Başkan Zeyrek Kayyum Tehditi Hakkında: Abdestimden Şüphem Yok ki Namazımdan Şüphem Olsun

Siyaset 03.12.2024 - 17:42, Güncelleme: 03.12.2024 - 17:42 483 kez okundu.
 

Başkan Zeyrek Kayyum Tehditi Hakkında: Abdestimden Şüphem Yok ki Namazımdan Şüphem Olsun

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, kayyum atamalarıyla ilgili bir tehdit almadığını ancak görevi dolayıyla tehdit edildiğini ve suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, düzenlediği basın toplantısıyla kent ve ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu. Başkan Zeyrek, Büyükşehir Belediyesi binasında gerçekleşen basın toplantısında merkezi yönetimin SGK borçları, vergi borçları, kayyum atamaları üzerinden yerel yönetimlere ilişkin adımlarını değerlendirdi. ZEYREK ŞU AÇIKLAMALARI YAPTI: "Belediye kurumu yalnızca yapmakla zorunlu olduğu işler haricinde de sosyal belediyecilik anlamında halka dokunan bir kurumdur. Bu tip kısıtlamalarla bizim bütçelerimizde oluşan kısıtlamalar aslında belediyeleri cezalandırmak değil, halkı cezalandırmaktır. Biz elimizden geldiğince bütçemizin hepsini her kuruşuna sahip çıkarak vatandaşa hizmet etmek için harcamaya devam edeceğiz. Tabii ki bu kısıtlamalardan dolayı özellikle ilçe ve belde belediyelerini gerçekten çok zor günler bekliyor. Maaş ödeyemez hale geldiler. Ama oradaki belediye başkanının değil, maalesef oradaki vatandaşları cezalandırmak olan bu tutuma ben kesinlikle karşıyım. 'ÇOK ADALETLİ BULMUYORUM' Çünkü bu borcu biz yapmadık bizden önceki dönemlerde yapıldı. Bugüne kadar arkası aranmamış bu borçların CHP belediyeleri başa geldiğinde tekrar gündeme getirilmesi ve tahsilatı yapılmasını çok adaletli bulmuyorum. Evet, devlete borçtur, ödenecektir, ödenmelidir. Ama bunun bir faizinde indirim yaparsınız, ödenebilir bir hale getirirsiniz. Bunu taksitlendirirsiniz. Bu şekilde ödemeler yapılabilir. SGK ve vergi dairesi bazı gayrimenkulleri alıyor borç karşılığında. Bununla ilgili hiçbir problem yok. Belediyenin bir gayrimenkulü varsa nakde dönebilir olmalı. Ama bir önceki dönemlerde vergi dairesinin aldıklarına bakıyorum; camileri almış. GAYRİ AHLAKİ Camimizi yıkıp da buradaki gayrimenkulü nakde çevirme imkanınız var mı? Asla yok. Ama bunu dönemin AK Parti belediyelerinden, MHP belediyelerinden kabul edip alıp da bizi burada iş yapamaz hale getirip anahtar vurma haline getirip bu hale düşürmeleri de kabul edilemez bir şey. Devletimizin SGK ve vergi dairesinin belediyelerden alacağı toplam alacağı arasında yüzde 2.7'dir. Yani belediye yüzde 2.7'sini karşılıyor. Diğer yüzde 77,5 buçuğuna bakmadan yüzde 2.7'sine böyle bir yaptırımı yapmak çok da gayri ahlaki olarak yaklaşıyorum ben. Biz hizmet yapmaya devam ediyoruz. Biz geldiğimizde Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin borcu 2.4 milyar TL'ydi. Bugün itibarıyla borcumuz 1.6 milyar TL'ye düştü. Biz yedi buçuk ayda yaklaşık 800 milyona yakın bir borç ödedik. Bunun yanında da hizmetler yapmaya devam ettik. Bunları yaparken herkes şunu söylüyor; hem kısıtlama tedbirleri var hem borç ödüyorsun. 