Cumhuriyet Halk Partisi’nde yaşanan lider değişimi, aslında bir lider kaybı oldu. Medya manipülasyonları, algı operayonları, montaj videolar... Seversiniz sevmezsiniz ama devrik başkan Kılıçdaroğlu’ndan sonra aşırı yumuşayan CHP, vatandaşın gözünde ‘yok hükmü’nü aldı.
Aslında Özgür Özel bugün, tam anlamıyla Erdoğan’ın istediği muhalefet boşluğunu yarattı. Söylemi eyleme dönmeyen, tükürdüğünü yalayan, vatandaş üstünde güven sağlayamayan bir Ana Muhalefet Partisi... Dahası, Şam’da Kayısı olurdu...
Seçim dönemi Kılıçdaroğlu’na attıkları iftiraların bugün AK Parti’nin ‘devlet aklı’ diye sunulan politikası olduğu ortaya çıktı. ‘Bunlar kazanırsa Apo’yu çıkaracaklar, teröristlerle el sıkışacaklar’ diyenler bugün İmralı’ya kırmızı halı serdi. Enflasyondan inim inim inleyen asgari ücretli yüzde 30’a boyun eğdirildi. Ne gök kubbe yıkıldı, ne Türkiye iktidara dar edildi... Öyle diyordu ya Özgür Özel... Asgari ücret 30, altında yokuz... Bu gibi kafiyeli söylemler şiir mısralarında kaldı. Game Theory’nin hakim olması gereken siyaset, oyun salonuna dönü. Türkiye’nin ekonomik anlamda en çok dara düştüğü, vatandaşın kuru ekmeğe muhtaç edildiği dönemde CHP, normalleşme pahasına yumuşacık oldu. Kol değil ama ayak kırıldı, yen içinde kaldı. Özgür Özel CHP’si vatandaşı sahipsiz bıraktı.
Bugün Erdoğan’a ‘nasıl bir muhalefet dizayn edelim’ deseniz o bile bu kadarını başaramazdı. Vatandaş, etkiye tepki alamayan, göstermelik miting showları düzenleyen bir muhalefete teslim edildi.
Görünen köy kılavuz istemiyor elbet ama kılavuzunuzun kim olduğunu seçmek de sizin elinizde. Kargayı seçerseniz yol iyi görünmüyor...
Ne kandil dağı ne domuz bağı diyenler hem kandil dağını hem domuz bağını seçti. Safları sıklaştırdı. İktidar, açlık ve sefaletin geçim modeli olduğu Türkiye’de gücüne güç kattı. Suriye’de Esed’in devrilmesini vatandaşa ‘zafer’ diye sattı.
Yedik mi? Vallahi hepimiz yedik. Erdoğan güçlü bir lider. Bir o kadar da zeki. Kurduğu tüm planları takır takır işletiyor. Hem de bir muhalefet engeline takılmadan. Çünkü bugün ortada ne yazık ki bir muhalefet yok.
Soruyorum Özgür Özel’e: Bu kadar normalleşme normal mi? Yoksa günümüz mottosundaki siyasi normlar, oluşturulan siyaset formlarına peşkeş mi çekiliyor?
Erken seçim istemesi gereken zamanda isteyemen bir muhalefet dünya siyaset tarihinde görülmemiştir. Özel’e kadar tabiki. Oldu olacak CHP’de Cumhur İttifakı’na katılsın. En azından seçmenine ‘kazanan tarafta olduk’ diyebilsin.
Her seçime ‘O seçim bu seçim’ bir devrin sonu mottosuyla girip hüsranla evine dönen bir seçmen topluluğu oluşturuldu. Kaybetmeye alıştırılmış, ‘kaybetmek kaderimiz’ dedirtilen bir kitlenin bugün ne yazık ki sesi olabilecek bir genel başkanı bulunmuyor. Böyle bir muhalefet varken, bugün sandık koysanız, şüphesiz ki Erdoğan bir kez daha seçilecek.
Peki size soruyorum!
Normalleşme edasıyla yumuş yumuş yumuşan bir CHP varken, ülkenin ihtiyacı erken seçim mi, yoksa olağanüstü kurultay mı?