19 Mart Krizinin Ekonomik Yansımaları Büyüyor: Bakan Şimşek’in İlk Görüşmesi Hong Kong’ta
19 Mart Krizinin Ekonomik Yansımaları Büyüyor: Bakan Şimşek’in İlk Görüşmesi Hong Kong’ta
19 Mart’ın ekonomik bedeli giderek büyürken, enflasyon, döviz kuru ve faiz hedeflerinin tutmaması, bu sürecin daha da karmaşık hale gelmesine neden oluyor. 24 Ocak ve 5 Nisan gibi geçmişteki ekonomik krizlerle benzerlik gösteren 19 Mart 2025 tarihli siyasal ve yargısal operasyonların faturası her geçen gün ağırlaşıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bakan Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın art arda yaptıkları açıklamalara rağmen, son iki haftada yaşananlar, yıllarca süren güven inşa çabalarını neredeyse tamamen ortadan kaldırdı.
Bakan Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Karahan, geçen hafta boyunca yabancı banka ve finansal kuruluşların üst düzey yöneticileriyle telekonferanslar düzenleyerek sıcak para ve yatırım sermayesinin Türkiye’den çıkışını engellemeye, döviz piyasasındaki dalgalanmaları sakinleştirmeye çalıştı. Merkez Bankası, kur artışlarını kontrol altına almak için hem kendi döviz rezervlerinden hem de kamu bankalarından 28 milyar dolara kadar satış yaparken, dolar/TL 38-39, Euro/TL ise 41-42 seviyelerinde dengeye oturdu. Ancak kur artışlarının etkisiyle, Türkiye’nin dış borç stokunun TL karşılığı yaklaşık 700 milyar TL, özel sektörün kısa vadeli dış borç ödemeleri ise 65 milyar TL arttı. Merkez Bankası döviz rezervleri bir haftada 25 milyar dolar azaldı, sıcak para ve Borsa İstanbul’daki yabancı yatırımlardan çıkış ise 11 milyar dolara yaklaştı.
Sakinleştirme çabaları yetersiz kalınca, 9 güne çıkarılan bayram tatili dış ticarete olumsuz etki yapacak. 19 Mart’taki kitlesel gözaltılar ve sonrasındaki tutuklamalarla birlikte, banka yöneticileri,
“FAİZ ARTIŞINA GİDİLECEĞİ BELİRTİLDİ”
Türkiye Bankalar Birliği, iş dünyası temsilcileri, Borsa İstanbul ve Sermaye Piyasası Kurulu ile yapılan toplantılarda dezenflasyon programının devam edeceği ve gerekirse faiz artışına gidileceği belirtildi. Ayrıca kurlardaki ani hareketlere müdahale için tüm enstrümanların kullanılacağı vurgulandı. Borsa İstanbul’da 3 gün içinde 2 trilyon TL’ye yakın kayıplar yaşanırken, endeksi desteklemek için açığa satış yasağı getirildi ve şirketler ile bankaların hisse geri alımları için kurallar gevşetildi. Kamu bankaları ve Türkiye Varlık Fonu, Borsa İstanbul’daki kayıpları telafi etmek için hisse alımlarına başladı. Merkez Bankası, döviz ihtiyacı olan şirketlere ve ihracatçılara ‘kur güvenceli vadeli döviz satışı’ başlatarak müdahalede bulundu. Ayrıca, piyasalardaki TL likiditesini çekmek amacıyla ‘Likidite Senedi’ ihraçlarına da başlandı. Ancak, geçtiğimiz hafta bankalardaki TL mevduatı 170 milyar TL azalmış, döviz mevduatları ise yaklaşık 7 milyar dolar artmıştı.
Piyasaları sakinleştirmeye çalışan Şimşek ve ekibinin son çaresi Cumhurbaşkanı kararıyla 3 günlük Ramazan Bayramı tatilini 9 güne uzatmak oldu. Zaman kazanmaya çalışan iktidar ve ekonomi yönetiminin bu kararı en olumsuz etkiyi dış ticarette gösterecek. Ocak ve şubatta kötü performans sergileyen dış ticarette iki ayda yüzde 18 artan açık büyürken, ihracat gerilemişti. 9 günlük tatilde gümrük işlemleri duracak. Mart ayı dış ticaretinde, özellikle gerileme sürecine giren ihracatta ciddi düşüş yaşanacak.
İLK DURAK HONG KONG
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yabancı banka ve finans kurumlarının yöneticileriyle yürüttüğü yoğun görüşmeler yanında, iki yıl önce göreve başladığı dönemdeki gibi yeniden uluslararası sermaye, finans ve kredi kuruluşlarını ikna turlarına çıkıyor. İlk durak Asya Yatırımcılar Toplantısının yapılacağı Hong Kong. Ayrıca, yeni bir Körfez turu ve Londra ziyareti sırada.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD’li mevkidaşı Marco Rubio ile Washington’da bir araya gelmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da nisan ayında ABD’ye ve Beyaz Saray’a bir ziyaret programı ve Trump ile görüşme için temaslar yürütülüyor. Bu kapsamda Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in de olası ziyarette resmi heyette yer alacağı New York’ta ve Wall Street’te küresel finans kurumlarının yöneticileriyle bir araya gelmeyi planladığı ekonomi kulislerinde dile getiriliyor.
NİSANDA FAİZ ARTIŞI, MART VE NİSANDA ENFLASYONDA YÜKSELİŞ BEKLENTİSİ ARTTI
19 Mart operasyonları Bakan Şimşek ve ekonomi yönetiminin plan ve hedeflerini alt üst etti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç göreve başladığından bu yana yargıdaki siyasallaşma eleştirileri ve muhaliflere yönelik tartışmalı mahkeme kararlarına karşı sürekli olarak ‘Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu, bağımsız yargının kararlarına saygı duyulması gerektiğini’ söylüyor. Ancak bu söylemlerinin inandırıcılığı ve toplumsal karşılığı neredeyse yok. Operasyonlar sonrası kamuoyu araştırmalarında; rüşvet, yolsuzluk, çıkar amaçlı organize suç örgütü, İmamoğlu’nun suç örgütü lideri olduğu, terör örgütleriyle bağlantı vb. iddialara dayandırılan 19 Mart operasyonlarının toplumun yüzde 60’ı tarafından ‘siyasi’ görüldüğü, iddiaların inandırıcı bulunmadığı anket sonuçlarına da yansıdı.
Kur artışlarının yansımaları ilk olarak akaryakıt zamlarıyla görüldü. Nisan başında elektrik ve doğalgaza da zam bekleniyor. Ay sonuna denk geldiği için mart enflasyonuna sınırlı düzeyde yansıyacak gelişmelerin asıl etkisi nisanda görülecek. Muhtemelen yüzde 2-2,5 arasında gerçekleşecek mart enflasyonunun ardından nisanda kur artışları ve buna bağlı zamların etkisiyle yüzde 3-3,5 oranında bir enflasyon kaçınılmaz. Dolayısıyla nisanda faiz indirimi yerine 150-200 baz puanlık yeni bir faiz artışı beklentisi yüksek. Enflasyon ve faizin yeniden yükselişe geçmesiyle hedeflerin tutması ihtimali ortadan kalkarken 19 Mart operasyonlarının ekonomiye faturası büyüyor. Negatif etkilerin önümüzdeki aylarda dalga dalga süreceğinin işaretleri artıyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.