Sarıyer Belediyesi'nden Atılan İşçiler Basın Açıklaması Yaptı: Sendika Bu Suçun Ortağıdır

Özel Haberler 16.01.2025 - 14:59, Güncelleme: 16.01.2025 - 16:38 654 kez okundu.
 

Sarıyer Belediyesi'nden Atılan İşçiler Basın Açıklaması Yaptı: Sendika Bu Suçun Ortağıdır

Sarıyer Belediyesi’nden Kod-26 ile tazminatsız bir şekilde işten atılan işçiler, Belediye önünde eylem yaptı. İşçinin hakkını savunması gereken sendika eyleme katılmak yerine Beşiktaş Belediyesi’ne gitti.
Sarıyer Belediyesi’nden iddiaya göre haksız bir şekilde işten çıkarılan işçiler hak mücadelesini sürdürüyor. Sendika ise işçilere destek vermek yerine ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla gözaltına alınan Beşiktaş Belediye Başkan’ı Rıza Akpolat’a destek vermek üzere Beşiktaş Belediyesi önüne gitti. İşçilere Emekli Meclisi üyeleri destek verdi. Sarıyer Belediyesi’nden Kod-26 ile çıkarılan Ramazan Gökalp Özen ve Yıldız Şen’in basın açıklaması şöyle: Bugün, haklı direnişini kazanan Polenez işçilerine Selam Olsun diyerek başlamak istiyoruz! KENDİ SENDİKAMIZDAN DAYANIŞMA GÖREMEDİK Tarih, işçi sınıfının hak, onur ve adalet mücadelesiyle yazılmıştır. Polenez Direnişinde emeğin gücünü gösteren işçilerinin örgütlü mücadelesi ve dayanışma ruhu, bizlere ilham veriyor. Ancak ne yazık ki, aynı dayanışmayı Sarıyer Belediyesi’nde uğradığımız haksızlıklara karşı, kendi sendikamızdan göremedik. EN TEMEL HAKLARIMIZ ELİMİZDEN ALINDI Bizler, yıllardır Sarıyer Belediyesi’nde özveriyle çalışan, halkımıza hizmet etmeyi ilke edinmiş işçileriz. Ancak hiçbir somut gerekçe gösterilmeksizin, kötü niyetle uygulanan Kod 26 bahanesiyle işten çıkarıldık. Bu haksız uygulama yalnızca bizi işimizden etmedi, aynı zamanda işsizlik maaşı ve tazminat gibi en temel haklarımızı da elimizden aldı. Sendikanın Sessizliği Haksızlığa Ortaklıktır. SENDİKA İŞÇİYLE DEĞİL İŞVERNELE İŞ BİRLİĞİ YAPTI Disk Genel-İş İstanbul Avrupa 1 No’lu Şube, işçilerin haklarını savunmak yerine, yalnızca aidat toplamayı görev bilmiştir. İşverenle yaptığı protokollerle, işçi haklarının gasp edilmesine zemin hazırlamış ve bizleri bu mücadelede yalnız bırakmıştır. Sarıyer Belediyesi ile işbirliği yaparak, işçilerin değil, işverenin yanında yer almıştır. HAKSIZLIĞA ORTAK OLDULAR Sendikanın, haklarını arayan üyelerine sahip çıkmak yerine sessiz kalması, bu haksızlıklara ortak olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Oysa sendikalar, işçilerin sesini yükselten, haksızlıklara karşı direnen örgütlerdir. Fakat ne yazık ki bizim mücadelemizde sendikamız, bu sorumluluğunu yerine getirmemiştir. KOD-26 SUÇLAMALARI İTİBARSIZLAŞTIRMA ARACIDIR Kod 26, işverenlerin kötü niyetle işçileri itibarsızlaştırmak için kullandığı bir yöntem haline gelmiştir. Hiçbir somut kanıt olmaksızın sicillerimize asılsız suçlamalar işlenmiştir. İşyerindeki hak ihlallerine karşı durduğumuz için baskılara maruz kaldık, sürgün edildik ve nihayetinde hukuksuzca işten çıkarıldık. İŞÇİNİN EMEĞİ YOK SAYILDIĞINDA... Sarıyer