Özel İmamoğlu ve Yavaş'ın Fotoğrafını Gösterdi: Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
Özel İmamoğlu ve Yavaş'ın Fotoğrafını Gösterdi: Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kartalkaya yangını ve 6 Şubat depremleri ile ilgili iktidarı eleştiren Özel, "Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganı attı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel, sözlerine Demokrat Parti'den istifa ederek CHP'ye katılan milletvekilleri Cemal Enginyurt ile Salih Uzun'a rozetlerini takdim ederek başladı.
Salih Uzun, konuşmasında “Ben buraya tümüyle değişerek gelmedim, sizi değiştirmek için de gelmedim. Niye geldim? Çünkü bugün yapılacak tek şey birleşme, dayanışma ve birlikte direnme, birlikte mücadele; ayrı ayrı değil” ifadelerini kullandı.
Cemal Enginyurt ise şunları söyledi:
"Sayın başkan geçmişte benden çok çekti. Ben Özgür Özel'e bir kez daha teşekkür ederim. Kendisi benden davasını vazgeçerek helalleştik.
Bazı jeliboncu deliler 'helalleştin mi?' diyor. Ben helalleşemeyenlere soruyorum. Siz İliç ile Bolu'daki 78 canla helalleştiniz mi? Geçen günlerde intihar eden Mert'in ailesiyle helalleştiniz mi. Biz CHP'ye benzemeye gelmedik. Biz sarı saçlı mavi gözlü Mustafa Kemal Atatürk'e geldik.
Recep Tayyip Erdoğan bizi öyle bir hale getirmeye çalışıyor ki. Erdoğan biz ne senin gibi olacağız ne de kara toprağın olacağız. Biz Atatürk'ün askeri olacağız. Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık. Tek adam diye tutturana sesleniyorum. Suçsuz yattığımız zindanda sizi yatırmazsak bize yazıklar olsun."
Erken seçim tartışmaları hakkında konuşan Özgür Özel, "Erken seçimin adayı erken belirlenir. Adayı geç belirlemenin bedelini ağır ödedik" dedi.
Özgür Özel konuşmasını sonlandırırken Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın el ele olan fotoğrafını göstererek, "Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganını attı.
KARTALKAYA YANGIN FACİASI TEPKİSİ
Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“78 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan Kartalkaya Otel faciasının üzerinden tam 2 hafta geçti. İçişleri Bakanı olay günü tüm sorumluların 10 gün içinde belirleneceğini taahhüt etmişti. Bugün o sözün üzerinden tam 14 gün geçti. Sorumlular ortada yok. Adalet Bakanı'nın önce resmi yazı ile görevlendirdiği, sonra kabul etmeyip, 'Bu rapora Bolu Belediyesi'ni ilave etmezseniz almayız' dedikleri rapora 'korsan' dediler. Resmi görevlendirme yazısını açıkladık. İsimleri açıkladık. Resimleri açıkladık. O günkü bilirkişi, 7 kişilik bilirkişi heyeti, mesleki namuslarına da kişisel onurlarına da sahip çıktılar ve suçlu görmediklerini o rapora ilave etmediler.
Suçlu gördüklerini de çıkarmadılar. Bu sefer önce dediler ki: "O rapor korsandır, yoktur." Bizim bu raporu ifşa etmemizden ve bilirkişinin raporunun arkasında durmasından sonra bu kez "İhtiyaç gördük, heyeti genişletiyoruz." dediler. Mevcut bilirkişiyi inkâr edemeden. O günden bugüne yeni bilirkişiler geldiler, birkaç gün çalıştılar ama ne eski rapor ne o rapora yeni bilirkişilerin ilavesi ne ayrı bir rapor, ortada hiçbir rapor yok.
Oysa gözaltındakiler hakim karşısına çıkarken o rapora göre sorumlulukları belirlenecek, gözaltından tutukluğa sevki talep edilecek ya da edilmeyecek. Hâkim tarafından karar bilirkişinin bulduklarına göre verilecekti. Ama rapor İl Özel İdaresi'ni, dolayısıyla Bolu Valiliği'ni sorumlu tuttuğu için, rapora bu yönüyle Turizm Bakanı katılıp "Bunlar sorumlu." dediği için, rapor diğer taraftan Turizm İl Müdürlüğü'nü, Turizm Bakanlığı'nı sorumlu tuttuğu için, raporun da bu yönüne Bolu Valisi kabul edip "Doğrusu budur." dediği için raporun iki parçası birbirini suçlayan Ak Partililerden ve onların atadıklarından oluşuyor.
