Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya: Eğitim, Ceza Sistemi ve Caydırıcılık Öne Çıkmalı

Gündem 25.01.2025 - 16:03, Güncelleme: 25.01.2025 - 16:23 590 kez okundu.
 

Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya: Eğitim, Ceza Sistemi ve Caydırıcılık Öne Çıkmalı

Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de yaşanan yangına ilişkin, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, Sarıyer Söz Gazetesi Muhabiri Kevser Karaduman'a önemli değerlendirmelerde bulundu. Kaya, sezonluk çalışan işletmelerin sezon başlamadan önce sistemlerinin kontrollerini ve bakımını yapması gerektiğine dikkat çekerek, "Bu tarz tesislerin hem bakımlarının hem de denetimlerinin sezon başında, daha insanlar tesise girmeden yapılması tavsiye edilir. Ayrıca burada çalışmayan bir sistem varsa sistem çalışana kadar, bu işletmenin konuk kabulünü gerçekleştirmemesi lazım." dedi.
Bolu Kartalkaya'da bulunan Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangın faciasında 78 vatandaşımız yaşamını yitirirken, çok sayıda kişi ise yaralandı. Kamuoyunda 'Sorumlusu kim? İhmal mi var? Erken uyarı sistemleri yok muydu?' gibi sorular tartışılırken, beklenen raporun henüz çıkmaması ile sorular cevapsız kalıyor. Peki ihmal var mı, varsa neydi? İnsanlar neden otelde mahsur kaldı ve bazısının yangından neden çok geç haberi oldu? Otellerin yangın güvenliliğine ilişkin yükümlülükleri nelerdir? Hepsi ve daha fazlasını Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, gazetemize verdiği röportajda değerlendirdi. "GÜVENLİK KÜLTÜRÜNÜ HAYATA DAHİL EDEREK ACİL DURUMLARA KARŞI DİRENÇLİ OLABİLİRİZ" Afet ve acil durumların tahmin edilemeyip, öngörülemediği zamanlarda ortaya çıktığını belirten Kaya, "Acil durumlara karşı dirençli olmak, öncesinde alacağımız tedbirlerle güvenlik kültürünü hayatımızın içine dahil ederek mümkün hale gelebiliyor. Kendimizi, mahallemizi, şehrimizi, ülkemizi ve toplumumuzu bu şekilde dirençli hale getirebiliyoruz. Getiremediğimiz noktada ise ne yazık ki bu ve benzeri olayları yaşama sıklığımız artıyor." ifadelerini kullandı. "KISA SÜREDE MÜDAHALE EDECEK BİR MERKEZ OLMALIYDI" Facianın büyük can kayıplarıyla sonuçlanmasına yol açan tedbirsizliklerden bahseden Kaya, "Bir yapısal tedbirler özelinde yönetilmesi gereken bir süreç var. Bir de olayların yönetilmesi noktasında devam eden bir süreç var. Yapısal tedbirler dediğimiz, otelin konuşlandırılığı bölge yani coğrafi şartları. Bunun dışında otelin bulunduğu alanla ilgili yangına müdahale edecek ekiplerin gelme süresini kısaltacak bir yöntem ve hatta belkide o bölgede bir merkez oluşturulması. Yani sadece tek bir otel özelinde söylemiyorum, o bölgedeki bütün otellerin acil bir durumunda müdahale edebilecek, itfaiye, 112 ve AFAD ekiplerininde olduğu bir merkez. Dönemsel olabilir, çünkü bu bölgelerdeki işletmeler çoğunlukla dönemlik iş yapıyorlar. Dönemsel olarak orada bir merkez oluşturup, acil duruma hızlı ve etkin bir şekilde müdahale edilebilir. Bunun haricinde binanın kendi iç donanımları yani bir yangın olayına karşı dayanıklı olması ve bu yangın özelinde yeterliliklerinin olması gerekiyordu." dedi. "ERKEN UYARI SİSTEMLERİ BİNANIN EN ÜCRA KÖŞESİNDE BİLE DUYULMALI" Kaya, yangın özelindeki yeterlilikleri şu şekilde sıraladı: "Özellikle 'Binaların Yangından Korunması