Halkına Çağrımızdır Bizim mücadelemiz, yalnızca kendi işimize geri dönme mücadelesi değil; aynı zamanda Sarıyer halkının haklarını ve hizmet kalitesini koruma mücadelesidir. Çünkü işçinin emeği yok sayıldığında, halka sunulan hizmetler de zarar görür. Taleplerimizi Hak ve Adalet İçin Buradan bir kez daha ilan ediyoruz: HAKLARIMIZ DERHAL GERİ VERİLMELİDİR Kod 26 gibi dayanaksız suçlamalarla işten çıkarılan arkadaşlarımız derhal işlerine iade edilmelidir. İşsizlik maaşı ve tazminat haklarımız geri verilmelidir. Sendika, işçilerin yanında yer almalı ve işverenle yapılan adaletsiz protokolleri iptal etmelidir. İşçi hakları korunmalı, emeğe saygı gösterilmelidir. ADALET YERİNİ BULACAKTIR Siyasi partileri, emek örgütlerini ve Sarıyer halkını bu haksızlığa karşı dayanışmaya davet ediyoruz. Bugün bize yapılan hukuksuzluk, yarın başkalarına da yapılabilir. Sesimizi birlikte yükselttiğimizde, adalet yerini bulacaktır. EMEĞİN ONURU İÇİN, SUSMAYACAĞIZ Polenez Direnişinden ve diğer işçi direnişlerinden aldığımız güç ve ilhamla, haksızlığa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Emeğin onuru için, susmayacağız! Hakikatin baş düşmanı zalim değil, ona göz yumanlardır. Haklı mücadelemizde yanımızda duran, sesimizi duyuran herkese teşekkür ederiz. Ramazan Gökalp Özen'in açıklamaları şöyle: Bugün Emekli Meclisi aramızda. sarıyer siyasetinden ve örgütlerden destek alamadık. Herkes Beşiktaş Belediyesi önünde. Burada da bir hak hukuk adalet mücadelesi var. Buradan da Sarıyer siyasetine bir sitemimiz olsun.Biz derdimizi hukuki bir şekilde anlatıyoruz. Bu karda kışta çocuklarımızı işsiz aşsız bıraktılar. CHP yönetimine sesleniyorum. Hak, hukuk, adalet sadece sizin için değil. Sendika dün Sarıyer Belediyesi'ne Rıza Akpolat direnişine destek vermek için mesaj atmış. Burada direnen işçiler sendika üyesidir. Haksızlık, hukuksuzluk sadece yöneticeler için mi vardır. Hak, hukuk, adalet sadece güçlüler için mi aranacaktır? Emekli Meclisi'nden Türkan Albayrak'ın açıklaması şöyle Direnişçilerin çoğunun sendika yöneticisi olduğunu görüyoruz. Sarıyer2de direnen arkadaşlarımız sendika yönetici. CHP'li yöneticiler işçi düşmanıdır. CHP'li yönetimler sendika yöneticilerini işten çıkararak onların hukukunu hakkını savunmasını istemiyor. İşçileri tek başına bırakan sendikalar ve hak,hukuk adalet diyen partiler. Biz buradayız. Bizim size ihtiyacımız yok. Polenez'e Maden'e hep birlikte giden sendikalar kendi işçilerini niye desteklemiyor? Direniş tek başına da kazanılır. Ben iki kez direndim, iki kez kazandım. Sendikalar yalnızca önümüzde bir barikat oluşturuyorlar. Bektaş Arslan'ın açıklamaları şöyle: TARAF TUTUYORMUŞUZ GİBİ GÖSTERİLDİK "Ben Sarıyer Belediyesi'nden 1 Ekim'de emekli olan ve sokaklarda temizlik yapan bir arkadaşım. İsmim Bektaş Arslan. Buradaki arkadaşlardan iki kişi benimle beraber işçi temsilcisiydi. Anlatıyorlar ama tam olarak halkın anlayacağı şekilde anlatamıyorlar. Vatandaş işin başlangıcını