Uğur Mumcu Suikastı: Türkiye'nin Aydınlık Kalemine Karanlık Saldırı
Uğur Mumcu Suikastı: Türkiye'nin Aydınlık Kalemine Karanlık Saldırı
Türkiye'de araştırmacı gazeteciliğin öncüsü olan Uğur Mumcu 1993'te hain bir suikasta kurban gitmiş ve cinayeti faili meçhul kalmıştı. Mumcu'ya düzenlene suikasttın üstünden 32 yıl geçmesine Mumcu cinayeti henüz unutulmuş değil. Ölümü hakkındaki tartışmalar sürüyor ve katledilişi hala adalet bekliyor... Peki Uğur Mumcu kimdir? Ne zaman öldürüldü? Nasıl öldürüldü? Faili kim?
Türk basın tarihine adını altın harflerle yazdıran gazeteci, yazar ve araştırmacı Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942’de Kırşehir’de dünyaya geldi. Hukuk Fakültesi mezunu olan Mumcu, özellikle Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazılarıyla tanındı. Yolsuzluk, devlet içindeki gizli yapılar ve toplumsal meseleler üzerine kaleme aldığı yazılarla, araştırmacı gazeteciliğin öncüsü oldu.
Uğur Mumcu’nun çalışmaları, Türkiye’deki siyasi ve toplumsal dinamikleri anlamak için önemli bir kaynak oluşturdu. Terör örgütleri, silah kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve istihbarat ağlarını konu alan yazılarıyla ses getirdi. Öne çıkan eserleri arasında “Rabıta”, “Sakıncalı Piyade” ve “Tarihsel Süreç İçinde Terör” yer alıyor. 7 Ocak 1993 tarihinde "Mossad ve Barzani" isimli yazsında Barzani aşiretini, CIA ve Mossad arasındaki bağlantıya değindi. Altay Öymen'le beraber hazırladığı ve Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel'in hayali mobilya ticaretini konu olan "Mobilya Dosyası" adlı kitabı büyük yankı oluşturdu. Ölmeden önce yayımladığı "Ültimatom" başlıklı yazsında ise istihbarat örgütleri ve "şiddet yoluyla sonuç almak isteyen bir Kürt milliyetçisi terör örgütü" olarak adlandırdığı PKK terör örgütü arasındaki bağlantıları açıklayacağını yazdı. Uğur Mumcu'nun abisi Cem Mumcu ise kardeşinin ölümünden önce İsrail elçisinin ısrarları üzerine baş başa bir görüşme gerçekleştirdiği dile getirdi.
ARABASINA BOMBA YERLEŞTİRLDİ
24 Ocak 1993 sabahı, Uğur Mumcu evinin önünde bulunan arabasına yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Patlama Türkiye’yi yasa boğarken, Mumcu’nun ölümü demokrasi ve basın özgürlüğüne yapılmış büyük bir saldırı olarak değerlendirildi.
SUİKASTİNİN FAİLERİ KİM?
Mumcu suikastıyla ilgili olarak yıllar içinde birçok iddia ortaya atıldı. İran bağlantılı “Tevhid-Selam” örgütü olayla ilişkilendirildi; ancak soruşturma tam olarak netleşmediği gibi suikastı üstlenen örgütün gerçekten var olup olmadığı belirlenemedi. Faillerin bulunamaması, suikastın ardındaki güçlerin karanlıkta kalmasına neden oldu.
KİM ÖLDÜRMÜŞ OLABİLİR?
Mumcu’nun yazılarında ele aldığı İran destekli örgütlenmelerin, bu cinayetin arkasında olduğu iddia edildi. Mumcu’nun, Türkiye’deki kontrgerilla ve derin devlet ilişkilerini araştırması, bu yapılar tarafından hedef alınmış olabileceği teorisini gündeme getirdi. Silah kaçakçılığı ve uluslararası istihbarat örgütlerini araştırması, farklı dış güçlerin suikastta rol oynamış olabileceği iddiasını güçlendirdi. 90’lı yıllarda Türkiye’de gerçekleşen diğer faili meçhul cinayetlerle birlikte, Mumcu’nun öldürülmesi de büyük bir organizasyonun parçası olarak değerlendirildi. Ancak Uğur Mumcu'nun ölmeden hemen söylediği, "Ben Atatürkçüyüm, ben Cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben antiemperyalistim, ben insan hakları savunucusuyum" sözleri ile kimleri karşısına aldığını açıkça belirtmiştir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.