Yönetmeliği'nin 50. maddesinde, yatak odalarının duvarlarından koridora açılan kapılara kadar hepsinin en az 30-60 dakika yangına karşı dirençli malzeme ile kaplanması gerekiyor. Yirmiden fazla yatağı olan ve 2 kattan fazla olan binalarda mutlaka acil çıkış kapısı ya da yangın merdivenleri her katta ikişer tane olmalıdır. İnsanları tahliye edecek çıkışların olması gerekiyor. Dumanlar için erken uyarı dedektörleri gibi sistemlerin olması şart. Bu sistemlerinde binanın en ücra köşesinde bile duyulabilir ve görülebilir olması lazım. Bu tarz binaların içerisinde engelli bireylerde olabiliyor, biz bunlara hassas gruplar diyoruz. Çocuklar yaşlılar ve engelliler hassas gruba dahil ediliyor. İşitme engeli olan bireyler için ışıklı uyarıcılar, görme engelli bireyler için ise sesli uyarıcılar dediğimiz uyarıcılar mevcut olmalı. Özellikle binayı tanımayan veya panik anında ne yapacağı belli olmayan bireyler için de işaretlerin olması gerekiyor ve bina elektriği kesik olsa bile onları güvenli alana ya da kapılara yönlendirecek bir sistemin var olması gerekiyor." "DUMANIN TAHLİYE EDİLEMEMESİ CAN KAYIPLARININ ARTMASINDA ETKEN OLDU" Bahsi geçen tedbir ve yeterliliklere rağmen bile yangın tehlikesiyle karşı karşıya kalınabileceğini vurgulayan Kaya, "Binada bulunan bir sanayi tüpü bile yangını büyüterek sürdürebilir. Bu bina özelinde bakarsak, yorganından döşeğine kadar her şey yanıcı. Bu tarz malzemeler yanma reaksiyonunu kolaylıkla tetikler. Bizim bunları önleyecek, sınırlandıracak işlemlere ihtiyacımız var. Binanın katlarında havalandırma olabilirdi. Belki de yakın zamanda açıklanacak raporlarda, hayatını kaybeden bazı vatandaşların karbondioksit veya karbonmonoksit zehirlenmesiyle can vermiş olma ihtimalleride ortaya çıkabilir. Dumanın tahliye edilememesi burada can kayıplarının artmasında etken olmuştur." dedi. "SIKINTI MEVZUATTA DEĞİL DENETİMDE" İş güvenliğini bir kültür olarak nitelendiren Kaya, "İş yerlerinin tehlike sınıfına bağlı olarak, çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli olmak üzere iş yerlerinde eğitimler düzenlenir. Bu eğitimler periyodik olarak devam ettirilir. İşe yeni birisi başladığı zaman bu eğitimler aldırılmalıdır. 1-3 yıl arasında insanların bu eğitimleri tekrar etmesi sağlanmalıdır. Tatbikatlarla uygulamaya dönüştürülebilir. Bütün bunlar 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu'nda vardır. Bizim kanun ya da mevzuat özelinde temelde büyük bir sıkıntımız olduğunu düşünmüyorum ama uygulama noktasındaki temel sıkıntı şudur, uygulama noktasındaki denetlemeyi yapmak ve denetimde ortaya çıkan eksiklikleri gidermek, giderilmiyorsa da cezalandırılması yani aksiyon alma noktasında sıkıntılarımız olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı. "SİRENLER DEVREYE GİRSEYDİ İNSANLAR İLK DAKİKADAN HABERDAR OLURDU" Otelin tahliye aşamasını kolaylaştırmak ve can kayıplarının önüne geçmesi için neler yapması gerektiğine değinen Kaya, "Konuklar odalarına yerleşip kapılarını kapattıklarında, kapının arkasında binanın bir kat planı olması gerekiyordu. Gelen konuklar o kat planına bakarak, acil çıkış kapılarını bulabilirlerdi. Acil çıkışta sesli uyaranlar, sirenler ve erken uyarı sistemleri devreye girmeliydi. Böylece insanlar olayın ilk dakikasından haberdar olup, alevler çok yükselmeden hızlı bir şekilde