bilmezse, bu arkadaşların başına ne geldiğini anlaması mümkün değil. Bizim belediye ile yaptığımız sözleşmelerde, enflasyon farkı olarak ek protokol hakkımız vardı. Enflasyon yüzde 30'lardan yüzde 80'e çıkınca, biz ek protokolün devreye sokulmasını ve ek protokolden doğan hakkımızın verilmesini istedik. Bunun içinde eski belediye başkanı Şükrü Genç'e ve yönetime müracaat ettik. Onlarda mali durumumuz neyse bunu görüşelim ve işçi zarara uğramasın dediler. Sendika şube başkanımız Mehmet Pehlivan'a da durumu ilettik. Onlarda 'seçim yaklaşıyor, eğer böyle bir enflasyon farkı alınırsa Sarıyer Belediyesi'nde, diğer belediyelerdeki işçilerde uyanır ve sonra herkes bunu ister'diyerek CHP'li belediyelerle seçim öncesi kafa kafaya gelmemek için bunu kabul etmediler. O zamanlarda Şükrü Genç'in rakibi ya da aday olup olmayacağı bile belli değildi. DİSK'in şube başkanı Mehmet Pehlivan bu işi geciktirdi. Biz de enflasyon farkını alırken, sanki eski belediye başkanı Şükrü Genç'in tarafını tutyormuşuz gibi bir duruma sokulduk." DEVLETİN MAHKEMESİNDE NASIL BİR SAVUNMA ORTAYA KOYACAKLAR? "Sarıyer Belediyesi adayı en son belli olan bir belediyeydi. CHP Şükrü Genç'i aday göstermeyince, Oktay Aksu'da 'siz bize karşı taraf oldunuz' şeklinde bu işi seçim malzemesi yaptılar. Daha sonra da Aksu seçimi kazancınca, bu kişilere mobbinge uğradı ya da daha düşük görevlendirmeler başladı. Buna itiraz edildi ve sonucunda işten atıldılar. Herkesin ailesi, çoluğu çocuğu var. Bu işten atma olayının imzalandığı kurul kimdir? Mahkeme midir? Bizi de yazın Toplu Sözleşme masasına oturmayalım diye ekip olarak seçime sokmadılar. Korkunun ecele faydası yok. Bugün haklarını arayan bu arkadaşların herhangi bir görev eksikliğini ya da saygısızlıklarını göstersinler. Biz Çağlayan Mahkemesi'ne başvurduk, bizi sendika temsilci seçimlerine sokmadılar diye. Sarıyer Belediyesi'nin ve DİSK'in bütün evrakları istendi bu konuyla ilgili. Buradaki 3-4 arkadaşımızı aşından işinden edenler, bakalım devletin mahkemesinde nasıl bir savunma ortaya koyacaklar?" ŞU ANDA HERKES İŞİNİ KAYBETMEKTEN KORKUYOR "Unutmasınlar, bu devletin mahkemeleri var. İşçinin kendisini savunacak gücü yok çünkü şu anda herkes işini kaybetmekten korkuyor ama devletin mahkemelerinden de üstün değiller. Adalet yerini bulacak ve onlar yere bakacaklar, utanacaklar. Çocuklarının yanına gittikleri zaman, bu insanların evlerinin kirasını ödeyemediklerini ya da çocuklarına ekmek götüremediklerini hiç düşünmüyorlar mı? Kendilerine haksızlık yapıldığı zaman buralardan otobüs kaldırıp insan toplamaya çalışıyorlar. Etme bulma dünyasıdır, hiçkimsenin hakkı bu dünyada da öteki dünyada da kimsede kalmaz. Yaşayarak mahkemede öteki dünyada da yaradanın huzurunda görecekler." ÖZEL HABER - AYKUT METEHAN
Sarıyer Belediyesi’nden Kod-26 ile tazminatsız bir şekilde işten atılan işçiler, Belediye önünde eylem yaptı. İşçinin hakkını savunması gereken sendika eyleme katılmak yerine Beşiktaş Belediyesi’ne gitti.

