Sarıyer Belediyesi’nde İşçi Kıyımı: Oktay Aksu Belediyeyi Çiftliğe Çevirdi!

Özel Haberler 15.12.2024 - 11:24, Güncelleme: 15.12.2024 - 11:44 1912 kez okundu.
 

Sarıyer Belediyesi’nde İşçi Kıyımı: Oktay Aksu Belediyeyi Çiftliğe Çevirdi!

Geçtiğimiz hafta 12 CHP’li meclis üyesini ‘kıyak’ atama ile SARBEL’de maaşa bağlayan Oktay Aksu, Sarıyer’de işçi kıyımı yapıyor.
Sarıyer Belediyesi’ni akrabaları ve Kartal’daki dostlarıyla dolduran Sarıyer Belediye Başkanı Mustafa Oktay Aksu, belediyede iddiaya göre hukuksuz işçi kıyımları yapıyor. Belediye’de 12 yıl çalışmış olan Ramazan Gökalp Özen’e 8 aydır iş vermeyerek mobing uygulayan yönetim Özen’in işine kod 26 ile son verdi. Ancak Ramazan Gökalp Özen işine hukuksuz bir şekilde son verilen tek isim değil. Personellerini farklı müdürlüklere sürerek mobing uygulayan Aksu yönetimi, mevcut toplu iş sözleşmesine aykırı hareket ediyor. İşçinin kendi biriminde çalışması esastır maddesini keyfi uygulamalarıyla çiğneyen yönetim, mobinge boyun eğmeyenleri de tazminatsız ve ihbarsız olarak işten çıkarıyor. Sarıyer Belediyesi’nde Mali Hizmetler Koordinatörü olarak çalışan Ramazan Gökalp Özen ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün Taziye biriminde büro personeli olan Yıldız Şen, işten atılış süreçlerini ve maruz kaldıkları mobingi Sarıyer Söz Gazetesi Haber Müdürü Aykut Metehan’a anlattı: Ramazan Gökalp Özen’in açıklamaları şu şekilde: 12 yıldır Sarıyer Belediyesi’nde çalışan Mali Hizmetler Koordinatörü Ramazan Gökalp Özen, “8 aydır bize bir görev tebliğ edilmedi. Müdürlüğümüz bünyesinde yapılan eğitimlere katılmam da engellendi.  Müdürümüz Beşiktaş’tan getirilen bir isim. Belki yaşadığım süreçten haberi bile yok. Biz işçiyiz. Üzgünüz. İş veirlemdi, mobingler yapıldı. 8 aydır iş verilmemesi başlı başına bir mobingdir zaten. “NEDEN İŞTEN ATILDIĞIMIZI BİLMİYORUZ” Açıkçası biz neden işten atıldığımızı bilmiyoruz. Kimse bize bunun sebebini açıklamadı, açıklama gereği hissetmedi. Benim 12 yıllık performansımı 6 aylık bir yönetim neye göre değerlendirdi. Burası bir kamu kuruluşu. Hizmette devamlılık esastır. Başkanın ismi farketmeksizin biz hizmet ederiz. Bu işin temelinde bizim sendikada yakaladığımız başarı var. İşçinin alamadığı paraları, onların hakkını sözleşmeye tabi tuttuk. Sayemizde işçi hakkını aldı. Bizim sendikadaki bu başarımız yönetim üzerinde bir kaygı oluşturdu. "HEM SENDİKA YÖNETİMİNDE HEM DE CHP’NİN İLÇE YÖNETİM KADROSUNDA" Sendikanın şube yönetiminde yer alan Serkan Büyükdurmuş, aynı zamanda CHP’nin ilçe yönetiminde. Bunu etik bulmuyoruz. Zamanında kendisiyle yol arkadaşlığı yapmışlığımız var. "BİZİM SİYASETLE İŞİMİZ OLMAZ" Biz emekçiyiz. Bize verilen işi layıkıyla yeirne getirmekten başka bir gayretimiz olmaz. Bizim siyasetle veya isimlerle bir işimiz olmaz. Sendikadaki temsilcilik görevimiz bittikten sonra yönetim böyle bir tasarrufta bulundu. “BİZİ İŞTEN ÇIKARMANIZ SARIYER’E FAYDA MI GETİRDİ?” Biz hukuksuz bir şekilde işten çıkarıldık. Burası kimsenin babasının malı değil. Burası kamu kuruluşu. Bizi işten çıkarınca hizmetler mi hızlandı. Hayır. Tam aksine personel üzerinde bir baskı, korku iklimi oluştu. “GELECEĞİMİZE İPOTEK KOYDULAR” Kod 26 ile işten çıkarıldık.  