Ruşen Aydeniz: Günümüzde Sanat Şöhret İçin Yapılıyor

Kültür-Sanat 11.09.2024 - 17:51, Güncelleme: 12.09.2024 - 12:16 3604 kez okundu.
 

Ruşen Aydeniz: Günümüzde Sanat Şöhret İçin Yapılıyor

Spordan sanata, Sarıyer’in her değerine mikrofon uzatmaya devam ediyoruz. Sarıyer’in duayen isimlerinden sanatçı, siyasetçi ve gazeteci Ruşen Aydeniz, Sarıyer Söz Gazetesi Haber Müdürü Aykut Metehan’a Türk halk müziğinin geçmişi ve geleceği hakkında özel açıklamalarda bulundu.
“Aslen Şebinkarahisarlıyım. Halende Sarıyer Şebinkarahisar Dernek Başkanlığını yürütmekteyim. Sarıyer sokaklarında büyüdüm. Sarıyer’in köylerinden tutun bütün mahallerini sokak sokak biliyoruz desek yalan olmaz. Sarıyerli olmaktan gurur duyuyoruz. Sarıyer’i çok seviyoruz.” Soru: Hayatın her alanında dokunuşlarınızın olması sizi hiç yoruyor mu? “Elbette yoruluyoruz. Birçok dalda koşturduğumuz için ama tatlı bir yorgunluk diyelim. Çünkü insanlara yardımcı olmak, insanların dertleriyle dertlenmek insana ayrı bir haz veriyor. Bizde onu yapıyoruz” Soru: Yöresel müziğin bugün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Yöresel müziğe sahip çıkılıyor mu? “Türk halk müziğine 40 yılını vermiş biri olarak şöyle söyleyeyim; bütün müzikler yöreseldir. Ulusal müzik diye bir müzik tarzı maalesef yoktur. Ulusal müzik nedir dediğimiz zaman mesela bunun tarifi yok. Bugün büyük ustalardan aşk Veysel’i baz alırsak, Sivas yöresel. Neşet Ertaş’ı baz alırsak, Kırşehir, Nevşehir bölgesinde bozlaklardan yola çıkarsak yöresel. Yani tanınmış daha çok kitlelere ulaşmışlara ulusal diye tabir ediyoruz. Aslında her birinin yöresel bir kaynağı var. Tanınmışlara ulusal diye tabir ediyoruz tanınmamışlar yöreselde kalmış oluyor. Sanatın tamamı aslında yöreseldir. Her sanatçının bir memleketi, özü vardır. Bütün güzelliklerini ve özelliklerini o özünden alır. Bu noktada biz ulusal ve yöresel diye bileceğimiz her iki uç noktada uğraşan çaba gösteren bir insanız.” Soru: Peki bugün Türk müziğinin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? “Maalesef gazeteler, televizyonlar ve radyolar aracılığıyla bizim öz kültürümüz sürekli darbe alır durumda. Çünkü bütün müzik türlerinde yozlaşma söz konusu. Gençlerimiz bugün çok farklı şeyler dinliyor. Benim çocuklarım bile İngilizce şarkı dinliyor. Yani dinlesinler bu kötü bir şey değil ama türküleri de unutmasınlar diyorum. Benim yaklaşık 650 tane eserim var hepsinin ayrı ayrı hikayesi var. Sokakta görüp etkilendiğim bir olayı yazmışımdır, bir yolculuk yaparken yazmışımdır, aşk olan bir gencin hikayesini dinleyerek yazmışımdır ki bütün türküler öyle yazılır. Yaşanmışlığı olmayan, içerisinde kendinizden bir şey bulamadığınız şeyi zaten dinlemezsiniz. Bugün Türk halk müziğine bitti, o işler kapandı diyorlar ama kapanmadı hala türkülerimiz yaşıyor ve yaşamaya devam edecek. Sanat ölmez dolaysıyla sanatçıda ölmez. Çünkü sanatçı toplumun dilidir, tercümanıdır.” Soru: Peki suç, bugünkü jenerasyonda mı? Ya da bu jenerasyonun yetiştirilme biçiminde mi? “Bugünkü