binayı terk edebilirlerdi. Binanın içerisindeki görevli personelin tahliyeye yardımcı olması, çıkış kapılarını göstermesi ve hassas gruptaki bireylerin hızlıca hareket etmesine öncülük etmesi binanın tahliyesini kolaylaştıran temel unsurlardır." dedi. "BEKLENEN RAPOR YOL GÖSTERİCİ OLACAK" Beklenen raporun sistemin çalışıp çalışmadığını, çalıştıysa nerede çalıştığını, çalışmadıysa neden çalışmadığını göstereceğini belirten Kaya, "Kontrollerin ve bakımların yapıldıysa ne sıklıklarla yapıldığını detaylı olarak rapor belirleyecek. Biz sadece olaydan etkilenen bireylerin çıktıktan sonraki ifadeleri üzerinden siren sesi duymadıklarını ve erken uyarıyla ilgili olan kısımda sorunlar yaşandığını görüyoruz. Rapor bize o anlamda yol gösterici olacak. Sistem çalışmadıysa, kurulmadı mı? Kurulduysa bakımı yapılmadı mı? Yapıldıysa bakımı neden çalışmadı? Teyite muhtaç bilgiler olduğundan, elimizde var olan kesin bilgiler üzerinden konuşmak, kamuoyunu doğru bilgilendirmede yardımcı olur diye düşünüyorum." dedi. "SİSTEM ÇALIŞANA KADAR KONUK KABUL ETMEMESİ LAZIM" Grand Kartal Otel gibi sezonluk çalışan işletmelerin, sezon başlamadan önce sistemlerinin kontrollerini yapmasının elzem olduğunu vurgulayan Kaya, "Manavgat'ta yaşanan teleferik kazası da bize gösterdi ki, bu yapıların bakımlarının yıllık olarak ve doğru şekillerde yapılması gerekiyor. Manavgat'taki sistemin bakımı yapılmış olmasına rağmen, yanlış bir bakım ya da kağıt üzerindeki bir bakım olarak kaldığı için bu olay yaşandı. Bu tarz tesislerin hem bakımlarının hem de denetimlerinin sezon başında, daha insanlar tesise girmeden yapılması en beklenilen ve tavsiye edilen süreçtir. Ayrıca burada çalışmayan bir sistem varsa sistem çalışana kadar, bu işletmenin konuk kabulünü gerçekleştirmemesi lazım." ifadelerini kullandı. "EĞİTİM, CEZA SİSTEMİ VE CAYDIRICILIK ÖN PLANA ÇIKMALI" Yangın güvenliği için 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu'nun kapsamının yeterli olduğunu açıklayan Kaya, sözlerini şu şekilde bitirdi: "Mevzuat anlamında ülkemizde bir sıkıntı yok ama mevzuatın içselleştirilmesi ve insanların bu mevzuata uygun hareket etmesi gerekiyor. İşveren, iş güvenliği uzmanı ve çalışan gibi herkesin bu kültürle ve aynı davranışla hareket etmesi gerekiyor. Bunlardan herhangi birisi bu kültürün parçası olmaktan çıkarsa, iş kazalarının yaşanma sıklığı da şiddeti de artacaktır. İş güvenliği kültürünün ülkemizde oturması için de hem eğitim hem de ceza sisteminin ve caydırıcılığın ön plana çıkması lazım. Bunlar sağlandığında emin olun her işletme para kaybetmek, itibar kaybetmek, kaza yaşamak yerine günvenlik tedbirlerini almayı daha çok önemseyecektir."   ÖZEL HABER- KEVSER KARADUMAN
Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de yaşanan yangına ilişkin, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, Sarıyer Söz Gazetesi Muhabiri Kevser Karaduman'a önemli değerlendirmelerde bulundu. Kaya, sezonluk çalışan işletmelerin sezon başlamadan önce sistemlerinin kontrollerini ve bakımını yapması gerektiğine dikkat çekerek, "Bu tarz tesislerin hem bakımlarının hem de denetimlerinin sezon başında, daha insanlar tesise girmeden yapılması tavsiye edilir. Ayrıca burada çalışmayan bir sistem varsa sistem çalışana kadar, bu işletmenin konuk kabulünü gerçekleştirmemesi lazım." dedi.