'HER KURUŞUNA SAHİP ÇIKIYORUZ' Hem de birçok sosyal yardımlarda, sosyal hizmetlerde bulunan bir belediye haline geldik biz. Bu parayı nereden buluyorsun diye sorduklarında kesinlikle biz harcadığımız, su içtiğimiz bir bardak suda Selendi'nin dağ köyünde yalın ayak dolaşan çocuğun vebali, hakkı vardır. Biz devletimizin bize emanet ettiği paranın her kuruşuna sahip çıkıyoruz. Her ay internet sitemizden yaptığımız harcamaları ve halkımızla paylaşıyoruz, kuruşuna kadar. Bu şeffaflıkla rantçıların önüne geçerek bir futbolcu almak yerine onun parasını halka harcayarak biz bu hizmetleri yapmaya her zaman için devam edeceğiz. Devletimizin kısıtlama tedbirleri devam edebilir. Saygı duyuyorum. Bence etmemesi gerekiyor. Ama bu kısıtlama tedbirlerine karşı da biz elimizden gelen tüm şeffaflığıyla halkımızla paylaşarak paramızı ortak bir şekilde harcamaya devam edeceğiz. 'HALKIN İRADESİ HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR' Halkın iradesinin ötesinde bir irade tanımıyorum. Halkın iradesi her şeyden öncedir. Kayyum atanan belediye başkanlarımızın iddianamelerine bakıyorum. Ovacık Belediyesi bundan 12 yıl önce o günün kaymakam ve emniyet müdürünün isteği üzerine bir cenazeyi alıyor. CHP'li aileye cenazesini teslim ediyor. Bunun üzerinden 12 yıl geçiyor. 12 yıl kimsenin aklına gelmiyor. Ama bugün aklına geliyor ve buna kayyum atanıyor. Keza Esenyurt Belediyesi bizler de hepimiz vefat eden birçok kimseyi arayıp başsağlığı diliyoruz. Ama aradığımız birçok kimseyi muhtarlarımızdan geliyor bu bilgi veya eşimizden, dostumuzdan hiç onu da tanımıyor olabiliyoruz. Esenyurt Belediyesi'nde de Ahmet Başkan bir telefon ediyor, diyordu ki 'çok hayırlı bir evlat yetiştirmişsiniz, Allah sizlere sabır versin' ve bu vefat eden evladın abisi, PKK'yla ilişkilendiriliyor. Bu telefondan dolayı da Ahmet Başkana kayyum atanıyor. Ben bunların adaletli olduğunu düşünmüyorum. Kayyum tehdidiyle yaşayabilen bir belediye asla ve asla olamaz. Ben bu tehditlerin bir an önce artık kalkması evet suç varsa devletimizin her karış toprağına sahip çıkarız. Gelen her türlü tehdide göğsümüzü siper ederiz. 'SUÇUN ÜZERİNE GİDELİM' Çünkü biz bu ahlakla büyüdük. Bunlara sebebiyet veren, unsurlar varsa tabii ki keşke 31 Mart seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu adaylıklarını kabul etmeseydiler. Ama göreve geldikten sonra sadece bir yaptırım ve korku salmak üzerine bu tip kayyumları önümüze getirmeyi de çok doğru bir girişim olarak bulmuyorum ben. Umarım devletimiz bu politikasından vazgeçer. Suçlular varsa sonuna kadar devletimizle birlikteyiz. Suçun üzerine gidelim. Ama 12 yıl, 15 yıl önce yapılmış veya atılmış bir tweeti bugün karşımıza koyup da bu şekilde halkın iradesine karşı durmayı da çok doğru bir yöntem olduğunu düşünmüyorum." 'ABDESTİMDEN ŞÜPHEM YOK Kİ NAMAZIMDAN ŞÜPHEM OLSUN' "Kayyum tehdidi alıyor musunuz?" sorusuna ise kayyum tehdidi almadığını söyleyen ve kayyum tehdidini sadece korkutma olarak yorumlayan Zeyrek, "Devletimiz takdir görür, kayyum gönderir, bir şey diyemem. Abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun." ifadelerini kullandı. 'BUNLARA BOYUN EĞECEK ADAM DEĞİLİM' Görevi dolayısıyla tehditler aldığını, tehditlerle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu da aktaran Zeyrek, "Bu koltukların böyle bedelleri olabiliyor. Çünkü ben buraya geldikten sonra rantın önüne geçtim. Haksız ihale alanlarının hepsinin önüne geçtim. Haksız alacak olanlarının hepsinin önüne geçtim. Bununla ilgili de insanı yalan yanlış iftiralarla, ailesiyle tehdit ediyorlar. Geçen hafta böyle bir olay yaşadık. Genel Başkanımla da konuştum. Genel Başkanım da dedi ki; bu koltuklarda oturuyorsan bunlara alışman gerekiyor diye. Doğru bir yaklaşımdı. Ama buradan şunu söyleyeyim; ben ne istedikleri ihaleleri vereceğim ne tehditlerle benden istenen paraları vereceğim. Ben doğru bildiğim yolda doğru bir şekilde devam edeceğim. Bir süre sonra da dışarıdaki bu kişiler de benim bu duruşuma alışacaklarını düşünüyorum. Ben bunlara boyun eğecek bir adam değilim. Asla da eğmeyeceğim. Ne bir santim gideceğiz, ne bir adım geri atacağım" dedi. 