Sarıyer Belediyesi’nden iddiaya göre haksız bir şekilde işten çıkarılan işçiler hak mücadelesini sürdürüyor. Sendika ise işçilere destek vermek yerine ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla gözaltına alınan Beşiktaş Belediye Başkan’ı Rıza Akpolat’a destek vermek üzere Beşiktaş Belediyesi önüne gitti. İşçilere Emekli Meclisi üyeleri destek verdi.

Sarıyer Belediyesi’nden Kod-26 ile çıkarılan Ramazan Gökalp Özen ve Yıldız Şen’in basın açıklaması şöyle:

Bugün, haklı direnişini kazanan Polenez işçilerine Selam Olsun diyerek başlamak istiyoruz!

KENDİ SENDİKAMIZDAN DAYANIŞMA GÖREMEDİK

Tarih, işçi sınıfının hak, onur ve adalet mücadelesiyle yazılmıştır. Polenez Direnişinde emeğin gücünü gösteren işçilerinin örgütlü mücadelesi ve dayanışma ruhu, bizlere ilham veriyor. Ancak ne yazık ki, aynı dayanışmayı Sarıyer Belediyesi’nde uğradığımız haksızlıklara karşı, kendi sendikamızdan göremedik.

EN TEMEL HAKLARIMIZ ELİMİZDEN ALINDI

Bizler, yıllardır Sarıyer Belediyesi’nde özveriyle çalışan, halkımıza hizmet etmeyi ilke edinmiş işçileriz. Ancak hiçbir somut gerekçe gösterilmeksizin, kötü niyetle uygulanan Kod 26 bahanesiyle işten çıkarıldık. Bu haksız uygulama yalnızca bizi işimizden etmedi, aynı zamanda işsizlik maaşı ve tazminat gibi en temel haklarımızı da elimizden aldı.

Sendikanın Sessizliği Haksızlığa Ortaklıktır.

SENDİKA İŞÇİYLE DEĞİL İŞVERNELE İŞ BİRLİĞİ YAPTI

Disk Genel-İş İstanbul Avrupa 1 No’lu Şube, işçilerin haklarını savunmak yerine, yalnızca aidat toplamayı görev bilmiştir. İşverenle yaptığı protokollerle, işçi haklarının gasp edilmesine zemin hazırlamış ve bizleri bu mücadelede yalnız bırakmıştır. Sarıyer Belediyesi ile işbirliği yaparak, işçilerin değil, işverenin yanında yer almıştır.

HAKSIZLIĞA ORTAK OLDULAR

Sendikanın, haklarını arayan üyelerine sahip çıkmak yerine sessiz kalması, bu haksızlıklara ortak olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Oysa sendikalar, işçilerin sesini yükselten, haksızlıklara karşı direnen örgütlerdir. Fakat ne yazık ki bizim mücadelemizde sendikamız, bu sorumluluğunu yerine getirmemiştir.

KOD-26 SUÇLAMALARI İTİBARSIZLAŞTIRMA ARACIDIR

Kod 26, işverenlerin kötü niyetle işçileri itibarsızlaştırmak için kullandığı bir yöntem haline gelmiştir. Hiçbir somut kanıt olmaksızın sicillerimize asılsız suçlamalar işlenmiştir. İşyerindeki hak ihlallerine karşı durduğumuz için baskılara maruz kaldık, sürgün edildik ve nihayetinde hukuksuzca işten çıkarıldık.

İŞÇİNİN EMEĞİ YOK SAYILDIĞINDA...