Bolu Kartalkaya'da bulunan Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangın faciasında 78 vatandaşımız yaşamını yitirirken, çok sayıda kişi ise yaralandı. Kamuoyunda 'Sorumlusu kim? İhmal mi var? Erken uyarı sistemleri yok muydu?' gibi sorular tartışılırken, beklenen raporun henüz çıkmaması ile sorular cevapsız kalıyor. Peki ihmal var mı, varsa neydi? İnsanlar neden otelde mahsur kaldı ve bazısının yangından neden çok geç haberi oldu? Otellerin yangın güvenliliğine ilişkin yükümlülükleri nelerdir? Hepsi ve daha fazlasını Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, gazetemize verdiği röportajda değerlendirdi.

"GÜVENLİK KÜLTÜRÜNÜ HAYATA DAHİL EDEREK ACİL DURUMLARA KARŞI DİRENÇLİ OLABİLİRİZ"

Afet ve acil durumların tahmin edilemeyip, öngörülemediği zamanlarda ortaya çıktığını belirten Kaya, "Acil durumlara karşı dirençli olmak, öncesinde alacağımız tedbirlerle güvenlik kültürünü hayatımızın içine dahil ederek mümkün hale gelebiliyor. Kendimizi, mahallemizi, şehrimizi, ülkemizi ve toplumumuzu bu şekilde dirençli hale getirebiliyoruz. Getiremediğimiz noktada ise ne yazık ki bu ve benzeri olayları yaşama sıklığımız artıyor." ifadelerini kullandı.

"KISA SÜREDE MÜDAHALE EDECEK BİR MERKEZ OLMALIYDI"

Facianın büyük can kayıplarıyla sonuçlanmasına yol açan tedbirsizliklerden bahseden Kaya, "Bir yapısal tedbirler özelinde yönetilmesi gereken bir süreç var. Bir de olayların yönetilmesi noktasında devam eden bir süreç var. Yapısal tedbirler dediğimiz, otelin konuşlandırılığı bölge yani coğrafi şartları. Bunun dışında otelin bulunduğu alanla ilgili yangına müdahale edecek ekiplerin gelme süresini kısaltacak bir yöntem ve hatta belkide o bölgede bir merkez oluşturulması. Yani sadece tek bir otel özelinde söylemiyorum, o bölgedeki bütün otellerin acil bir durumunda müdahale edebilecek, itfaiye, 112 ve AFAD ekiplerininde olduğu bir merkez. Dönemsel olabilir, çünkü bu bölgelerdeki işletmeler çoğunlukla dönemlik iş yapıyorlar. Dönemsel olarak orada bir merkez oluşturup, acil duruma hızlı ve etkin bir şekilde müdahale edilebilir. Bunun haricinde binanın kendi iç donanımları yani bir yangın olayına karşı dayanıklı olması ve bu yangın özelinde yeterliliklerinin olması gerekiyordu." dedi.

