Önceki yazımızı “yapılacak çalışmalar ve alacağımız derslerle ülkemizin “Yeniden İnşa Sürecini” başarıyla tamamlayacağız” diyerek bitirmiştik. Bunu yapabilir miyiz bir değerlendirelim istedim.
6 Şubat 2023 depreminde 11 ilde yapılan hasar tespit çalışmalarında; 35.355 binanın yıkıldığı, 17.491 binanın acil olarak yıkılması gerektiği ve 179.786 binanın ağır, 40.228 binanın orta ve 431.421 binanın az hasarlı olduğu tespit edilmiştir. Hasar gören tarihi ve kültürel eser 8.472 adettir. Yaşanan yıkımın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç bilgi paylaşayım;
Psikososyal Destek Verilen kişi sayısı: 2.009.993 kişi
Toplam Atık: 102.168.840 ton (46.440.382 m3)
Konut, Geçici Barınma ve Hane halkı Desteklerine İlişkin Maliyetler: 1.459,9 milyar TL
Sanayi İşletmelerinde Oluşan Hasar: 155,037 milyar TL
Ulaştırma Sektörüne İlişkin Maliyet: 36,463 milyar TL
İçme suyu ve Kanalizasyon Hasar: 65 milyar TL
İstihdam ve Sosyal Korumaya İlişkin Maliyet Tahmini: 105,0 milyar TL
Hasar Durumu Orta ve Üstü Olanlar için Tahmini Mülk/Mal Kaybı: 346,335 milyar TL
Depremin Toplam Ekonomik Maliyeti: 2.853,3 milyar TL (2023 tahmini rakamlar)
Görüldüğü üzere maddi anlamda kayıplar oldukça yüksek. Ancak konu sadece ekonomik kayıpla bitmiyor. Tarihi ve kültürel varlıklarımızın kaybı, çevresel etkiler, deprem sırasında oluşan kimyasal atıkların hava, su ve toprağa verdiği zararlar, insanlarımızdaki ruhsal çöküntünün hayata ve iş gücüne yansımaları, yaşanan travmalar, insanlarımızın yeniden yaşama tutunabilmesi için gösterecekleri uğraşlar da kayıpların başka bir boyutu.
Deprem ve benzeri afetlerden korunmak ve hasarı en aza indirebilmek için “yapılacaklar ne olmalı” sorusu tüm bu yaşananlardan sonra zihinlerimizde daha fazla yer etmiş ve konuyla ilgili çalışmalar başlatılmıştır.
Bunun için öncelikle 2015 yılı Mart ayında düzenlenen Birleşmiş Milletler Dünya Afet Riskinin Azaltılması Konferansı sonucunda Sendai Çerçevesi kapsamında yapılacak çalışmalar ele alınmıştır. 187 üye ülke tarafından benimsenen Sendai Çerçevesi iklim değişikliği ile sürdürülebilir kalkınma konularına daha çok vurgu yapmakta, değişen afet çeşitliliği doğrultusunda afet risklerinin azaltılması konusunda daha kapsayıcı bir yol haritası sunmaktadır. Sendai çerçevesine göre;
Afet risklerini anlamak ve afet riskinin yönetilmesi için afet risk yönetişimini güçlendirmek,
Dirençlilik için afet risklerini azaltmaya yatırım yapmak,
Tesirli müdahale için afete hazırlık çalışmalarını geliştirmek ve iyileştirmek,
Rehabilitasyon ve yeniden inşa safhalarında “Öncekinden Daha İyisini İnşa Etmek” öncelikli ele alınmalıdır.
Türkiye’de ise;
Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP 2012-2023),
Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP),
2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı,
2021 Yılı TBMM Depreme Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu Raporu,
Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı KENTGES (2010-2023) ve
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler için hazırlanan deprem araştırma komisyon raporunda öncekinden daha iyisi nasıl olmalıdır sorusu cevaplanmıştır. Buna göre;
Ana hatlarıyla afetlere hazırlık; konut ve arsa sunumu, ulaşım, altyapı, iklim değişikliği, sosyal politikalar ve iştirak gibi konularda merkezi ve mahalli seviyede yapılacak iş ve işlemler ile işbirlikleri belirlenmeli, yapılacak ön çalışmalar doğrultusunda uygunluğu teyit edilen alanlar belirlenerek saha çalışmalarına başlanılmalıdır. Mikro bölgeleme ve ERT ölçümleri yapılarak seçilen alanın heyelan, depremsellik, oturma, sıvılaşma vb. durumları hakkında teknik veriler toplanmalı, ayrıntılı jeolojik etütleri yapılarak konutlar güvenli zemine oturtulmalı, hazırlanan proje ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde sürecin her aşamasında denetlenmeli, depreme ve afetlere dayanıklı kalıcı mülkler üretimi sağlanmalıdır.
Ama hepsinden önemlisi tüm bu düzenlemelere rağmen depremlerden etkilenen ve depremin hasarlarını önlemek için çalışan tüm paydaşlara sorulmalıdır;
Tedbir almakta ve uygulamakta gerçekten Ciddi Misin?
Muhammet ÖZTÜRK
Gayrimenkul Hukukçusu