'KARŞISINDA SPİL DAĞI GİBİ DURACAĞIM' Açıklamalarına devam eden Zeyrek, Önceki dönemde Manisa Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan yolsuzluklarla ilgili yaptığı suç duyurularıyla ilgili ise "Bu kurumun bir kuruşuna kim zarar verdiyse, kim aldıysa gitsin savcılıkta ifadesini versin. Suçludur, hakim cezasını verir. Suçsuzdur, hakim onun da beraatını verir. Bu yolsuzlukların kim yaptıysa onların karşısında Spil Dağı gibi duracağım" diye konuştu. Ek olarak savcılığa verilen dosyaların durumuna ilişkin ise başsavcının dosyalarla ilgili 'İçişleri Bakanlığı’na gönderdiğini, İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma yetkisi verip vermeyeceğini beklediğini, soruşturma yetkisi verirse biz de adli merciler olarak gerekli işlemleri yaparız' dediğini İçişleri Bakanlığı'nın henüz bir şey yapmadığını aktardı. Başkan Zeyrek, Çinli otomotiv firması BYD'nin Manisa'daki yatırımıyla birlikte şehirde görev yapacak Çinlilerin sosyal hayatlarını sağlamak üzere oluşturulacak Çin Sokağı hakkında da konuştu. BAŞKAN FERDİ ZEYREK ŞUNLARI SÖYLEDİ: "BYD'nin gelmesiyle birlikte Manisamıza yaklaşık iki bin 500, üç bin tane Çinli gelecek. Bu bugüne kadar Manisamızın şöyle makus tarihi vardı. Manisa'da kazanılan para çevre illerde harcanıyor. Ben de o çevre illerde harcayana değil de onlara harcatana kızıyorum. Çünkü bu kişilerin eğitim, sağlık, barınma, sosyal hayatlarının altyapılarını hazırlamazsanız evet bu kişiler olacak aralarında biz onların barınma, sosyal hayat, eğitim, sağlık, bu altyapılarını Manisa'da hazırlamazsak eğer bu para tekrardan başka şehirlere gidecek. Ben artık Manisa'da kazanılan paranın Manisa'da kalmasını istiyorum. 'ORADAKİ KAYNAŞMA BAZI KİMSELERİ RAHATSIZ EDEBİLİR' Çin sokağının Laleli semtinde hayata geçeceğini ve kentten kopuk olmayacağını da aktaran Zeyrek, "Çin mahallesi deyince şehirden tecrit edilmiş, başka bir yerde bir kurulmuş mahalleden bahsetmiyorum. Çünkü Çinlilerin kültürüyle, Manisamızın kültürü bir noktada kucaklaşmak zorunda kalacak. İç içe yaşayacakları bir alan oluşturmayı düşünüyorum. Bunun da yeri 5M Migros'un olduğu yere altı AVM'nin üstü konutlarla olan projeleri tasarlıyoruz. O AVM'nin bir pasajının bir sokağını ben Çin sokağı yapmak istiyorum. Bu bir başlangıç olacaktır. Bundan sonra da Çinlilerin sayısı arttıkça bunları ilave olabilir. Çin sokağını yapmazsak şehrin çeşitli yerlerinde Çin lokantaları açılacak ve oradaki kaynaşma bazı kimseleri rahatsız edebilir. Bunların önüne geçebilmek adına biz böyle bir Çinlilerle kucaklaşacağımız ve Manisa'da kazandığı paranın Manisa'da kalacağı alanlar oluşturacağız" 
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, kayyum atamalarıyla ilgili bir tehdit almadığını ancak görevi dolayıyla tehdit edildiğini ve suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, düzenlediği basın toplantısıyla kent ve ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.