Bu tazminat alamamak ve işsizlik maaşına başvuramamk anlamına geliyor. Disiplin Kurulu kararı ile çıkarıldık. Bizim bu karar ile çıkarılmamız hukuki değil. Biz görevi yerine getirmiyor değiliz, müdürlük değişimini kabul etmiyoruz. Bu karar bizim bundan sonraki çalışma hayatımıza ipotek koymak demektir. “KADINA ŞİDDETE KARŞI YÜRÜDÜKLERİ GÜN PSİKOLOJİK ŞİDDET YAPTILAR” Yıldız Şen kadına şiddete karşı yürüdükleri günde haksız bir şekilde işten çıkarıldı. Hak, hukuk adalet diyorsun. Kadına şiddete karşı yürüyorsun. Ama kadına psikolojik şiddet uygulayarak işten atıyorsun. “DİĞER İŞÇİLERE GÖZDAĞI VERİLİYOR” Bizim üzerimizden diğer işçilere gözdağı vermeye çalışıyorlar. ‘Bakın bunlar sizin işçi temsilcinizdi. Bunlara bunları yaptık, size neler yapmayız’ diyorlar. Kusura bakmasınlar. Sarıyer, Sarıyerlilerindir. Bunu Sarıyer Belediyesi personeli de yemez, Sarıyer halkı da yemez. “KOD 26’DAN VAZGEÇİLMESİNİ İSTİYORUZ” Biz kod 26’dan vazgeçilmesini istiyoruz. Bunu yapabilirler. Biz tazminat hakalrımızdan, ihbar haklarımızdan hukuksuz bir şekilde mahrum bırakılmak istemiyoruz. Bunu isterlerse çok rahat bir şekilde düzeltebilirler. Bu yanlıştan dönülmezse bize çok büyük zararı olacak. Biz kimsenin düşmanı değiliz. Biz emeğin temsilciliğini yapmışız. “EK PROTOKOLLE KAZANDIRDIĞIMIZ HAKLARI İŞÇİDEN GERİ ALMAYA ÇALIŞIYORLAR” Yapmış oldukları, yapmaya çalıştıkları bir ek protokol var. Bu ek protokolle bizim işçiye kazandırdığımız hakları geri almaya çalışıyorlar. Buradan işçi kardeşlerime sesleniyorum. Yapmış oldukları ek protokol usulsüz ve hukuksuzdur. Bir geçerliliği yoktur. İşçiye verdikleri parayı geri almaya çalışıyorlar. “DAHA NE KADAR SIRTIMIZDA YÜKSELECEKLER?” Umarım bu işten çıkarmaların sonu gelir. Umarım hırsları Ramazan ve Yıldız üzerinden geçmiştir. Ancak mevcut duruma baktığımda hiç de iç açıcı görmüyorum. Trafik kazası geçirip yatağa düşen belediye personeli Barkın’ın, Nihat’ın durumuna baktığımızda umudum kalmıyor. Diğer arkadaşların işten çıkarılmaması için elimden geleni yapacağım. 500 kişinin daha işten çıkarılacağı söyleniyor. Biz işçiyiz, toplumun en alt kademesiyiz. Daha ne kadar bizim sırtımızdan yükselecekler, merak ediyorum. Yıldız Şen’in açıklamaları şu şekilde: “İnsanların en acılı günlerinde, cenazelerinde, taziyelerinde birebir temas sağlayan kişi bendim. Neden bu yaşadıklarımıza maruz kaldığımı bilmiyorum. Normalde taziye biriminde çalışıyorum ancak ilk görevlendirmem 30 Nisan’da geldi. 90 gün boyunca oto sanayide görevlendirildim. Bu normal bir uygulama değildir ama biz işçiyiz. Vergi dönemine denk geldiği için orada personel ihtiyacı olduğunu düşünerek görevi icra ettim. Sözleşmemizde de yazar, görevlendirmeler maksimum 90 gün olur. 90 gün oto sanayide görevimi yaptım. 91. gün kendi müdürlüğüme döndüğümde ‘Sen neden geldin ki?’ söylemleriyle karşılaştım.” Ben hukuken yüzde 100 haklıyım. Ama bizim asıl derdimiz Sarıyer’in 2 bin 300 personeldir. Biz işçinin sofrasına katkı sağlamışız. Bunun dışında ne yapmışız? “BEN SON DAKİKAYA KADAR HİZMET ETTİM” Ben son günüme kadar çalışmış bir insanım. Kendi işim olmamasına rağmen, yöneticim bana ‘sen çalışmıyorsun’ dediğinde ben belediyenin burs verilerini sisteme giriyordum. Son anıma kadar çalıştım. Herkes bana ‘sen atılacaksın bırak yapma’ dese de ben vatandaşın hizmeti aksamasın diye son dakikama kadar çalıştım. Üzerimde çalışmıyor algısı oluşturulmaya çalışıldı. Sistemim kapatıldı. Hizmet etmem engellendi. Ben sistemim kapalı olmasına rağmen başka arkadaşımın sisteminden ‘hizmet aksamasın’ prensibiyle çalıştım. ÖZEL HABER: AYKUT METEHAN
Geçtiğimiz hafta 12 CHP’li meclis üyesini ‘kıyak’ atama ile SARBEL’de maaşa bağlayan Oktay Aksu, Sarıyer’de işçi kıyımı yapıyor.

