Külünk CHP'yi Hedef Aldı: Çürümüş CHP Kesimine Tepki Gösterin

Siyaset 17.01.2025 - 14:34, Güncelleme: 17.01.2025 - 16:39 289 kez okundu.
 

Külünk CHP'yi Hedef Aldı: Çürümüş CHP Kesimine Tepki Gösterin

Eski AK Parti Milletvekili Metin Külünk, sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda, son dönemlerden üst üste gelen CHP'li isimlerin gözaltına alınması olayları üzerinden CHP'yi eleştirdi.
Eski AK Parti Mİlletvekili olan Metin Külünk, bugün CHP'li Beşikat Belediyesi Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanmasının üzerine kişisel sosyal medya platformu üzerinden CHP'yi eleştirdi. Külünk, CHP'li isimlerin bir kısmının yolsuzluk yapttığını iddia ederken, CHP'nin içerisinden Atatürkçü kesmin de bu durumdan rahatsız olduğunu dile getirdi. Bunun yanı sıra CHP'lilere seslenen Külünk, "Nasıl ki  Anadolu dindarlığı eksenli sosyoloji  kendi içindeki eksikliği,çürümüşlüğü görmek doğruya doğru eğriye eğri diyerek eleştirmek zorundaysa, CHP’nin tabanı da yerel yönetimlerdeki çürümüşlükler karşısında aynı hassasiyeti göstermek zorundadır" dedi. CHP’Yİ ÇÜRÜTEN NASIL BİR EKİP? Metin Külünk paylaşmında şu ifadelere yer verdi: Çürümüş CHP YÖNETİMİ VE CİDDİ HUZURSUZ CHP’nin ATATÜRKÇÜ TABANI. CHP’yi ÇÜRÜTEN NASIL BİR EKİP? Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Aydın Atatürkçü tabanının sandıkta ortaya koyduğu irade ile seçilen yöneticilerin bir kısmının yolsuzluk bataklığında çürüdüğünü görmek son derece üzücüdür. CHP’nin ilkeli Atatürk çizgisinden sapmayan Milli Devletten yana, Atatürkçülüğe sıkı sıkıya bağlı kesimlerinin özellikle kul hakkı ve hazine hakkı konusunda oldukça hassas olduklarının farkındayız. Bu kesim 'ATATÜRK İLE MİLLETİ ALDATANLARDAN AYRIDIRLAR' CHP’nin KÜRESELCİLER TARAFINDAN ELE GEÇİRİLMESİNDEN ÇOK RAHATSIZLAR Ancak CHP içinde çok ciddi ezilmektedirler. Bu kesim,  kamunun imkanlarını suistimal etmeme ve milletin hukukunu gözetme noktasında oldukça duyarlıdır. Bu kesim vatanseverdir ve CHP’nin belediyelerde iktidara geldiği yerlerdeki yolsuzluk iddiaları ve PKK’nın siyasi kanadıyla girdikleri ittifaklar nedeniyle büyük bir üzüntü içinde olduklarını biliyoruz.   KISIR DÖNGÜDEN HEP BERABER KURTULMALIYIZ Sessiz ve derinden bir şekilde bu duruma öfke duyan kesimin, sosyolojik olarak “laik-anti laik” hattında yaşanan kırılma nedeniyle  akıllarının başka bir şey duymaya  olduğunu ve bu durumun, herkesin kendi mahallesinin kötüsüne ve her türlü yanlışına sahip çıkmak zorunda hissetmesine neden olduğunu gözlemliyoruz.  Oysa bu kısır döngüden hep beraber kurtulmak zorundayız. Doğruya doğru yanlışa yanlış demeliyiz. 'BU ÖFKE FREKNASINDAN SIYRILMALIYIZ' Atatürkçü Milli Devletten yana Aydın kimliklere sahip bireylerin, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) hareketini “siyasal islam” bir yaklaşımla tanımlayarak ne pahasına olursa olsun bu partiye karşı duruş sergilediklerini görmekteyiz. Ancak,  bu öfke frekansından sıyrılıp birbirimize akıllarımızı gönüllerimizi açmak mecburiyetindeyiz. Çünkü; bu vatan hepimizin, devlet, bayrak hepimizin, çatımız tek, dert hepimizin, sevinçte hepimizin. O halde hepimiz durmalıyız ve düşünmeliyiz. Göreceğiz ki anlaştıklarımız anlaşamadıklarımızdan çok ama çok fazla. Türkiye’deki dindarlık ve siyasal muhafazakarlık, asla Ortadoğu’dan ithal edilmiş bir ideoloji değildir. Türkiye’nin muhafazakar yapısı, Mısır, Lübnan ya da Afganistan üzerinden okunamaz.  