Başkan Zeyrek, Büyükşehir Belediyesi binasında gerçekleşen basın toplantısında merkezi yönetimin SGK borçları, vergi borçları, kayyum atamaları üzerinden yerel yönetimlere ilişkin adımlarını değerlendirdi.

ZEYREK ŞU AÇIKLAMALARI YAPTI:

"Belediye kurumu yalnızca yapmakla zorunlu olduğu işler haricinde de sosyal belediyecilik anlamında halka dokunan bir kurumdur. Bu tip kısıtlamalarla bizim bütçelerimizde oluşan kısıtlamalar aslında belediyeleri cezalandırmak değil, halkı cezalandırmaktır. Biz elimizden geldiğince bütçemizin hepsini her kuruşuna sahip çıkarak vatandaşa hizmet etmek için harcamaya devam edeceğiz. Tabii ki bu kısıtlamalardan dolayı özellikle ilçe ve belde belediyelerini gerçekten çok zor günler bekliyor. Maaş ödeyemez hale geldiler. Ama oradaki belediye başkanının değil, maalesef oradaki vatandaşları cezalandırmak olan bu tutuma ben kesinlikle karşıyım.

'ÇOK ADALETLİ BULMUYORUM'

Çünkü bu borcu biz yapmadık bizden önceki dönemlerde yapıldı. Bugüne kadar arkası aranmamış bu borçların CHP belediyeleri başa geldiğinde tekrar gündeme getirilmesi ve tahsilatı yapılmasını çok adaletli bulmuyorum. Evet, devlete borçtur, ödenecektir, ödenmelidir. Ama bunun bir faizinde indirim yaparsınız, ödenebilir bir hale getirirsiniz. Bunu taksitlendirirsiniz. Bu şekilde ödemeler yapılabilir.

SGK ve vergi dairesi bazı gayrimenkulleri alıyor borç karşılığında. Bununla ilgili hiçbir problem yok. Belediyenin bir gayrimenkulü varsa nakde dönebilir olmalı. Ama bir önceki dönemlerde vergi dairesinin aldıklarına bakıyorum; camileri almış.

GAYRİ AHLAKİ

Camimizi yıkıp da buradaki gayrimenkulü nakde çevirme imkanınız var mı? Asla yok. Ama bunu dönemin AK Parti belediyelerinden, MHP belediyelerinden kabul edip alıp da bizi burada iş yapamaz hale getirip anahtar vurma haline getirip bu hale düşürmeleri de kabul edilemez bir şey. Devletimizin SGK ve vergi dairesinin belediyelerden alacağı toplam alacağı arasında yüzde 2.7'dir. Yani belediye yüzde 2.7'sini karşılıyor. Diğer yüzde 77,5 buçuğuna bakmadan yüzde 2.7'sine böyle bir yaptırımı yapmak çok da gayri ahlaki olarak yaklaşıyorum ben. Biz hizmet yapmaya devam ediyoruz.

Biz geldiğimizde Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin borcu 2.4 milyar TL'ydi. Bugün itibarıyla borcumuz 1.6 milyar TL'ye düştü. Biz yedi buçuk ayda yaklaşık 800 milyona yakın bir borç ödedik. Bunun yanında da hizmetler yapmaya devam ettik. Bunları yaparken herkes şunu söylüyor; hem kısıtlama tedbirleri var hem borç ödüyorsun.

'HER KURUŞUNA SAHİP ÇIKIYORUZ'

Hem de birçok sosyal yardımlarda, sosyal hizmetlerde bulunan bir belediye haline geldik biz. Bu parayı nereden buluyorsun diye sorduklarında kesinlikle biz harcadığımız, su içtiğimiz bir bardak suda Selendi'nin dağ köyünde yalın ayak dolaşan çocuğun vebali, hakkı vardır. Biz devletimizin bize emanet ettiği paranın her kuruşuna sahip çıkıyoruz. Her ay internet sitemizden yaptığımız harcamaları ve halkımızla paylaşıyoruz, kuruşuna kadar. Bu şeffaflıkla rantçıların önüne geçerek bir futbolcu almak yerine onun parasını halka harcayarak biz bu hizmetleri yapmaya her zaman için devam edeceğiz.