Sarıyer Belediyesi’ni akrabaları ve Kartal’daki dostlarıyla dolduran Sarıyer Belediye Başkanı Mustafa Oktay Aksu, belediyede iddiaya göre hukuksuz işçi kıyımları yapıyor. Belediye’de 12 yıl çalışmış olan Ramazan Gökalp Özen’e 8 aydır iş vermeyerek mobing uygulayan yönetim Özen’in işine kod 26 ile son verdi. Ancak Ramazan Gökalp Özen işine hukuksuz bir şekilde son verilen tek isim değil.

Personellerini farklı müdürlüklere sürerek mobing uygulayan Aksu yönetimi, mevcut toplu iş sözleşmesine aykırı hareket ediyor. İşçinin kendi biriminde çalışması esastır maddesini keyfi uygulamalarıyla çiğneyen yönetim, mobinge boyun eğmeyenleri de tazminatsız ve ihbarsız olarak işten çıkarıyor.

Sarıyer Belediyesi’nde Mali Hizmetler Koordinatörü olarak çalışan Ramazan Gökalp Özen ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün Taziye biriminde büro personeli olan Yıldız Şen, işten atılış süreçlerini ve maruz kaldıkları mobingi Sarıyer Söz Gazetesi Haber Müdürü Aykut Metehan’a anlattı:

Ramazan Gökalp Özen’in açıklamaları şu şekilde:

12 yıldır Sarıyer Belediyesi’nde çalışan Mali Hizmetler Koordinatörü Ramazan Gökalp Özen, “8 aydır bize bir görev tebliğ edilmedi. Müdürlüğümüz bünyesinde yapılan eğitimlere katılmam da engellendi.  Müdürümüz Beşiktaş’tan getirilen bir isim. Belki yaşadığım süreçten haberi bile yok. Biz işçiyiz. Üzgünüz. İş veirlemdi, mobingler yapıldı. 8 aydır iş verilmemesi başlı başına bir mobingdir zaten.

“NEDEN İŞTEN ATILDIĞIMIZI BİLMİYORUZ”

Açıkçası biz neden işten atıldığımızı bilmiyoruz. Kimse bize bunun sebebini açıklamadı, açıklama gereği hissetmedi. Benim 12 yıllık performansımı 6 aylık bir yönetim neye göre değerlendirdi. Burası bir kamu kuruluşu. Hizmette devamlılık esastır. Başkanın ismi farketmeksizin biz hizmet ederiz. Bu işin temelinde bizim sendikada yakaladığımız başarı var. İşçinin alamadığı paraları, onların hakkını sözleşmeye tabi tuttuk. Sayemizde işçi hakkını aldı. Bizim sendikadaki bu başarımız yönetim üzerinde bir kaygı oluşturdu.

"HEM SENDİKA YÖNETİMİNDE HEM DE CHP’NİN İLÇE YÖNETİM KADROSUNDA"

Sendikanın şube yönetiminde yer alan Serkan Büyükdurmuş, aynı zamanda CHP’nin ilçe yönetiminde. Bunu etik bulmuyoruz. Zamanında kendisiyle yol arkadaşlığı yapmışlığımız var.

"BİZİM SİYASETLE İŞİMİZ OLMAZ"

Biz emekçiyiz. Bize verilen işi layıkıyla yeirne getirmekten başka bir gayretimiz olmaz. Bizim siyasetle veya isimlerle bir işimiz olmaz. Sendikadaki temsilcilik görevimiz bittikten sonra yönetim böyle bir tasarrufta bulundu.

“BİZİ İŞTEN ÇIKARMANIZ SARIYER’E FAYDA MI GETİRDİ?”

Biz hukuksuz bir şekilde işten çıkarıldık. Burası kimsenin babasının malı değil. Burası kamu kuruluşu. Bizi işten çıkarınca hizmetler mi hızlandı. Hayır. Tam aksine personel üzerinde bir baskı, korku iklimi oluştu.

“GELECEĞİMİZE İPOTEK KOYDULAR”

Kod 26 ile işten çıkarıldık.  Bu tazminat alamamak ve işsizlik maaşına başvuramamk anlamına geliyor. Disiplin Kurulu kararı ile çıkarıldık. Bizim bu karar ile çıkarılmamız hukuki değil. Biz görevi yerine getirmiyor değiliz, müdürlük değişimini kabul etmiyoruz. Bu karar bizim bundan sonraki çalışma hayatımıza ipotek koymak demektir.

