14 Mayıs 2023 yılında yapılan genel seçimlerde özellikle de merkezde yer alan partilerde avukatlar fazla ön plana çıkıyor. Peki neden avukatlar siyasette daha yoğun görünüyor ve bu ne kadar sağlıklı? İnsanların unvanına göre mi bir insanın vekil olması tercih edilmeli yoksa vicdan sahibi olması, halkın sorunlarına gerçek anlamda çözüm bulan isimleri mi tercih edilmeli. Halkın samimi, içten, menfaat peşinde koşmayan siyasetçilere ihtiyacı var. Bunun için ise Türkiye de Siyasi Partiler Kanunu’nun değişmesi gerekiyor. Parti teşkilatları içerisinde görev yapacak olan kişilerin avukatlardan, müteahhitlerden oluşmaması gerektiği sıklıkla bulunduğum her ortamda dile getiriyorum. Ülkenin gerçek, samimi, içtenlikle; menfaat doğrultusunda hizmet etmek isteyenlerin değil gerçekten halka ve ülkesine hizmet etmek isteyen insanlardan oluşması gerektiğinin bilinmesi gerekiyor.
SİYASET AVUKATLARIN TEKELİNDEN ÇIKARILMALI
Siyasetin sadece avukatlardan oluşmaması gerektiği, avukatların tekelinde çıkarılmalı. Halkın içerisinden halkın sıkıntısını bilen, halkın sıkıntısı içerisinde aynı sıkıntıları yaşayan insanlardan meclis gruplarının oluşması gerektiğini ifade etmemiz gerekiyor. Bu doğrultuda Türkiye’nin geleceği daha güvenilir ve daha aydınlık olacağına inanıyorum.
BİRÇOK AVUKAT VEKİL ŞİRKETLERDE İHALE TAKİPÇİLİĞİ YAPIYOR
Birçok vekillin büyük şirketlerde ihale takipçiliği dosya takipçiliği yaptıklarını biliyoruz. Bunun önüne geçilebilmesi açısından maddi gelirinin güçlü olan insanlardan oluşması ve yönerge verebilmesi konusunda daha şeffaf daha güven arz edici olabileceğini düşünüyorum. Milletvekillerinin siyaseti gelir kapısı olarak görmemesi gerektiği sadece ve sadece vatandaşına hizmetkar olması gerektiğini savunuyorum. Milletvekilliği maaşı olanların esktra ikinci ve üçüncü maaş almamaları ve şirketlere yönetim kurulu üyeliği görevlerine getirilmemeli gerekiyor. Mecliste liyakat sahibi donanımlı insanların yer almasının yanında vicdan sahibi olmalı, kamu kaynaklarını milletimizim hizmetine seferber etmesi gerekiyor. Bunun yanında birçok fikir içerisinde farklı düşüncelerini de barındıran ama ortak paydası Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası olan, ülkemizin gelişimini düşünen insanlardan oluşması ve bu kazancın geri kalmış olan Türkiye’nin daha ileriye ve sağlam zeminlere oturabileceğini unutmamamız gerektiğini hatırlamamız lazım.
ADAMCILIK ÖN PLANA ÇIKIYOR, İTAATKAR HİZMETLİ ARANIYOR
Siyaset arenası tabandan tavana kadar doğru işlenmesi doğru dizayn edilmesi gerekirken tavandan tavana iniliyor ve bu da birçok sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Siyasi partilerin teşkilat yapılarında ‘Adamcılık’ ön plana çıkarılıyor, halkın sorunlarına hizmetkar olması gerekenler makam ve mevki sahiplerinin hizmetkarı oluyor. Maalesef bu da gelinen noktada hüsrana hep beraber şahit olmuş oluyoruz. Bu hangi siyasi parti olursa olsun fark etmiyor. İşleyiş her birinde aynı!
BUNUN SON BULMASI İÇİN ÇÖZÜM BASİT
Bunun son bulabilmesi açısından genel merkez yöneticilerinin genel başkanlarının daha dikkatli, özverili, şeffaf olması gerektiği ciddi anlamda kamuoyu yoklaması yaparak şahıslara itaatkar olarak değil halka itaat edecek insanları koltuklara, görev başlarına getirilmesi gerekiyor. Makam koltuklarında oturanlar halk tarafından o koltuğa oturduğunu unutuyor. Arkasındaki siyasi parti genel merkez yöneticileri tarafından oraya getirildiklerini zannederek halka yönelik olan çalışmalarda halkın sesine olan duyarlılığa kulak asmayıp genel merkez yöneticisinden gelen talimatlarla şekil alıp hizmet etme unsurunu sağlıyor. Bu kayıpta doğal olarak yaşamış olduğumuz güzel ülkemize oluyor. Bunların düzelmesi için siyaseti bir ticari araç olarak görmemeleri gerektiği sadece bir amaç uğruna mücadele edilmesi düşünülmesi gerektiğini ve bu yıllar yılı sürecek olan nesillerimizin daha sağlam, daha güvenilir daha yaşanılabilir bir Türkiye için yapmaları gerekiyor. Güçlü bir Türkiye ancak insan olarak kendimizi düzeltmekle olur. Makam koltuklarının kişiye hükmedenlere değil kişilerin makam koltuklarına hükmedecek olan insanların o görev başlarına getirilmesi daha uygun. Ben buradan duygu ve düşüncelerimi sizlere bu şekilde aktarmak istiyorum. Biliyorum ki sizler de aynı şeyi düşünüyorsunuz sadece söylemekten çekiniyor söylemek istemiyorsunuz ama sizin için söyleyen birileri var.