Devletimizin kısıtlama tedbirleri devam edebilir. Saygı duyuyorum. Bence etmemesi gerekiyor. Ama bu kısıtlama tedbirlerine karşı da biz elimizden gelen tüm şeffaflığıyla halkımızla paylaşarak paramızı ortak bir şekilde harcamaya devam edeceğiz.

'HALKIN İRADESİ HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR'

Halkın iradesinin ötesinde bir irade tanımıyorum. Halkın iradesi her şeyden öncedir. Kayyum atanan belediye başkanlarımızın iddianamelerine bakıyorum. Ovacık Belediyesi bundan 12 yıl önce o günün kaymakam ve emniyet müdürünün isteği üzerine bir cenazeyi alıyor. CHP'li aileye cenazesini teslim ediyor. Bunun üzerinden 12 yıl geçiyor. 12 yıl kimsenin aklına gelmiyor. Ama bugün aklına geliyor ve buna kayyum atanıyor. Keza Esenyurt Belediyesi bizler de hepimiz vefat eden birçok kimseyi arayıp başsağlığı diliyoruz. Ama aradığımız birçok kimseyi muhtarlarımızdan geliyor bu bilgi veya eşimizden, dostumuzdan hiç onu da tanımıyor olabiliyoruz. Esenyurt Belediyesi'nde de Ahmet Başkan bir telefon ediyor, diyordu ki 'çok hayırlı bir evlat yetiştirmişsiniz, Allah sizlere sabır versin' ve bu vefat eden evladın abisi, PKK'yla ilişkilendiriliyor. Bu telefondan dolayı da Ahmet Başkana kayyum atanıyor. Ben bunların adaletli olduğunu düşünmüyorum. Kayyum tehdidiyle yaşayabilen bir belediye asla ve asla olamaz. Ben bu tehditlerin bir an önce artık kalkması evet suç varsa devletimizin her karış toprağına sahip çıkarız. Gelen her türlü tehdide göğsümüzü siper ederiz.

'SUÇUN ÜZERİNE GİDELİM'

Çünkü biz bu ahlakla büyüdük. Bunlara sebebiyet veren, unsurlar varsa tabii ki keşke 31 Mart seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu adaylıklarını kabul etmeseydiler. Ama göreve geldikten sonra sadece bir yaptırım ve korku salmak üzerine bu tip kayyumları önümüze getirmeyi de çok doğru bir girişim olarak bulmuyorum ben. Umarım devletimiz bu politikasından vazgeçer. Suçlular varsa sonuna kadar devletimizle birlikteyiz. Suçun üzerine gidelim. Ama 12 yıl, 15 yıl önce yapılmış veya atılmış bir tweeti bugün karşımıza koyup da bu şekilde halkın iradesine karşı durmayı da çok doğru bir yöntem olduğunu düşünmüyorum."

'ABDESTİMDEN ŞÜPHEM YOK Kİ NAMAZIMDAN ŞÜPHEM OLSUN'

"Kayyum tehdidi alıyor musunuz?" sorusuna ise kayyum tehdidi almadığını söyleyen ve kayyum tehdidini sadece korkutma olarak yorumlayan Zeyrek, "Devletimiz takdir görür, kayyum gönderir, bir şey diyemem. Abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun." ifadelerini kullandı.