"14 GÜNDÜR KIPIRDAYAMIYORLAR"
Ne raporda ne bir başka yerde olmayan sorumluluğu sosyal medya faaliyetiyle CHP'ye yüklemeye çalışanların milletin gönlünde yeri olmadığı, herkesin bu meseleyi doğru yerden okuduğunu gördüler. Gözlerine far tutulmuş tavşan gibi hakikatin karşısında hareketsiz kaldılar. 14 gündür kıpırdayamıyorlar. 14 gündür bilirkişi raporu olmaksızın tutuklamalar yapıldı ve 14 gündür hâlen daha Bolu Cumhuriyet Başsavcısı'nın Ankara'dan yediği tazyik üzerine hakikatten "AK Parti'yi nasıl sıyırırım, buraya Cumhuriyet Halk Partisi'ni nasıl bulaştırırım?" bunun çabası var.
Turizm Bakanı televizyon önüne çıktığında 25 kez "Bilmiyorum, haberim yok, bilemiyorum." diyerek aslında nasıl bir acziyet içinde olduğunu ifade etmişti. Daha sonra kendisinin 2 yıl önce, 3 yıl önce çıktığı bir televizyon programı çıktı. O programda kendi ağzından tane tane "Belediyelerin iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı dediğiniz aslında nedir biliyor musunuz? Yangın belgesidir, itfaiye içeriklidir. Bu belgeyi verirler, bir daha turizm tesislerinde denetleme yapmazlar. Bizde ise öyle değildir. Bizde sınıflandırma belgesi vardır. Bakanlığın belgesi, işletme belgesidir ve bakanlık düzenli olarak buraları kontrol eder, düzenli olarak gider, denetler." diyerek aslında Bolu Belediyesi'nin bir kere gitmesi gerektiğini ama daha sonra denetimin, rutininin kendilerinde olduğunu ve bir şey istenecekse kendilerinin isteyeceğini açıkça söylemiş.
"İÇİŞLERİ BAKANI HALA SESSİZ BİR ŞEKİLDE DURUYOR"
İçişleri Bakanı halen daha verdiği söze rağmen sessiz bir şekilde duruyor. Bu utanç, maalesef, 'Bu mızrak daha fazla bu çuvala sığmaz.' Bu utanç daha fazla gizlenemez ama bekleyecekler, bekliyorlar. 21 Ocak'ta yangın sürerken onlar önce 6, sonra 10 kaybımız var deyince biz 66 kaybı bilip "Valilik ya da bakan açıklayacak, onların görevidir, onlar açıklasın, spekülasyon olmasın." diye beklerken 6 saat Ankara İl Kongresi'ni bekletip Kürşat Zorlu'ya orada yangın sürerken sanki yangından kaçıyormuş Kürşad Zorlu gibi rozet takıp biz haftalık grup toplantısını ertelerken Ankara İl Kongresi'ni bir güzel yapıp oradaki konuşmasından sonra gerçek rakamı açıklayanlar bu sorumluyu da 23 Şubat'ı bekletip büyük kongrelerini yapıp güya bu yangının bakan üzerinden görevden alınınca AK Parti'nin sırtına yük olmasına engel olup çok sayıda bakan değişirken bu ve diğerlerini birlikte değiştirip bu işten kurtulma yoluna gidiyor.
“SÖZ VERİLENİN SADECE YÜZDE 2,7’SİNİ YAPTILAR”
CHP olarak önümüzdeki üç günde, depremde yıkılan neresi varsa, hasar gören tüm illerde var gücümüzle olmaya, onlara iki yıl önce olduğu gibi, iki yıl sonra da dokunmaya, sorunları Meclis’e taşımaya gidiyoruz. 8-10 Şubat tarihlerinde Erdoğan yaptığı açıklamada, 650 bin konutun yıkıldığını, devletin güçlü olduğunu ve bir yıl içinde tüm konutların yapılarak teslim edileceğinin sözünü vermişti. Depremin birinci yılı bittiğinde açıkladık. Teslim edilen konut sayısı sadece 18 bin 19’du. Yani söz verilenin yüzde 2,7’si.
“DEPREM SONRASI YAPILAN YARGILAMA TAM BİR FİYASKODUR”
Depremin ardından yapılan yargılamalar tam bir fiyaskodur. 2031 soruşturma var, bin 397’si hakkında iddianame düzenlenmiş. Yani her üç sorumludan biri şu ana kadar savcı karşısına bile çıkmamıştır. Karara bağlanan soruşturma sayısı 75’tir. Her yüz aileden 97’sinin adalet beklentisi devam ediyor. Apartman isimleriyle, site isimleriyle bu salonda her hafta ailelerin sorunlarını dile getirdik. Sorumluların yurt dışına kaçmasından, izini kaybettirmesinden acı çeken insanlar var.
Meslek örgütlerinin gönüllü onca dayanışma çabasına rağmen bu alanı devlet hala regüle edememiştir. Yoğun bakım sorunu en büyük sorundur. Yoğun bakıma yatırılması gereken hastalar acil sedyelerinde beklemekte. Deprem bölgesinde yüzlerce okul yıkılmıştır. Açtık denilen okulların çoğu konteyner okullardır. Sağlıksız, elverişsiz, eğitime uygun olmayan şartlarda öğrenciler yıllarını kaybetmektedir. Sadece Van depreminde bir seferde 6 yıl mücbir sebep uzatılmış ve uygulanmıştır. Böylesi bir depremde çorap satıp geçinen adamdan vergi almaya çalışmanın bir vicdanı gerekçesi ortada yoktur.
