Cumhurbaşkanı Erdoğan: Polise Asit Atılması Baltayla Saldırılması İle Bir Sorunları Yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Polise Asit Atılması Baltayla Saldırılması İle Bir Sorunları Yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'ye sert eleştiriler yönelterek, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına giden süreçte, yaşanan protestolardaki karışıklığın sorumluluğunu ana muhalefete yükledi. "Siyasi hesabı Meclis'te, hukuki hesabı yargı önünde sorulacaktır" diyen Erdoğan, CHP'nin demokrasi anlayışını da sert sözlerle eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında Ramazan ayının manevi atmosferine vurgu yaparken, uluslararası ilişkilerden iç politikaya kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde yaşanan olaylar ve protestolar üzerinden ana muhalefet partisi CHP’yi sert sözlerle eleştirdi. İBB merkezli yolsuzluk operasyonu sonrası yapılan sokak çağrılarının kaosa zemin hazırladığını belirten Erdoğan, CHP’nin tutarsız politikalarının ve geçmişten gelen yönetim anlayışının bir kez daha açığa çıktığını söyledi. "Türkiye gibi büyük bir ülkenin böyle vizyonsuz bir ana muhalefet partisine sahip olması üzücüdür" diyen Erdoğan, hukuki sürecin işletileceğini ifade etti.
ABB Başkanı Mansur Yavaş ile gündeme gelen 'pamuk şekeri' konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bir polisimizin ücreti kendi cebinden ödeyerek engelli vatandaşımızdan satın aldığı pamuk şekeri çocuklara vermesi ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiriliyor.' dedi.
“EĞİTİM ORDUSUNUN NEFERLERİ KÜLLİYE’DE AĞIRLANACAK”
Ramazan ayını manevi atmosferine uygun şekilde idrak etmeye devam ettiklerini belirten Erdoğan, “Külliyemizde eğitim ordumuzun neferlerini misafir edeceğiz. Ayrıca Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda kalan öğrencilerimizle de bir araya geleceğiz” ifadelerini kullandı.
POLONYA BAŞKANI İLE GÖRÜŞME
Dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Cumhurbaşkanı, Polonya Başbakanı'nın Türkiye ziyaretinin önemine vurgu yaparak, “ Avrupa ülkeleriyle yoğunlaşan diyaloğumuza dair önemli istişareler gerçekleştirildi. Avrupa'nın sadece güvenlik alanında değil, pek çok konuda Türkiye'ye duyduğu ihtiyacın giderek arttığı açık bir gerçektir” dedi.
“TÜRKİYE, AVRUPA İLE İŞ BİRLİĞİNİ GELİŞTİRMEYE AÇIK”
Küresel düzenin hızlı şekilde değiştiğini belirten Erdoğan, “Bu değişim, daha fazla kurumsal iş birliği ihtiyacını da ortaya koymaktadır. Türkiye, karşılıklı saygı temelinde Avrupa ülkeleri ile ortak çalışmalara açıktır. Stratejik yaklaşımımızın Avrupalı liderlerin politikalarına da yön vereceğine inanıyorum” dedi.
Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı, “Dördüncü yılına giren bu savaşın daha fazla yıkım oluşturmadan sona ermesini arzu ediyoruz. Diplomatik imkanlarımızı barış için seferber etmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
ABD İLE 100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HEDEFİ
ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmeye de değinen Erdoğan, “100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimiz masadaydı. Trump'ın ikinci döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin farklı bir ivme kazanabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
"İki yıldır uyguladığımız yeni ekonomi programımız sayesinde elde ettiğimiz kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz" diyen Erdoğan Ekonomiye ilişkin şöyle konuştu:
"Uyguladığımız ekonomi politikasındaki kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz. Tarihi seviyelerde düşük cari açık, işsizlik oranlarına ulaştık, mali disiplini güçlendirdik ve enflasyonu kontrol altına aldık. Merkez Bankası'nın rezervlerini güçlendirdik. Ayrıca 6 Şubat depremlerinin yaralarını süratle sarmayla başladık. Bu başarıların hepsini de büyük emek, sabır ve kararlılıkla elde ettik. Ekonomi programımızı uygulamayla aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Merkez Bankamız ve ilgili kurumlarımız sağlam uygulama ve güçlü desteğimizle gece gündüz demeden tam bir koordinasyonla çalışıyor.
Bundan sonra proaktif ve esnek bir yaklaşımla ihtiyaç duyulan tüm tedbirler alınacaktır. Kurumlarımız, piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için hem yetkiye hem de iradeye sahiptir. Elimizdeki araçları etkin şekilde kullanarak son piyasa dalgalanmasını başarıyla yönettik. Etkilerini sınırla ve geçici hale getirdik"
"BAZI GÖRÜNTÜLERİ BİZ DE KABUL ETMİYORUZ"
Çanakkale Zaferi'nin 110. yıl dönümünün coşkuyla kutlandığını belirten Cumhurbaşkanı, Nevruz etkinliklerine de değindi. Genel itibariyle huzurlu bir kutlama döneminin geride bırakıldığını belirten Erdoğan, bazı görüntülerden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, "Birkaç menfi fotoğraf dışında milletimizi üzen nahoş olaylar yaşanmadı. Geçmiş yıllara kıyasla daha huzurlu bir Nevruz geçirdik. Nevruz'un resmî bayram olarak kutlanmasını istiyoruz. Nevruz kutlamalarındaki bazı görüntüleri tabii ki biz de kabul etmiyoruz. Bu yılki kutlamaların şiddetten uzak şekilde geçmesini çok kıymetli buluyoruz." dedi.