jenerasyonu kuşaklarla sınıflandırmaya başladılar. Öyle bir şey yok. Ailelere, anne babaya çok görev düşüyor. Çocuklarımızın birçoğunu kontrol altında tutamıyoruz. Çocuklarımızı televizyonlara, dizilere, barlara kaptırdık. Çocuklarımızı bizimle ilgisi olmayan tamamen farklı kültüre kendi ellerimizle teslim ettik ve acısını yaşıyoruz. Daha da çok yaşayacağız. Benim buradan ailelere vermek istediğim mesaj; lütfen çocuklarınızı özünden, kültüründen kopartmayın, uzak tutmayın. Bununla ilgili derneklerimiz var, düğünlerimiz var. Çocuklarımızı mutlaka düğünlerimize, dernek etkinliklerimize götürelim. Çocuklar orada atadan, deden gelen örf adetlerimizi görsünler.  Öz benliğinden kopan toplumlar zaten yok olmaya mahkûmdur. Bugün gençlerimizin dinlediği müzikleri dinleyince gülüyorum. Bana bir şey vermiyor. O çocuğa niye veriyor onu çözmek lazım. Ben ve benim gibi bu işi yapanların bu konuyu incelemesi gerekiyor ve çocukların o tarafa kaymasının sebeplerini araştırmamız, yeni şeyler üretmemiz gerekiyor. Hep gençleri suçlamakla bir yere varamayız.” Soru: Dediğiniz gibi sanat toplum içindir ama sizce şimdikiler sanatı sadece sanat için mi yapıyorlar? “Şimdi sanat şöhret olmak için yapılıyor. Günümüzde teknoloji çok ilerledi. Farklı mecralarda farklı tarzlarda müzikler çıktı. Sanat toplum için yapılır. Toplumda karşılık bulmazsa yaptığınız iş ne olursa olsun o bir sanat değildir zaten. Dolaysıyla toplumu anlatıcı eserler bırakmak lazım. Toplumun kendisinde bir şeyler bulabileceği eserler bırakmak lazım. Burada biz boşluk verdik sanki bütün icracılar olarak sonucunda da gençlerimizin durumu ortada.” Soru: Sizce sanatçı siyası görüşünü açıkça beyan etmeli midir? “Sanatçılar siyası davranmamalı. Bu benim şahsi görüşüm. Sanatçılar herhangi bir partinin borazanlığını değil toplumun faydasına olacak fikirleri beyan etmeli. Sanatçının tarafı, halkın refahı ve huzuru olmalı. Sanatçı mutlu eden kişidir yoksa sanatın bir anlamı yok. Sanatçının siyaseti ve partisi halk olmalı. Bunu söylüyorum ve bu şekilde davranıyorum.” Soru: Sizce Sarıyer’de sanata yeterince önem veriliyor mu? “Sarıyer’de kültür sanat adına belediyemizin yapmış olduğu etkinlikler var. Bunlarda zaman zaman sahne aldık. Sadece Sarıyer değil Türkiye’de sanatta, sanata bakışta ve yaklaşımda eksiklik olduğu gibi birçok şeyde eksiklik var. Önemli olan bunları sürdürmeyip tamir etmek. Çözümsüz bir şey yok istenirse bu sorunlarda çözülebilir.” Soru: Bir sanatçı olarak Sarıyer’de olmasını istediğiniz bir proje var mı? “Çocuklarımızı eğitebileceğimiz. Geçmişten ileriye aktarabileceğimiz birçok tecrübemiz var. Bunlarla ilgili imkanlar sunulsa yürürüz. Bilgi birikimlerimizden gençlerimiz istifade etsin isteriz.”
Spordan sanata, Sarıyer’in her değerine mikrofon uzatmaya devam ediyoruz. Sarıyer’in duayen isimlerinden sanatçı, siyasetçi ve gazeteci Ruşen Aydeniz, Sarıyer Söz Gazetesi Haber Müdürü Aykut Metehan’a Türk halk müziğinin geçmişi ve geleceği hakkında özel açıklamalarda bulundu.