Sarıyer Halkına Çağrımızdır

Bizim mücadelemiz, yalnızca kendi işimize geri dönme mücadelesi değil; aynı zamanda Sarıyer halkının haklarını ve hizmet kalitesini koruma mücadelesidir. Çünkü işçinin emeği yok sayıldığında, halka sunulan hizmetler de zarar görür.

Taleplerimizi Hak ve Adalet İçin Buradan bir kez daha ilan ediyoruz:

HAKLARIMIZ DERHAL GERİ VERİLMELİDİR

Kod 26 gibi dayanaksız suçlamalarla işten çıkarılan arkadaşlarımız derhal işlerine iade edilmelidir.

İşsizlik maaşı ve tazminat haklarımız geri verilmelidir.

Sendika, işçilerin yanında yer almalı ve işverenle yapılan adaletsiz protokolleri iptal etmelidir.

İşçi hakları korunmalı, emeğe saygı gösterilmelidir.

ADALET YERİNİ BULACAKTIR

Siyasi partileri, emek örgütlerini ve Sarıyer halkını bu haksızlığa karşı dayanışmaya davet ediyoruz. Bugün bize yapılan hukuksuzluk, yarın başkalarına da yapılabilir. Sesimizi birlikte yükselttiğimizde, adalet yerini bulacaktır.

EMEĞİN ONURU İÇİN, SUSMAYACAĞIZ

Polenez Direnişinden ve diğer işçi direnişlerinden aldığımız güç ve ilhamla, haksızlığa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

Emeğin onuru için, susmayacağız!

Hakikatin baş düşmanı zalim değil, ona göz yumanlardır.

Haklı mücadelemizde yanımızda duran, sesimizi duyuran herkese teşekkür ederiz.

Ramazan Gökalp Özen'in açıklamaları şöyle:

Bugün Emekli Meclisi aramızda. sarıyer siyasetinden ve örgütlerden destek alamadık. Herkes Beşiktaş Belediyesi önünde. Burada da bir hak hukuk adalet mücadelesi var. Buradan da Sarıyer siyasetine bir sitemimiz olsun.Biz derdimizi hukuki bir şekilde anlatıyoruz. Bu karda kışta çocuklarımızı işsiz aşsız bıraktılar. CHP yönetimine sesleniyorum. Hak, hukuk, adalet sadece sizin için değil. Sendika dün Sarıyer Belediyesi'ne Rıza Akpolat direnişine destek vermek için mesaj atmış. Burada direnen işçiler sendika üyesidir. Haksızlık, hukuksuzluk sadece yöneticeler için mi vardır. Hak, hukuk, adalet sadece güçlüler için mi aranacaktır?

Emekli Meclisi'nden Türkan Albayrak'ın açıklaması şöyle

Direnişçilerin çoğunun sendika yöneticisi olduğunu görüyoruz. Sarıyer2de direnen arkadaşlarımız sendika yönetici. CHP'li yöneticiler işçi düşmanıdır. CHP'li yönetimler sendika yöneticilerini işten çıkararak onların hukukunu hakkını savunmasını istemiyor. İşçileri tek başına bırakan sendikalar ve hak,hukuk adalet diyen partiler. Biz buradayız. Bizim size ihtiyacımız yok. Polenez'e Maden'e hep birlikte giden sendikalar kendi işçilerini niye desteklemiyor? Direniş tek başına da kazanılır. Ben iki kez direndim, iki kez kazandım. Sendikalar yalnızca önümüzde bir barikat oluşturuyorlar.