"TEĞMENLERE RÜTBELERİNİ GERİ VERECEĞİZ"
TSK Mustafa Kemal Atatürk'ün bu güzel milleti ve devleti bu toprakları emanet ettiği, bu toprakların bir karşı için canını vermeye hazır, şanlı bayrağın dalgalanması için canını vermeye hazır askerlerle subaylarla uzmanlarla görev yapmaktadır. Bu ordunun şerefli subayları orduya katıldığı ilk günden iki şeye hayal kurarlar. Rütbe takacakları günü ve şanla şerefle bu ordudan ayrılacakları günü. Bu teğmenler hayalini gördükleri gün çok sevdikleri Atatürk'e orduya bayrağa bağlılıklarını dile getirmek için kılıçlarını çekip Ata'ya bayrağa devlete sadakalarını belirtmek istediler.
Onlar da tören bitince protokol gidince biz töreni birlikte yaparız. Yeminlerini yaptılar ardından emre itaatsizlik ettiniz diye disiplin kuruluna sevk edildiler. Bunu hazmedemeyen bazı şeriatçı odaklar tarikatlar cemaatler 8 gün boyunca sosyal medyadan teğmenlere saldırdılar. Selamını gülerek aldığı elini sıktığı Ebru teğmene 8 günün sonunda sen kime kılıç çekiyorsun dedi. Millet sahip çıktı Erdoğan suçladı. Sonra soruşturmalar açıldı ve teğmenlerimizden 5'i ve 3 komutan ordudan ihraç edildi. Teğmenlere aylardır sosyal medyadan hakaret edenler küfür edenlere bir soruşturma açılmamışken teğmenler sırf Mustafa Kemal'in Askerleriyiz dedikleri için atıldılar.
"İHRAÇ EDİLEN TEĞMENLERİN TAZMİNATLARINI CHP ÖDEYECEK"
Bir cübbeli amirale soruşturmayı aylarca bekletip emekli edenler. Öte yandan emeklilik çağındaki komutanları yaktılar teğmenlerin de hayatını kararttılar. 5 Teğmen ve üç komutan hepimizin onurudur gururudur. Onlar kendilerini hangi mevki makamda görmek istiyorlarsa bunu sağlamak boynumuzun borcudur. İktidar değişene kadar misafir edeceğiz iktidar değiştikten sonra mümkün olan en kısa sürede teğmenlerimizin hiçbir kayıpları olmadan maddi manevi dönem arkadaşlarından asla geri bırakmadan teğmenlerimizin bu kayıplarını telafi edeceğiz ve şanlı üniformalarına kavuşacağız.
Biri "Dönmem." dedi, yargılandı. Diğer dördü de, 5 teğmenimize orduya girdikleri ilk gün yedikleri ilk lokma ekmekten attıkları kurşuna, giydikleri kıyafetten terliğe kadar bütün yapılan masrafı faiziyle çıkarıp 128'er milyon tazminat belirlemişler bu 5 teğmen için. Bu 5, bizim bugünkü, bu süreçteki 5 teğmeni de yargılıyorlar, attılar. Onlara da tazminat çıkabilir ya da çıkmaz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu kapalı oturumlarda yaptığı oylamayı bugün hiç kimseden gizlemeden, saklamadan burada huzurunuzda yapıyor. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu milletvekillerinin Tuzla Piyade Okulu'ndan atılan 5 teğmenin ve burada, okuldan atılan 5 teğmenin, diğer 5 teğmenin çıkmış tazminatlarını, bu teğmenlerimizin de çıkacak olası tazminatlarını maaşlarından yapacağımız kesintilerle ödemelerini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Oy birliğiyle kabul edilmiştir. Teğmenimin yediği ekmek de, yaktığı kurşun da borç bizim borcumuzdur.
ÖN SEÇİM İÇİN PARTİ MECLİSİ TOPLANACAK
CHP iktidarında yapılacak adil birer seçime örnek olarak, örgüt denetiminde ön seçimimizin tüm detaylarını konuşmak üzere 10 Şubat Pazartesi günü Parti Meclisi'mizi toplantıya çağırmış bulunuyoruz.
Son olarak şunu ifade etmek isteriz ki Cumhuriyet Halk Partisi kendi içindeki demokrasiyi Türkiye'ye örnek gösteren, vaat eden bir partidir."
İMAMOĞLU VE YAVAŞ'IN FOTOĞRAFLARINI GÖSTERDİ
Özel, erken seçim hakkındaki sözlerinin ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın fotoğraflarının yer aldığı bir tablo göstererek "Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Kurtulmak yok tek başına yumruktan ve zincirden. Cumhuriyeti ve demokrasiyi bir daha kuracağız. Size güveniyorum. Bu güzel ülkeye güveniyorum" ifadelerini kullandı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.