“Aslen Şebinkarahisarlıyım. Halende Sarıyer Şebinkarahisar Dernek Başkanlığını yürütmekteyim. Sarıyer sokaklarında büyüdüm. Sarıyer’in köylerinden tutun bütün mahallerini sokak sokak biliyoruz desek yalan olmaz. Sarıyerli olmaktan gurur duyuyoruz. Sarıyer’i çok seviyoruz.”

Soru: Hayatın her alanında dokunuşlarınızın olması sizi hiç yoruyor mu?

“Elbette yoruluyoruz. Birçok dalda koşturduğumuz için ama tatlı bir yorgunluk diyelim. Çünkü insanlara yardımcı olmak, insanların dertleriyle dertlenmek insana ayrı bir haz veriyor. Bizde onu yapıyoruz”

Soru: Yöresel müziğin bugün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Yöresel müziğe sahip çıkılıyor mu?

“Türk halk müziğine 40 yılını vermiş biri olarak şöyle söyleyeyim; bütün müzikler yöreseldir. Ulusal müzik diye bir müzik tarzı maalesef yoktur. Ulusal müzik nedir dediğimiz zaman mesela bunun tarifi yok. Bugün büyük ustalardan aşk Veysel’i baz alırsak, Sivas yöresel. Neşet Ertaş’ı baz alırsak, Kırşehir, Nevşehir bölgesinde bozlaklardan yola çıkarsak yöresel. Yani tanınmış daha çok kitlelere ulaşmışlara ulusal diye tabir ediyoruz. Aslında her birinin yöresel bir kaynağı var. Tanınmışlara ulusal diye tabir ediyoruz tanınmamışlar yöreselde kalmış oluyor. Sanatın tamamı aslında yöreseldir. Her sanatçının bir memleketi, özü vardır. Bütün güzelliklerini ve özelliklerini o özünden alır. Bu noktada biz ulusal ve yöresel diye bileceğimiz her iki uç noktada uğraşan çaba gösteren bir insanız.”

Soru: Peki bugün Türk müziğinin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Maalesef gazeteler, televizyonlar ve radyolar aracılığıyla bizim öz kültürümüz sürekli darbe alır durumda. Çünkü bütün müzik türlerinde yozlaşma söz konusu. Gençlerimiz bugün çok farklı şeyler dinliyor. Benim çocuklarım bile İngilizce şarkı dinliyor. Yani dinlesinler bu kötü bir şey değil ama türküleri de unutmasınlar diyorum.

Benim yaklaşık 650 tane eserim var hepsinin ayrı ayrı hikayesi var. Sokakta görüp etkilendiğim bir olayı yazmışımdır, bir yolculuk yaparken yazmışımdır, aşk olan bir gencin hikayesini dinleyerek yazmışımdır ki bütün türküler öyle yazılır. Yaşanmışlığı olmayan, içerisinde kendinizden bir şey bulamadığınız şeyi zaten dinlemezsiniz. Bugün Türk halk müziğine bitti, o işler kapandı diyorlar ama kapanmadı hala türkülerimiz yaşıyor ve yaşamaya devam edecek. Sanat ölmez dolaysıyla sanatçıda ölmez. Çünkü sanatçı toplumun dilidir, tercümanıdır.”

Soru: Peki suç, bugünkü jenerasyonda mı? Ya da bu jenerasyonun yetiştirilme biçiminde mi?