'BUNLARA BOYUN EĞECEK ADAM DEĞİLİM'

Görevi dolayısıyla tehditler aldığını, tehditlerle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu da aktaran Zeyrek, "Bu koltukların böyle bedelleri olabiliyor. Çünkü ben buraya geldikten sonra rantın önüne geçtim. Haksız ihale alanlarının hepsinin önüne geçtim. Haksız alacak olanlarının hepsinin önüne geçtim. Bununla ilgili de insanı yalan yanlış iftiralarla, ailesiyle tehdit ediyorlar. Geçen hafta böyle bir olay yaşadık. Genel Başkanımla da konuştum. Genel Başkanım da dedi ki; bu koltuklarda oturuyorsan bunlara alışman gerekiyor diye. Doğru bir yaklaşımdı. Ama buradan şunu söyleyeyim; ben ne istedikleri ihaleleri vereceğim ne tehditlerle benden istenen paraları vereceğim. Ben doğru bildiğim yolda doğru bir şekilde devam edeceğim. Bir süre sonra da dışarıdaki bu kişiler de benim bu duruşuma alışacaklarını düşünüyorum. Ben bunlara boyun eğecek bir adam değilim. Asla da eğmeyeceğim. Ne bir santim gideceğiz, ne bir adım geri atacağım" dedi.

'KARŞISINDA SPİL DAĞI GİBİ DURACAĞIM'

Açıklamalarına devam eden Zeyrek, Önceki dönemde Manisa Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan yolsuzluklarla ilgili yaptığı suç duyurularıyla ilgili ise "Bu kurumun bir kuruşuna kim zarar verdiyse, kim aldıysa gitsin savcılıkta ifadesini versin. Suçludur, hakim cezasını verir. Suçsuzdur, hakim onun da beraatını verir. Bu yolsuzlukların kim yaptıysa onların karşısında Spil Dağı gibi duracağım" diye konuştu. Ek olarak savcılığa verilen dosyaların durumuna ilişkin ise başsavcının dosyalarla ilgili 'İçişleri Bakanlığı’na gönderdiğini, İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma yetkisi verip vermeyeceğini beklediğini, soruşturma yetkisi verirse biz de adli merciler olarak gerekli işlemleri yaparız' dediğini İçişleri Bakanlığı'nın henüz bir şey yapmadığını aktardı.

Başkan Zeyrek, Çinli otomotiv firması BYD'nin Manisa'daki yatırımıyla birlikte şehirde görev yapacak Çinlilerin sosyal hayatlarını sağlamak üzere oluşturulacak Çin Sokağı hakkında da konuştu.

BAŞKAN FERDİ ZEYREK ŞUNLARI SÖYLEDİ:

"BYD'nin gelmesiyle birlikte Manisamıza yaklaşık iki bin 500, üç bin tane Çinli gelecek. Bu bugüne kadar Manisamızın şöyle makus tarihi vardı. Manisa'da kazanılan para çevre illerde harcanıyor.

Ben de o çevre illerde harcayana değil de onlara harcatana kızıyorum. Çünkü bu kişilerin eğitim, sağlık, barınma, sosyal hayatlarının altyapılarını hazırlamazsanız evet bu kişiler olacak aralarında biz onların barınma, sosyal hayat, eğitim, sağlık, bu altyapılarını Manisa'da hazırlamazsak eğer bu para tekrardan başka şehirlere gidecek. Ben artık Manisa'da kazanılan paranın Manisa'da kalmasını istiyorum.

'ORADAKİ KAYNAŞMA BAZI KİMSELERİ RAHATSIZ EDEBİLİR'

Çin sokağının Laleli semtinde hayata geçeceğini ve kentten kopuk olmayacağını da aktaran Zeyrek, "Çin mahallesi deyince şehirden tecrit edilmiş, başka bir yerde bir kurulmuş mahalleden bahsetmiyorum. Çünkü Çinlilerin kültürüyle, Manisamızın kültürü bir noktada kucaklaşmak zorunda kalacak. İç içe yaşayacakları bir alan oluşturmayı düşünüyorum. Bunun da yeri 5M Migros'un olduğu yere altı AVM'nin üstü konutlarla olan projeleri tasarlıyoruz. O AVM'nin bir pasajının bir sokağını ben Çin sokağı yapmak istiyorum. Bu bir başlangıç olacaktır. Bundan sonra da Çinlilerin sayısı arttıkça bunları ilave olabilir. Çin sokağını yapmazsak şehrin çeşitli yerlerinde Çin lokantaları açılacak ve oradaki kaynaşma bazı kimseleri rahatsız edebilir. Bunların önüne geçebilmek adına biz böyle bir Çinlilerle kucaklaşacağımız ve Manisa'da kazandığı paranın Manisa'da kalacağı alanlar oluşturacağız" 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.