"ERKEN UYARI SİSTEMLERİ BİNANIN EN ÜCRA KÖŞESİNDE BİLE DUYULMALI"

Kaya, yangın özelindeki yeterlilikleri şu şekilde sıraladı:

"Özellikle 'Binaların Yangından Korunması Yönetmeliği'nin 50. maddesinde, yatak odalarının duvarlarından koridora açılan kapılara kadar hepsinin en az 30-60 dakika yangına karşı dirençli malzeme ile kaplanması gerekiyor. Yirmiden fazla yatağı olan ve 2 kattan fazla olan binalarda mutlaka acil çıkış kapısı ya da yangın merdivenleri her katta ikişer tane olmalıdır. İnsanları tahliye edecek çıkışların olması gerekiyor. Dumanlar için erken uyarı dedektörleri gibi sistemlerin olması şart. Bu sistemlerinde binanın en ücra köşesinde bile duyulabilir ve görülebilir olması lazım. Bu tarz binaların içerisinde engelli bireylerde olabiliyor, biz bunlara hassas gruplar diyoruz. Çocuklar yaşlılar ve engelliler hassas gruba dahil ediliyor. İşitme engeli olan bireyler için ışıklı uyarıcılar, görme engelli bireyler için ise sesli uyarıcılar dediğimiz uyarıcılar mevcut olmalı. Özellikle binayı tanımayan veya panik anında ne yapacağı belli olmayan bireyler için de işaretlerin olması gerekiyor ve bina elektriği kesik olsa bile onları güvenli alana ya da kapılara yönlendirecek bir sistemin var olması gerekiyor."

"DUMANIN TAHLİYE EDİLEMEMESİ CAN KAYIPLARININ ARTMASINDA ETKEN OLDU"

Bahsi geçen tedbir ve yeterliliklere rağmen bile yangın tehlikesiyle karşı karşıya kalınabileceğini vurgulayan Kaya, "Binada bulunan bir sanayi tüpü bile yangını büyüterek sürdürebilir. Bu bina özelinde bakarsak, yorganından döşeğine kadar her şey yanıcı. Bu tarz malzemeler yanma reaksiyonunu kolaylıkla tetikler. Bizim bunları önleyecek, sınırlandıracak işlemlere ihtiyacımız var. Binanın katlarında havalandırma olabilirdi. Belki de yakın zamanda açıklanacak raporlarda, hayatını kaybeden bazı vatandaşların karbondioksit veya karbonmonoksit zehirlenmesiyle can vermiş olma ihtimalleride ortaya çıkabilir. Dumanın tahliye edilememesi burada can kayıplarının artmasında etken olmuştur." dedi.

"SIKINTI MEVZUATTA DEĞİL DENETİMDE"

İş güvenliğini bir kültür olarak nitelendiren Kaya, "İş yerlerinin tehlike sınıfına bağlı olarak, çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli olmak üzere iş yerlerinde eğitimler düzenlenir. Bu eğitimler periyodik olarak devam ettirilir. İşe yeni birisi başladığı zaman bu eğitimler aldırılmalıdır. 1-3 yıl arasında insanların bu eğitimleri tekrar etmesi sağlanmalıdır. Tatbikatlarla uygulamaya dönüştürülebilir. Bütün bunlar 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu'nda vardır. Bizim kanun ya da mevzuat özelinde temelde büyük bir sıkıntımız olduğunu düşünmüyorum ama uygulama noktasındaki temel sıkıntı şudur, uygulama noktasındaki denetlemeyi yapmak ve denetimde ortaya çıkan eksiklikleri gidermek, giderilmiyorsa da cezalandırılması yani aksiyon alma noktasında sıkıntılarımız olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

"SİRENLER DEVREYE GİRSEYDİ İNSANLAR İLK DAKİKADAN HABERDAR OLURDU"