“Bugünkü jenerasyonu kuşaklarla sınıflandırmaya başladılar. Öyle bir şey yok. Ailelere, anne babaya çok görev düşüyor. Çocuklarımızın birçoğunu kontrol altında tutamıyoruz. Çocuklarımızı televizyonlara, dizilere, barlara kaptırdık. Çocuklarımızı bizimle ilgisi olmayan tamamen farklı kültüre kendi ellerimizle teslim ettik ve acısını yaşıyoruz. Daha da çok yaşayacağız. Benim buradan ailelere vermek istediğim mesaj; lütfen çocuklarınızı özünden, kültüründen kopartmayın, uzak tutmayın. Bununla ilgili derneklerimiz var, düğünlerimiz var. Çocuklarımızı mutlaka düğünlerimize, dernek etkinliklerimize götürelim. Çocuklar orada atadan, deden gelen örf adetlerimizi görsünler.  Öz benliğinden kopan toplumlar zaten yok olmaya mahkûmdur.

Bugün gençlerimizin dinlediği müzikleri dinleyince gülüyorum. Bana bir şey vermiyor. O çocuğa niye veriyor onu çözmek lazım. Ben ve benim gibi bu işi yapanların bu konuyu incelemesi gerekiyor ve çocukların o tarafa kaymasının sebeplerini araştırmamız, yeni şeyler üretmemiz gerekiyor. Hep gençleri suçlamakla bir yere varamayız.”

Soru: Dediğiniz gibi sanat toplum içindir ama sizce şimdikiler sanatı sadece sanat için mi yapıyorlar?

“Şimdi sanat şöhret olmak için yapılıyor. Günümüzde teknoloji çok ilerledi. Farklı mecralarda farklı tarzlarda müzikler çıktı. Sanat toplum için yapılır. Toplumda karşılık bulmazsa yaptığınız iş ne olursa olsun o bir sanat değildir zaten. Dolaysıyla toplumu anlatıcı eserler bırakmak lazım. Toplumun kendisinde bir şeyler bulabileceği eserler bırakmak lazım. Burada biz boşluk verdik sanki bütün icracılar olarak sonucunda da gençlerimizin durumu ortada.”

Soru: Sizce sanatçı siyası görüşünü açıkça beyan etmeli midir?

“Sanatçılar siyası davranmamalı. Bu benim şahsi görüşüm. Sanatçılar herhangi bir partinin borazanlığını değil toplumun faydasına olacak fikirleri beyan etmeli. Sanatçının tarafı, halkın refahı ve huzuru olmalı. Sanatçı mutlu eden kişidir yoksa sanatın bir anlamı yok. Sanatçının siyaseti ve partisi halk olmalı. Bunu söylüyorum ve bu şekilde davranıyorum.”

Soru: Sizce Sarıyer’de sanata yeterince önem veriliyor mu?

“Sarıyer’de kültür sanat adına belediyemizin yapmış olduğu etkinlikler var. Bunlarda zaman zaman sahne aldık. Sadece Sarıyer değil Türkiye’de sanatta, sanata bakışta ve yaklaşımda eksiklik olduğu gibi birçok şeyde eksiklik var. Önemli olan bunları sürdürmeyip tamir etmek. Çözümsüz bir şey yok istenirse bu sorunlarda çözülebilir.”

Soru: Bir sanatçı olarak Sarıyer’de olmasını istediğiniz bir proje var mı?

“Çocuklarımızı eğitebileceğimiz. Geçmişten ileriye aktarabileceğimiz birçok tecrübemiz var. Bunlarla ilgili imkanlar sunulsa yürürüz. Bilgi birikimlerimizden gençlerimiz istifade etsin isteriz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (1 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mehmet Bal
(12.09.2024 13:52 - #253)
vadisinin yetiştirdiği müziğe ömrünü vermiş ama hak ettiği desteği vadisinden yeteri kadar bulamamış ender sanatçımız, çirkin kral lakaplı medarı iftarımıza sevgi ve selamlarımı iletiyorum..duruşu insanlığı ile gerçek bir sanatçı..seni seviyoruz kral..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.