Yenidoğan Çetesi Davasında Üçüncü Gün: Art Arda İtiraflar Geldi
Yenidoğan Çetesi Davasında Üçüncü Gün: Art Arda İtiraflar Geldi
"Yenidoğan Çetesi"nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın ilk duruşmasına 3. gününde devam ediliyor. Bugünkü celsede sanık üç hemşireden üç çarpıcı itiraf geldi. Sanık hemşire Cansu Akyıldırım, örgüt lideri Fırat Sarı ile arasındaki para transferlerini kabul etti, bu paraların çalışanlara motivasyon için dağıtıldığını ileri sürdü.
İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması üçüncü gününde devam ediyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, organize suç örgütü elebaşı Fırat Sarı'nın da aralarında yer aldığı 22'si tutuklu 42 sanık ile avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
Öte yandan davanın görüldüğü salon ve önünde, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı. Davanın ilk iki gününde altı tutuklu sanık savunma yaptı.
“SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM. MADDİ ÇIKARIM OLMADI”
Bugünkü oturum sanık hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunmasıyla başladı. Akyıldırım, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışanım. Bir maddi çıkarım olmadı.” dedi. Mahkeme heyeti Akyıldırım’a iddianamede geçen para transferlerini sordu. Sanık hemşire, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü.
Akyıldırım, “Medisense şirketinden Fırat Bey, aylık olarak bana toplu bir para atar, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım.” dedi. Sanık hemşire, örgüt lideri Sarı'yla üç yıl süren bir ilişkisi olduğunu söyledi.
Akyıldırım’a iddianamede geçen bir bebeğin ölümü soruldu. Yaşamını yitiren bebeğin, yapılan müdahaleye rağmen hayata dönmediğini savunan Akyıldırım, şöyle devam etti: “Dursun Bey bebeğin filmine sistemden baktı. ‘Diyafram hernisi’ dendi. Ben yorumlayamadığım için bilemiyorum. Çocuğa 45 dakika müdahale ettik. Sonra filmleri Fırat Bey’e yolladım.”
FIRAT SARI İLE ARASINDA GEÇEN TELEFON GÖRÜŞMESİNİ ANLATTI
Akyıldırım savunmasında Fırat Sarı ile arasında geçen bir telefon görüşmesini de anlattı. 2023 yılının sonlarına doğru Sarı’nın kendisini aradığını söyleyen Akyıldırım, “Fırat Sarı; Hasan Basri ve Hakan Doğukan Taşçı’nın ilaçları sattıklarını söyledi. Ben gözümle görmedim.” dedi.
Akyıldırım, Sarı’yı 2019’dan bu yana tanıdığını da söyledi.
GAZETECİLERİ SUÇLADI
Akyıldırım, Fırat Sarı’nın talebiyle Birinci Hastanesi’nden TRG Hastanesi’ne iki haftalığına yardıma gittiğini de anlattı. Maaşlı çalışan bir insan olduğunu anlatan Akyıldırım, çete varlığını kabul etmediğini söyledi. Yaşananları haberleştiren gazetecileri suçlayan Akyıldırım, olayın farklı bir noktaya çekildiğini öne sürdü.
Cansu Akyıldırım savunmasında, hemşire Hakan Doğukan Taşçı’nın işten çıkarılmasını istediğini de söyledi. Akyıldırım, Taşçı’nın sorumsuz olduğunu ve çalışma şeklinin kendisine uymadığını ifade etti.
HASTA İÇİN ‘ARTIK BIRAKTIM, ÖLÜYOR MU NE OLURSA’ SÖZLERİNİ SERZENİŞTE BULUNUYORDUM DİYE SAVUNDU
Dava sekizinci sanık hemşire Çağla Durmuş'un savunmasıyla devam etti. Sanık hemşire Çağla Durmuş, örgüt üyesi olmadığını, ortada örgüt olup olmadığını bilmediğini savundu. Hakkındaki suçlamaları reddeden sanık hemşire, “Maaşlı çalışan bir insanım. Hiçbir hastayı ihmal edecek davranışta bulunmadım.” dedi.
Durmuş’a, örgüt yöneticisi olarak gösterilen İlker Gönen’le arasında geçen bir konuşma soruldu. Sanık hemşireye, iddianameye yansıyan konuşmasında, “Artık bıraktım, ölüyor mu, ne olursa.” dediği hatırlatıldı. Durmuş, “Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum.” dedi.
HEMŞİREDEN ÇELİŞKİLİ CEVAPLAR
Sanık Çağla Durmuş, “Biz entübe gösterdik. Çarşaflara uyumlu değil, patlayabiliriz.” sözünü ise şöyle savundu: “Ben yanlış hatırlamışım, uyumluymuş.”