Bektaş Arslan'ın açıklamaları şöyle:

TARAF TUTUYORMUŞUZ GİBİ GÖSTERİLDİK

"Ben Sarıyer Belediyesi'nden 1 Ekim'de emekli olan ve sokaklarda temizlik yapan bir arkadaşım. İsmim Bektaş Arslan. Buradaki arkadaşlardan iki kişi benimle beraber işçi temsilcisiydi. Anlatıyorlar ama tam olarak halkın anlayacağı şekilde anlatamıyorlar. Vatandaş işin başlangıcını bilmezse, bu arkadaşların başına ne geldiğini anlaması mümkün değil. Bizim belediye ile yaptığımız sözleşmelerde, enflasyon farkı olarak ek protokol hakkımız vardı. Enflasyon yüzde 30'lardan yüzde 80'e çıkınca, biz ek protokolün devreye sokulmasını ve ek protokolden doğan hakkımızın verilmesini istedik. Bunun içinde eski belediye başkanı Şükrü Genç'e ve yönetime müracaat ettik. Onlarda mali durumumuz neyse bunu görüşelim ve işçi zarara uğramasın dediler. Sendika şube başkanımız Mehmet Pehlivan'a da durumu ilettik. Onlarda 'seçim yaklaşıyor, eğer böyle bir enflasyon farkı alınırsa Sarıyer Belediyesi'nde, diğer belediyelerdeki işçilerde uyanır ve sonra herkes bunu ister'diyerek CHP'li belediyelerle seçim öncesi kafa kafaya gelmemek için bunu kabul etmediler. O zamanlarda Şükrü Genç'in rakibi ya da aday olup olmayacağı bile belli değildi. DİSK'in şube başkanı Mehmet Pehlivan bu işi geciktirdi. Biz de enflasyon farkını alırken, sanki eski belediye başkanı Şükrü Genç'in tarafını tutyormuşuz gibi bir duruma sokulduk."

DEVLETİN MAHKEMESİNDE NASIL BİR SAVUNMA ORTAYA KOYACAKLAR?

" Sarıyer Belediyesi adayı en son belli olan bir belediyeydi. CHP Şükrü Genç'i aday göstermeyince, Oktay Aksu'da 'siz bize karşı taraf oldunuz' şeklinde bu işi seçim malzemesi yaptılar. Daha sonra da Aksu seçimi kazancınca, bu kişilere mobbinge uğradı ya da daha düşük görevlendirmeler başladı. Buna itiraz edildi ve sonucunda işten atıldılar. Herkesin ailesi, çoluğu çocuğu var. Bu işten atma olayının imzalandığı kurul kimdir? Mahkeme midir? Bizi de yazın Toplu Sözleşme masasına oturmayalım diye ekip olarak seçime sokmadılar. Korkunun ecele faydası yok. Bugün haklarını arayan bu arkadaşların herhangi bir görev eksikliğini ya da saygısızlıklarını göstersinler. Biz Çağlayan Mahkemesi'ne başvurduk, bizi sendika temsilci seçimlerine sokmadılar diye. Sarıyer Belediyesi'nin ve DİSK'in bütün evrakları istendi bu konuyla ilgili. Buradaki 3-4 arkadaşımızı aşından işinden edenler, bakalım devletin mahkemesinde nasıl bir savunma ortaya koyacaklar?"

ŞU ANDA HERKES İŞİNİ KAYBETMEKTEN KORKUYOR

"Unutmasınlar, bu devletin mahkemeleri var. İşçinin kendisini savunacak gücü yok çünkü şu anda herkes işini kaybetmekten korkuyor ama devletin mahkemelerinden de üstün değiller. Adalet yerini bulacak ve onlar yere bakacaklar, utanacaklar. Çocuklarının yanına gittikleri zaman, bu insanların evlerinin kirasını ödeyemediklerini ya da çocuklarına ekmek götüremediklerini hiç düşünmüyorlar mı? Kendilerine haksızlık yapıldığı zaman buralardan otobüs kaldırıp insan toplamaya çalışıyorlar. Etme bulma dünyasıdır, hiçkimsenin hakkı bu dünyada da öteki dünyada da kimsede kalmaz. Yaşayarak mahkemede öteki dünyada da yaradanın huzurunda görecekler."

ÖZEL HABER - AYKUT METEHAN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.