Yapı güvenliğinin sağlanması ve deprem risklerinin azaltması hususunda yapılacak çalışmalar iki başlık altında değerlendirilebilir. İlk olarak, yeni inşa edilecek binaların en güncel yönetmeliklerle belirlenen kalite standartlarına tam uyumlu olmasının sağlanması ile mevcut bina stokunda deprem riski yüksek bina sayısının artması önlenebilir. Yeni inşa edilecek binalarla ilgili olarak alınabilecek tedbirler kapsamında birkaç hususa değinmekte fayda var: Bina Kimlik Sistemi: Bina Kimlik Sistemi ile yapıya ait genel veya teknik her türlü verinin depolandığı bir künye bir dijital kimlik oluşturularak, yapıya ait olan verilerin sayısallaştırmasının yapılarak 3 boyutlu haritada gösterilmesi sağlanacaktır. Bina Kimlik Sistemi ile yangın deprem gibi tabii afetlerde, levha üzerinde bulunan RFID çipi ve uzun mesafe okuma işlemini yapabilen RFID okuyucu sayesinde bina kat planları gibi teknik verilere, yapının genel verilerine ve yapıda ikamet eden vatandaş bilgileri gibi kısa zamanda erişilmesi hayati önem taşıyan verilere ulaşılabilmekte ve müdahalede daha başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Mekânsal Adres Kayıt Sistemi İl, ilçe, mahalle/köy, cadde, sokak, yol, dış kapı, iç kapı gibi adres bileşenlerini coğrafi koordinat değerleriyle tanımlayan bir sistemdir. Sistem; bütün caddeleri, sokakları, binaları dinamik bir harita üzerinde kişi bilgileriyle eşleştirilmiş olarak sunar. Binadaki kat sayısı, daire sayısı, kullanım amacı ve geometrisi, ruhsat durumu gibi öznitelik bilgileriyle adresteki yapının durumunu gösterir. Mekânsal Adres Kayıt Sistemi, anlık ve güncel bilgilere dayalı analiz yapılabilmesine imkân sağlayan, kurum ve kuruluşların ihtiyaçlarına göre kendi sistemlerine de entegre edebilecekleri bir sistemdir. Bu sayede depremle veya diğer doğal afetlerle ilgili planlamalarda konum bilgisi, nüfusu, nüfusun yaş gruplarına ve cinsiyete göre dağılımı, yapı sayısı ile yapıların tipi ve kullanım maksatları gibi bilgilere erişim sağlanabilmektedir. Yaşanan bir deprem veya afet sonrasında arama ve kurtarma faaliyetlerinin etkin ve hızlı yürütülmesi için, hasar gören binada oturan kişilerin kimlik bilgileri, binaya ilişkin temel bilgiler ile binada oturan kişi sayısı, yaş ve cinsiyet bilgilere ulaşmayı ve etkin müdahale edilmesini sağlamaktadır.  Elektronik Beton İzleme Sistemi; İnşaatlarda kullanılan betonun sınıfı, hangi beton mikserinden, hangi gün ve saatte alındığı, deneylerin hangi laboratuvarda kim tarafından gerçekleştirildiği, beton içerisinde kullanılan katkı maddesi ve çimento miktarı, deneyler için kaç numune hazırlandığı, beton dökümüne yapı denetim görevlilerinin iştirak edip etmediği, numunelerin ilgili standardında belirlenen sürelerde şantiye mahallinde ve uygun koşullarda bekletilip bekletilmediği, numunelerin özel üretilen beton test preslerinde kırılıp kırılmadığı ve neticelerinin standartlara uygun olup olmadığı bilgilerine erişilebilmekte olup, elektronik beton izleme sistemi mobil ve internet tabanlı yazılım ile merkezi olarak denetlenmekte ve izlenebilmektedir. İkinci boyutta ise, mevcut binaların deprem risklerinin belirlenerek, bir plan ve program dâhilinde azaltılması amacıyla güçlendirme işlemleri yapılmaktadır. Riskli binalarda, güçlendirme maliyetinin binanın yeniden yapım maliyetinin % 40 ve altında kalması durumunda güçlendirme tavsiye edilmektedir. Gerek güçlendirme gerekse riskli binaların yıkım kararı alınması hallerinde yasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, ertelenmesi veya idare tarafından ek süreler verilmesi gibi durumlar yapı ve can güvenliğini tehdit eden unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. İnşa edilen binaların insan hayatını korumaya uygun niteliklerde olması temel amaç olmakla birlikte tek başına yasal düzenlemeler yeterli olmamaktadır. Kuralları uygulayacak ve aykırılık halinde müdahale edecek kişi ya da kurumların sorumluluk alanlarının ve sürelerin kesin olarak belirlenmesi, esnekliğe izin verilmeden hukuki ve cezai yaptırımların da yasal kapsam içine alınarak istinasız uygulanması gerekmektedir. Bu konuyu işlemeye devam edeceğiz.