“KADINA ŞİDDETE KARŞI YÜRÜDÜKLERİ GÜN PSİKOLOJİK ŞİDDET YAPTILAR”

Yıldız Şen kadına şiddete karşı yürüdükleri günde haksız bir şekilde işten çıkarıldı. Hak, hukuk adalet diyorsun. Kadına şiddete karşı yürüyorsun. Ama kadına psikolojik şiddet uygulayarak işten atıyorsun.

“DİĞER İŞÇİLERE GÖZDAĞI VERİLİYOR”

Bizim üzerimizden diğer işçilere gözdağı vermeye çalışıyorlar. ‘Bakın bunlar sizin işçi temsilcinizdi. Bunlara bunları yaptık, size neler yapmayız’ diyorlar. Kusura bakmasınlar. Sarıyer, Sarıyerlilerindir. Bunu Sarıyer Belediyesi " class="text-dark font-weight-bold" target="_blank"> Sarıyer Belediyesi personeli de yemez, Sarıyer halkı da yemez.

“KOD 26’DAN VAZGEÇİLMESİNİ İSTİYORUZ”

Biz kod 26’dan vazgeçilmesini istiyoruz. Bunu yapabilirler. Biz tazminat hakalrımızdan, ihbar haklarımızdan hukuksuz bir şekilde mahrum bırakılmak istemiyoruz. Bunu isterlerse çok rahat bir şekilde düzeltebilirler. Bu yanlıştan dönülmezse bize çok büyük zararı olacak. Biz kimsenin düşmanı değiliz. Biz emeğin temsilciliğini yapmışız.

“EK PROTOKOLLE KAZANDIRDIĞIMIZ HAKLARI İŞÇİDEN GERİ ALMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Yapmış oldukları, yapmaya çalıştıkları bir ek protokol var. Bu ek protokolle bizim işçiye kazandırdığımız hakları geri almaya çalışıyorlar. Buradan işçi kardeşlerime sesleniyorum. Yapmış oldukları ek protokol usulsüz ve hukuksuzdur. Bir geçerliliği yoktur. İşçiye verdikleri parayı geri almaya çalışıyorlar.

“DAHA NE KADAR SIRTIMIZDA YÜKSELECEKLER?”

Umarım bu işten çıkarmaların sonu gelir. Umarım hırsları Ramazan ve Yıldız üzerinden geçmiştir. Ancak mevcut duruma baktığımda hiç de iç açıcı görmüyorum. Trafik kazası geçirip yatağa düşen belediye personeli Barkın’ın, Nihat’ın durumuna baktığımızda umudum kalmıyor. Diğer arkadaşların işten çıkarılmaması için elimden geleni yapacağım. 500 kişinin daha işten çıkarılacağı söyleniyor. Biz işçiyiz, toplumun en alt kademesiyiz. Daha ne kadar bizim sırtımızdan yükselecekler, merak ediyorum.

Yıldız Şen’in açıklamaları şu şekilde:

“İnsanların en acılı günlerinde, cenazelerinde, taziyelerinde birebir temas sağlayan kişi bendim. Neden bu yaşadıklarımıza maruz kaldığımı bilmiyorum. Normalde taziye biriminde çalışıyorum ancak ilk görevlendirmem 30 Nisan’da geldi. 90 gün boyunca oto sanayide görevlendirildim. Bu normal bir uygulama değildir ama biz işçiyiz. Vergi dönemine denk geldiği için orada personel ihtiyacı olduğunu düşünerek görevi icra ettim. Sözleşmemizde de yazar, görevlendirmeler maksimum 90 gün olur. 90 gün oto sanayide görevimi yaptım. 91. gün kendi müdürlüğüme döndüğümde ‘Sen neden geldin ki?’ söylemleriyle karşılaştım.”

Ben hukuken yüzde 100 haklıyım. Ama bizim asıl derdimiz Sarıyer’in 2 bin 300 personeldir. Biz işçinin sofrasına katkı sağlamışız. Bunun dışında ne yapmışız?

“BEN SON DAKİKAYA KADAR HİZMET ETTİM”

Ben son günüme kadar çalışmış bir insanım. Kendi işim olmamasına rağmen, yöneticim bana ‘sen çalışmıyorsun’ dediğinde ben belediyenin burs verilerini sisteme giriyordum. Son anıma kadar çalıştım. Herkes bana ‘sen atılacaksın bırak yapma’ dese de ben vatandaşın hizmeti aksamasın diye son dakikama kadar çalıştım. Üzerimde çalışmıyor algısı oluşturulmaya çalışıldı. Sistemim kapatıldı. Hizmet etmem engellendi. Ben sistemim kapalı olmasına rağmen başka arkadaşımın sisteminden ‘hizmet aksamasın’ prensibiyle çalıştım.

ÖZEL HABER: AYKUT METEHAN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.