MUHALEFETE ELEŞTİRİ
Muhalefetin sokak çağrılarına ilişkin eleştirilerde bulunan Cumhurbaşkanı, “Son 5 gün içinde yaşanan olaylarda 153 güvenlik görevlimiz yaralandı. Vandallığa prim verenler, hukuk dışı çağırılarda bulunarak kamu düzenini bozmaya çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
YAVAŞ'A 'PAMUK ŞEKERİ' YANITI
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı soruşturma hakkında konuşan Erdoğan, 5 gündür hem Saraçhane'de hem de Türkiye'nin dört bir yanında süren protestolar hakkında konuştu. Cizre'deki Newroz kutlamaları üzerinden kolluk güçlerine eleştiri yönelten ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın sözlerine de yanıt veren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Bakıyorsunuz polisimizin ücretini ödeyerek pamuk şekeri çocuklara verilmesi ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri meselesi yapılıyor. Sokak teröristlerine kucak açanlar, polisin çocuklara pamuk şeker ikram etmesini dillerine doluyor. Daha düne kadar şehir şehir oy dilenenler, utanmadan pamuk şeker üzerinden hamaset yapıyorlar. Polise asit atılması ile balta ile saldırılması ile bir sorunları yok. Milletin malının mülkünün yağmalanması ile bir sıkıntıları yok. Tarihi camilerimizin avlusunun meyhaneye çevrilmesi ile meseleleri yok. Ama pamuk şeker dağıtılması rahatsız ediyor. Bu tutarsızlığın, büyük çelişkisinin milletimiz ve özellikle Kürt kardeşlerimizce not edildiği kanaatindeyim.
Bu faşizan dil millet karşısında zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkumdur. Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça bu tür hezeyanlara anlaşılan daha çok şahit olacağız. Biz milletimizin kırk yıldır kanını, kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız. Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi, Çerkezi, Lazıyla 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Biz dünyanın en büyük en güçlü, yıldızı en çok parlayan ülkelerinden birini, Türkiye'yi yönetiyoruz. Kutuplaşma yerine kucaklaşmayı, kavga yerine dayanışmayı, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini savunmak bize düşendir. Muhabbetin, barışın, kardeşliğin evrensel dilini yüceltmekten geri duymayacağız. Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan bolluk ve bereketiyle baharın gelişini simgeleyen Nevruz'u birbirimize yeni bir umutla sarılma vesile haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz.
"MUHALEFET ŞUURSUZLUK ÖRNEĞİ SERGİLEDİ"
İstanbul merkezli bir yolsuzluk operasyonun ardından ana muhalefet partisi genel başkanının yaptığı sokak çağrısı sonrası ortaya çıkan kısa sürede şiddet hareketine dönüşen olayları milletçe ibretle takip ettik. Marjinal örgütlerin, şehir eşkıyalarının saldırıları sebebiyle 5 günde 153 güvenlik görevlimiz yaralandı. Her türlü provokasyona rağmen sabır ve soğukkanlılıkla görevlerini yerine getiren güvenlik kuvvetlerimizi kutluyor, kendilerine teşekkür ediyorum. Ana muhalefet yöneticileri çok büyük şuursuzluk örneği sergilemiştir. Yolsuzluk, irtikap, iltimas, rüşvet iddialarına cevap vermek yerine en basit, seviyesiz, ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalara imza atmışlardır. Vandalların saldırılarında yaralanan polisimizin, zarar verilen milyarlarca liralık kamu malının tek sorumlusu sokak çağrısı yapan ana muhalefet partisi lideri ve şurekasıdır.
“HUKUKİ HESABI YARGI ÖNÜNDE SORULACAKTIR”
Bunun siyasi hesabı Meclis'te hukuki hesabı yargı önünde sorulacaktır. Son 5 günlük tanık olduklarımız bir gerçeği göstermiştir. Türkiye gibi büyük ülkenin basiret, vizyon, kalite açısından çok küçük, iptidai, çapsız bir ana muhalefet partisi vardır. Bunları bırakın devleti, yerel yönetimleri bir belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır. İSKİ skandalından 32 yıl sonra bu millete dejavu yaşattılar. Güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk. CHP'nin demokrasi anlayışı, açık oy gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır. Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmedikleri 85 milyona tekrar hatırlatan CHP'nin kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz.
"BUNLARIN ŞOVU DA PERDE KAPANINCA BİTECEKTİR"
Daha önce de birkaç kez çağrıda bulundum, provokasyonlarla vatandaşlarımızın huzurunu bozmaktan artık vazgeçin. Cesaretin varsa yolsuzluk, hırsızlık, alınan rüşvet, yapılan usulsüzlüklerin hesabını verin. Yürütülen soruşturmadaki iddialara, tutuklanan kişilere her şeyiyle kefilseniz çıkıp bunu adam gibi açıkça söyleyin. Buna niyetiniz yoksa boşuna milleti germeyin. Sadece sloganını değil zihniyetini de aldığınız banka soyguncusu marjinal sol örgütleri polisimizin üzerine salmayın. Öyle yüksek sesle bağırıyorlar ki, aslında yaptıkları işe, söyledikleri söze, sergiledikleri tavra kendileri de inanmadıklarını hal diliyle ikrar ediyorlar. Sözüne ve eylemine inanan insanların duruşunun en küçük emaresi bunlarda mevcut değil. Biz bu riyakarlığa FETÖ olmak üzere ülkemizin başına musallat edilen örgütlerden, gözümüzün içine baka baka yalan söyleyen uluslararası aktörlerden aşinayız. Bunların şovu da perde kapanınca bitecektir. Geriye baktıklarında zerre kadar saygıları kaldıysa ülkeye yaptıkları kötülüklerden inanıyorum ki utanç duyacaklardır. Gerçi bugüne kadar onurlu davranışlarına hiç şahit olmadık. Ama umudumuzu da yitirmek istemiyoruz.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.