvenli ve yaşanılabilir şehirlerin bulunduğu bir ülke için mutlaka gerçekleştirilmesi gereken hedeflerden biri olmalıdır.

Yasal düzenlemeler yapılmış olsa da uygulamaların insan odaklı olması nedeniyle aksaklıklar yaşanabileceğini göz ardı edilmemeli, vatandaşlarımızı bilinçlendirecek çalışmalara hız verilmelidir. Geleceğimizi inşa ederken şahsi menfaatler yerine toplumsal faydayı koyarak bilinçli bir toplum ve güvenli bir ülke için çalışılmalıdır.

Binalarımızın sağlamlığı ve güvenliği için nasıl temelden itibaren tedbirler almak ve güçlendirmek gerekiyorsa, geleceğimizin sağlam olması için de çocuklarımızın, temel eğitimle birlikte kurallara uyan, başkalarına saygılı, iyi insanlar olarak yetiştirilmesinin sağlanması hayati bir öneme sahiptir.

Gelecek; geçmişin hatalarından ders alarak yarını inşa edenlerin olacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.