Bu yanılgı, laik kesimde büyük bir yanlış algıya yol açmaktadır. Türkiye’deki siyasal muhafazakarlığı büyüten değerler, Anadolu’nun vahdet odaklı kültürel mirasına dayanmaktadır. İmam Azam, İmam Mâturidî, Ahmet Yesevi, Hacı Bayram Veli ve Hacı Bektaş Veli gibi isimlerin sevgi, esenlik ve adalet eksenli öğretileri bu dindarlığın temel taşıdır. Atatürkçü Ulusalcı kesimlerin Yunus Emre, Mevlana ve Ahmed Yesevi gibi değerleri okuyor ve benimsiyor olmaları, bu ortak zemin üzerinden bir birliktelik sağlanabileceğini göstermektedir. 'CHP TABANI BU ÇÜRÜMÜŞLÜĞE TEPKİ GÖSTERMELİ'  Elbette ayrıştığımız noktalar olacaktır; ancak bu ayrışmalar, düşünsel gelişimin bir gereğidir. Eleştirel akıl ve farklılıkların korunması, toplumsal dinamizmin temelidir. Herkesin birbirine benzediği bir toplum neşeden ve anlamdan yoksun bir yapıya dönüşür. Nasıl ki  Anadolu dindarlığı eksenli sosyoloji  kendi içindeki eksikliği,çürümüşlüğü görmek doğruya doğru eğriye eğri diyerek eleştirmek zorundaysa, CHP’nin tabanı da yerel yönetimlerdeki çürümüşlükler karşısında aynı hassasiyeti göstermek zorundadır. CHP tabanı, özellikle merkezi iktidarlara karşı eleştirel yaklaşımını hep çürümüşlük ve kamunun hakkını gözetme noktasındaki gördüğü zaaflar üzerinden tanımlamıştır. Ancak, aynı tabanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın altı yıllık süreçte kuvvetli şüphe dolu oluşturduğu örtülü yapılanmalar üzerinden medyayı ve iş dünyasını kontrol etmek için ve kendine güç devşirmek için kullanmasını ve kaynakların nasıl elde edildiğini, kamu kaynaklarının nasıl yönettiklerini sorgulaması ve hesabını sormaması düşündürücüdür. HANİ NEREDE ÖZ ELEŞTİRİ VE ÖZGÜR AKIL? Hani nerde özeleştiri ve özgür akıl? Beşiktaş ile başlayan ve dalga dalga her yerden seslerin yükselmesine sebep olan  yerel yönetimlerde kuvvetli şüpheye dayalı ortaya çıkan yolsuzluk iddia ve dalgaları, CHP’nin tabanı için büyük bir rahatsızlık kaynağıdır. Biliyoruz ki; Vatan sever CHP tabanı müthiş rahatsızdır ancak bu rahatsızlığın kendi içlerinde ve susulması buradan bir mağduriyet üretilmeye çalışılması, bunu da kamuoyunda ismi çok ciddi tartışılan ajanslar tarafından üretilmesi ve belirlenmesi, hatta “size ne bizim kötümüz bizim kötülüğümüz” havasında olunup dillendirilmemesi, toplumda adalet ve hakkaniyet algısına zarar vermektedir.  Beşiktaş belediyesinin Atatürkçülükten ziyade kime hizmet ettiğini en iyi CHP içerisinde ki Atatürkçü Aydın Ulusalcı vatanseverler bilmektedir. CHP’yi CHP’lilerin yönetmediğini ilkelerinden savrulduğunu en iyi bilen onlardır. Sonuç olarak, ideolojik kimlikler üzerinden değil, hak, hukuk, adalet, bağımsızlık, milletin egemenliği, cumhuriyet ve ortak değerler üzerinden bir araya gelmek zorundayız.  Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadar süregelen bu topraklardaki birlik ve beraberlik ruhunu koruyarak, çürümüşlüklerden arınmak için birlikte hareket etme yetisini geliştirmeliyiz. Ancak bu şekilde güçlü ve sürdürülebilir bir toplumsal yapı inşa edebiliriz.  
Eski AK Parti Milletvekili Metin Külünk, sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda, son dönemlerden üst üste gelen CHP'li isimlerin gözaltına alınması olayları üzerinden CHP'yi eleştirdi.