Durmuş, “Kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim.” sözü için ise şunları söyledi: “Yeni öyle oldu, dosyaya da teyit amaçlı yazayım diye soruyorum.”
Durmuş, “Bakalım bir şey yakalayacaklar mı” sözü için ise eksikliklerden bahsettiğini öne sürdü.
Sanık hemşire, Gıyasettin Mert Özdemir’in hasta transferi yaptığını, kendisinin doktora sunduğunu, doktor kabul ederse hastayı aktardıklarını anlattı.
Mahkeme başkanı bunun üzerine “Ben hakimim, başka iş yapamam. Gıyasettin ambulans şoförü olarak bunu nasıl yapıyordu.” dedi. Sanık hemşire, “Bilmiyorum, ben hasta transfer yaptığını biliyorum.” yanıtını verdi.
BİLİRKİŞİ RAPORUNDA YER ALAN BEBEĞİN BESLENMESİNİN EKSİK OLDUĞUNU GÖSTEREN TESPİTE, “NİYE ÖYLE YAZDIKLARINI BİLMİYORUM” DEDİ.
Sanık Çağla Durmuş, hekimler ne dediyse onu uyguladıklarını da söyledi.
Durmuş, bilirkişi raporunda yer alan ve bir bebeğin beslenmesinin eksik olduğunu gösteren tespite ilişkin soruya, “Niye öyle yazdıklarını bilmiyorum.” yanıtını verdi. Sanık hemşire, Fırat Sarı’nın kendisine “Hastayı entübe göster.” dediğini anlatıp, bunun daha fazla kazanç sağlamak için talep edildiğini ifade etti.
“HERKES BİRBİRİNİN DEDİKODUSUNU YAPIYOR BÖYLE ÖRGÜT OLUR MU?
Duruşmanın öğleden sonraki oturumu sanık hemşire Damla Atak’ın savunmasıyla başladı. Fırat Sarı’nın işletmesinde çalıştığını söyleyen Atak, Sarı’yı bir ya da iki kez gördüğünü söyledi.
“İddianamede gördüğüm kadarıyla herkes birbirinin dedikodusunu yapıyor. Böyle örgüt olur mu?” diye kendini savunan hemşire, başka doktorların kaşelerinin kullanılmasına ilişkin soruya, “Dr. Mehmet Gürül ile çalışırken Dr. Şeyhmus’un kaşesi vardı. Mehmet Bey’in kaşesi yoktu.” yanıtını verdi.
“GECE YOĞUN BAKIM UZMANI YOKTU”
Atak’a, Kaya bebeğin ölüm sürecine ilişkin soru da yöneltildi. Sanık hemşire şunları söyledi:
“500 gram bir bebek var. Müdahale edilmesi gerekiyor. Akciğerleri kanıyordu. Başhekim Ali Dirik’e mesaj attım. Bunun üzerine yoğun bakıma geldi. Sorular sordu. Ama bunları yaparken bizi yönlendiren yoğun bakım uzmanı yoktu. Zaten Güney Hastanesi’nde gece yoğun bakım uzmanı yoktu.”
“YENİDOĞAN YOĞUN BAKIMIN KAMERALARI SÖKTÜRÜLMÜŞTÜ”
Atak, başhekim Dirik’in yenidoğan yoğun bakımın kameralarını söktürdüğünü de anlattı. Savunmasının devamında ambulans şoförü Gıyasettin Mert Ödemir’in 112 Acil Servis’te çalıştığını ancak 112 hastalarını göndermediğini de anlatan Atak, şöyle devam etti: “Samimi olduğu doktorlar hastalarına yer bulamadığında o hastaları gönderiyordu.”
DURUŞMADA İLK KEZ BİR DOKTOR SAVUNMA YAPTI: SAVUNMASINI KAĞITTAN OKUDU
Atak'ın savunmasının ardından Dr. Rıza Keykubad'ın savunmasına geçildi. Kaykubad, davada savunma yapacak olan ilk doktor.
Kaykubad'ın savunmasını kağıttan okumasına savcı itiraz etti. Bu itiraza savunma avukatları karşı çıktı. Mahkeme başkanı, savunmanın kağıttan okunmasına izin verdi. Sanık doktor, görmediği bir bebeğin ölümünden sorumlu tutulduğunu iddia etti.
KAYA BEBEĞİ GÖRMEDİĞİNİ SAVUNDU
Güney Hastanesi'nde bir bebeğin öleceğinin anlaşılmasının ardından alelacele doktor arandığının tapelere yansıdığını söyleyen Keykubad, ne hastanede görevli eşinin ne de kendisinin Kaya bebeği görmediğini savundu. Kaykubad, üzerine oyun oynandığını ileri sürdü.
Sanık doktora, “Çek fişini” ifadesi de soruldu. Keykubad, “Ben böyle bir cümle söylemedim, mavi kod ver dedim.” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.