Bugüne kadar Türkiye’de yaşamanın birçok zorluğu konuşuldu, tartışıldı, yazıldı ancak son birkaç ayda yaşadığımız olaylar gösteriyor ki biz toplum olarak ne konuşulanı dinliyoruz, ne tartışılanı anlıyoruz, ne yazılanı okuyoruz. Bazılarımız avazı çıktığı kadar bağırıp sorunlarımızı anlatıyor, çektiğimiz zorluklardan bahsediyor ancak “Biz olmasaydık, siz açtınız” deniyor, korunamayıp, güvende hissetmiyor oluşumuzdan bahsediyor “Bizim şu kadar uçağımız, bu kadar silahımız var” deniyor. İyi hoş, olsun silahlarımız, uçaklarımız olmasın demiyoruz zaten biz ama size soruyorum en pahalı markalardan giyinip, en pahalı arabalara binen, temsil ettiği milletin sahip olamadığı imkanlara sahip olan hanımefendi/beyefendi, bizi nasıl koruyorsunuz? Kadınlarımız güvende değil, sokak hayvanları güvende değil hatta ve hatta toplumda korunmaya en muhtaç olan çocuklarımız bile güvende değil, siz bizi nasıl koruyorsunuz? Kanunlarımız mı yetersiz? Cezalarımız mı? Yoksa bütün bu yaşananları, sorunları görmezden gelecek kadar vicdanımız mı eksik? Sıla bebek, Narin, Leyla, Şirin bu isimleri bütün bir millet olarak acı acı kazıdık aklımıza. Tarikat yurtlarında işkence gören çocuklar, ailesi tarafından katledilen çocuklar, mahalledeki marangoz tarafından istismara uğrayan çocuklar, komşusu tarafından istismar edilen çocuklar, “sinirimi bozdu” gerekçesiyle boğulup öldürülen çocuklar, yakınları tarafından her köşe başında zorla dilendirilen çocuklar, gürültü yaptıkları gerekçesiyle komşuları tarafından katledilen çocuklar, aile baskısı yüzünden intihar eden çocuklar, ticari çıkarlar gözetip hastanelerde bebek öldüren çeteler… Liste uzayıp gider. Soruyorum size, siz bizi nasıl koruyorsunuz?
Anasayfa
Yazarlar
Dilan Eskin
Yazı Detayı
Bu yazı 125 kez okundu.
Millet'in Vekilleri!
Bugüne kadar Türkiye’de yaşamanın birçok zorluğu konuşuldu, tartışıldı, yazıldı ancak son birkaç ayda yaşadığımız olaylar gösteriyor ki biz toplum olarak ne konuşulanı dinliyoruz, ne tartışılanı anlıyoruz, ne yazılanı okuyoruz. Bazılarımız avazı çıktığı kadar bağırıp sorunlarımızı anlatıyor, çektiğimiz zorluklardan bahsediyor ancak “Biz olmasaydık, siz açtınız” deniyor, korunamayıp, güvende hissetmiyor oluşumuzdan bahsediyor “Bizim şu kadar uçağımız, bu kadar silahımız var” deniyor. İyi hoş, olsun silahlarımız, uçaklarımız olmasın demiyoruz zaten biz ama size soruyorum en pahalı markalardan giyinip, en pahalı arabalara binen, temsil ettiği milletin sahip olamadığı imkanlara sahip olan hanımefendi/beyefendi, bizi nasıl koruyorsunuz? Kadınlarımız güvende değil, sokak hayvanları güvende değil hatta ve hatta toplumda korunmaya en muhtaç olan çocuklarımız bile güvende değil, siz bizi nasıl koruyorsunuz? Kanunlarımız mı yetersiz? Cezalarımız mı? Yoksa bütün bu yaşananları, sorunları görmezden gelecek kadar vicdanımız mı eksik? Sıla bebek, Narin, Leyla, Şirin bu isimleri bütün bir millet olarak acı acı kazıdık aklımıza. Tarikat yurtlarında işkence gören çocuklar, ailesi tarafından katledilen çocuklar, mahalledeki marangoz tarafından istismara uğrayan çocuklar, komşusu tarafından istismar edilen çocuklar, “sinirimi bozdu” gerekçesiyle boğulup öldürülen çocuklar, yakınları tarafından her köşe başında zorla dilendirilen çocuklar, gürültü yaptıkları gerekçesiyle komşuları tarafından katledilen çocuklar, aile baskısı yüzünden intihar eden çocuklar, ticari çıkarlar gözetip hastanelerde bebek öldüren çeteler… Liste uzayıp gider. Soruyorum size, siz bizi nasıl koruyorsunuz?
Ekleme
Tarihi: 21 Kasım 2024 - Perşembe
Millet'in Vekilleri!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.