Eski AK Parti Mİlletvekili olan Metin Külünk, bugün CHP'li Beşikat Belediyesi Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanmasının üzerine kişisel sosyal medya platformu üzerinden CHP'yi eleştirdi. Külünk, CHP'li isimlerin bir kısmının yolsuzluk yapttığını iddia ederken, CHP'nin içerisinden Atatürkçü kesmin de bu durumdan rahatsız olduğunu dile getirdi. Bunun yanı sıra CHP'lilere seslenen Külünk, "Nasıl ki  Anadolu dindarlığı eksenli sosyoloji  kendi içindeki eksikliği,çürümüşlüğü görmek doğruya doğru eğriye eğri diyerek eleştirmek zorundaysa, CHP’nin tabanı da yerel yönetimlerdeki çürümüşlükler karşısında aynı hassasiyeti göstermek zorundadır" dedi.

CHP’Yİ ÇÜRÜTEN NASIL BİR EKİP?

Metin Külünk paylaşmında şu ifadelere yer verdi:

Çürümüş CHP YÖNETİMİ VE CİDDİ HUZURSUZ CHP’nin ATATÜRKÇÜ TABANI.

CHP’yi ÇÜRÜTEN NASIL BİR EKİP?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Aydın Atatürkçü tabanının sandıkta ortaya koyduğu irade ile seçilen yöneticilerin bir kısmının yolsuzluk bataklığında çürüdüğünü görmek son derece üzücüdür. CHP’nin ilkeli Atatürk çizgisinden sapmayan Milli Devletten yana, Atatürkçülüğe sıkı sıkıya bağlı kesimlerinin özellikle kul hakkı ve hazine hakkı konusunda oldukça hassas olduklarının farkındayız. Bu kesim 'ATATÜRK İLE MİLLETİ ALDATANLARDAN AYRIDIRLAR'

CHP’nin KÜRESELCİLER TARAFINDAN ELE GEÇİRİLMESİNDEN ÇOK RAHATSIZLAR

Ancak CHP
içinde çok ciddi ezilmektedirler.

Bu kesim, 
kamunun imkanlarını suistimal etmeme ve milletin hukukunu gözetme noktasında oldukça duyarlıdır. Bu kesim vatanseverdir ve CHP’nin belediyelerde iktidara geldiği yerlerdeki yolsuzluk iddiaları ve PKK’nın siyasi kanadıyla girdikleri ittifaklar nedeniyle büyük bir üzüntü içinde olduklarını biliyoruz.

 

KISIR DÖNGÜDEN HEP BERABER KURTULMALIYIZ

Sessiz ve derinden bir şekilde bu duruma öfke duyan kesimin, sosyolojik olarak “laik-anti laik” hattında yaşanan kırılma nedeniyle  akıllarının başka bir şey duymaya  olduğunu ve bu durumun, herkesin kendi mahallesinin kötüsüne ve her türlü yanlışına sahip çıkmak zorunda hissetmesine neden olduğunu gözlemliyoruz.  Oysa bu kısır döngüden hep beraber kurtulmak zorundayız. Doğruya doğru yanlışa yanlış demeliyiz.

'BU ÖFKE FREKNASINDAN SIYRILMALIYIZ'

Atatürkçü Milli Devletten yana Aydın kimliklere sahip bireylerin, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) hareketini “siyasal islam” bir yaklaşımla tanımlayarak ne pahasına olursa olsun bu partiye karşı duruş sergilediklerini görmekteyiz. Ancak,  bu öfke frekansından sıyrılıp birbirimize akıllarımızı gönüllerimizi açmak mecburiyetindeyiz. Çünkü;
bu vatan hepimizin, devlet, bayrak hepimizin, çatımız tek, dert hepimizin, sevinçte hepimizin. O halde hepimiz durmalıyız ve düşünmeliyiz. Göreceğiz ki anlaştıklarımız anlaşamadıklarımızdan çok ama çok fazla.