Otelin tahliye aşamasını kolaylaştırmak ve can kayıplarının önüne geçmesi için neler yapması gerektiğine değinen Kaya, "Konuklar odalarına yerleşip kapılarını kapattıklarında, kapının arkasında binanın bir kat planı olması gerekiyordu. Gelen konuklar o kat planına bakarak, acil çıkış kapılarını bulabilirlerdi. Acil çıkışta sesli uyaranlar, sirenler ve erken uyarı sistemleri devreye girmeliydi. Böylece insanlar olayın ilk dakikasından haberdar olup, alevler çok yükselmeden hızlı bir şekilde binayı terk edebilirlerdi. Binanın içerisindeki görevli personelin tahliyeye yardımcı olması, çıkış kapılarını göstermesi ve hassas gruptaki bireylerin hızlıca hareket etmesine öncülük etmesi binanın tahliyesini kolaylaştıran temel unsurlardır." dedi.

"BEKLENEN RAPOR YOL GÖSTERİCİ OLACAK"

Beklenen raporun sistemin çalışıp çalışmadığını, çalıştıysa nerede çalıştığını, çalışmadıysa neden çalışmadığını göstereceğini belirten Kaya, "Kontrollerin ve bakımların yapıldıysa ne sıklıklarla yapıldığını detaylı olarak rapor belirleyecek. Biz sadece olaydan etkilenen bireylerin çıktıktan sonraki ifadeleri üzerinden siren sesi duymadıklarını ve erken uyarıyla ilgili olan kısımda sorunlar yaşandığını görüyoruz. Rapor bize o anlamda yol gösterici olacak. Sistem çalışmadıysa, kurulmadı mı? Kurulduysa bakımı yapılmadı mı? Yapıldıysa bakımı neden çalışmadı? Teyite muhtaç bilgiler olduğundan, elimizde var olan kesin bilgiler üzerinden konuşmak, kamuoyunu doğru bilgilendirmede yardımcı olur diye düşünüyorum." dedi.

"SİSTEM ÇALIŞANA KADAR KONUK KABUL ETMEMESİ LAZIM"

Grand Kartal Otel gibi sezonluk çalışan işletmelerin, sezon başlamadan önce sistemlerinin kontrollerini yapmasının elzem olduğunu vurgulayan Kaya, "Manavgat'ta yaşanan teleferik kazası da bize gösterdi ki, bu yapıların bakımlarının yıllık olarak ve doğru şekillerde yapılması gerekiyor. Manavgat'taki sistemin bakımı yapılmış olmasına rağmen, yanlış bir bakım ya da kağıt üzerindeki bir bakım olarak kaldığı için bu olay yaşandı. Bu tarz tesislerin hem bakımlarının hem de denetimlerinin sezon başında, daha insanlar tesise girmeden yapılması en beklenilen ve tavsiye edilen süreçtir. Ayrıca burada çalışmayan bir sistem varsa sistem çalışana kadar, bu işletmenin konuk kabulünü gerçekleştirmemesi lazım." ifadelerini kullandı.

"EĞİTİM, CEZA SİSTEMİ VE CAYDIRICILIK ÖN PLANA ÇIKMALI"

Yangın güvenliği için 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu'nun kapsamının yeterli olduğunu açıklayan Kaya, sözlerini şu şekilde bitirdi:

"Mevzuat anlamında ülkemizde bir sıkıntı yok ama mevzuatın içselleştirilmesi ve insanların bu mevzuata uygun hareket etmesi gerekiyor. İşveren, iş güvenliği uzmanı ve çalışan gibi herkesin bu kültürle ve aynı davranışla hareket etmesi gerekiyor. Bunlardan herhangi birisi bu kültürün parçası olmaktan çıkarsa, iş kazalarının yaşanma sıklığı da şiddeti de artacaktır. İş güvenliği kültürünün ülkemizde oturması için de hem eğitim hem de ceza sisteminin ve caydırıcılığın ön plana çıkması lazım. Bunlar sağlandığında emin olun her işletme para kaybetmek, itibar kaybetmek, kaza yaşamak yerine günvenlik tedbirlerini almayı daha çok önemseyecektir."

 

ÖZEL HABER- KEVSER KARADUMAN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.