Türkiye’deki dindarlık ve siyasal muhafazakarlık, asla Ortadoğu’dan ithal edilmiş bir ideoloji değildir. Türkiye’nin muhafazakar yapısı, Mısır, Lübnan ya da Afganistan üzerinden okunamaz. 
Bu yanılgı, laik kesimde büyük bir yanlış algıya yol açmaktadır. Türkiye’deki siyasal muhafazakarlığı büyüten değerler, Anadolu’nun vahdet odaklı kültürel mirasına dayanmaktadır. İmam Azam, İmam Mâturidî, Ahmet Yesevi, Hacı Bayram Veli ve Hacı Bektaş Veli gibi isimlerin sevgi, esenlik ve adalet eksenli öğretileri bu dindarlığın temel taşıdır. Atatürkçü Ulusalcı kesimlerin Yunus Emre, Mevlana ve Ahmed Yesevi gibi değerleri okuyor ve benimsiyor olmaları, bu ortak zemin üzerinden bir birliktelik sağlanabileceğini göstermektedir.

' CHP TABANI BU ÇÜRÜMÜŞLÜĞE TEPKİ GÖSTERMELİ' 

Elbette ayrıştığımız noktalar olacaktır; ancak bu ayrışmalar, düşünsel gelişimin bir gereğidir. Eleştirel akıl ve farklılıkların korunması, toplumsal dinamizmin temelidir. Herkesin birbirine benzediği bir toplum neşeden ve anlamdan yoksun bir yapıya dönüşür. Nasıl ki  Anadolu dindarlığı eksenli sosyoloji  kendi içindeki eksikliği,çürümüşlüğü görmek doğruya doğru eğriye eğri diyerek eleştirmek zorundaysa, CHP’nin tabanı da yerel yönetimlerdeki çürümüşlükler karşısında aynı hassasiyeti göstermek zorundadır. CHP tabanı, özellikle merkezi iktidarlara karşı eleştirel yaklaşımını hep çürümüşlük ve kamunun hakkını gözetme noktasındaki gördüğü zaaflar üzerinden tanımlamıştır. Ancak, aynı tabanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın altı yıllık süreçte kuvvetli şüphe dolu oluşturduğu örtülü yapılanmalar üzerinden medyayı ve iş dünyasını kontrol etmek için ve kendine güç devşirmek için kullanmasını ve kaynakların nasıl elde edildiğini, kamu kaynaklarının nasıl yönettiklerini sorgulaması ve hesabını sormaması düşündürücüdür.

HANİ NEREDE ÖZ ELEŞTİRİ VE ÖZGÜR AKIL?

Hani nerde özeleştiri ve özgür akıl? Beşiktaş ile başlayan ve dalga dalga her yerden seslerin yükselmesine sebep olan  yerel yönetimlerde kuvvetli şüpheye dayalı ortaya çıkan yolsuzluk iddia ve dalgaları, CHP’nin tabanı için büyük bir rahatsızlık kaynağıdır. Biliyoruz ki; Vatan sever CHP tabanı müthiş rahatsızdır ancak bu rahatsızlığın kendi içlerinde ve susulması
buradan bir mağduriyet üretilmeye çalışılması, bunu da kamuoyunda ismi çok ciddi tartışılan ajanslar tarafından üretilmesi ve belirlenmesi, hatta “size ne bizim kötümüz bizim kötülüğümüz” havasında olunup dillendirilmemesi, toplumda adalet ve hakkaniyet algısına zarar vermektedir. 

Beşiktaş belediyesinin Atatürkçülükten ziyade kime hizmet ettiğini en iyi CHP içerisinde ki Atatürkçü Aydın Ulusalcı vatanseverler bilmektedir. CHP’yi CHP’lilerin yönetmediğini ilkelerinden savrulduğunu en iyi bilen onlardır. Sonuç olarak, ideolojik kimlikler üzerinden değil, hak, hukuk, adalet, bağımsızlık, milletin egemenliği, cumhuriyet ve ortak değerler üzerinden bir araya gelmek zorundayız. 

Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadar süregelen bu topraklardaki birlik ve beraberlik ruhunu koruyarak, çürümüşlüklerden arınmak için birlikte hareket etme yetisini geliştirmeliyiz. Ancak bu şekilde güçlü ve sürdürülebilir bir toplumsal yapı inşa edebiliriz.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.