Nurettin Bay: Sarıyer'de Tek Başıma Sahne Aldığım Gece İzdiham Yaşandı

Türk Halk Müziği Sanatçısı Nurettin Bay, müzik kariyerini ve müziğe başlama hikayesini Sarıyer Söz Gazetesi Muhabiri Kevser Karaduman'a anlattı. Tesisatçılıktan sahnelere uzanan hikayesini paylaşan Nurettin Bay, çok sevilen eserlerini de gazetemizin takipçileri için seslendirdi. Bay, "Birinin başından geçmiş bir acıdan, kendim yaşamışım gibi etkileniyorum. Her yazdığımız türküyü biz yaşadık diye bir olay yok." ifadelerini kullanırken, söz yazarlığında kendisine anlatılan anılardan da ilham aldığını belirtti.

Türk Halk Müziği Sanatçısı Nurettin Bay, yeni bestelemiş olduğu eserlerinin çalışmasını gerçekleştirmek üzere stüdyodaydı. Sarıyer Söz Gazetesi olarak, Bay'ın çalışma yaptığı sırada stüdyoya konuk olduk ve kendisine mikrofon uzattık. Aslen Giresun Şebinkarahisar'lı olan Bay, ilkokuldan sonra İstanbul'a gelerek burada bir sıhhi tesisatçının yanında çırak olarak işe başladığını belirtti. İşte sanatçı Nurettin Bay'ın tesisatçılıktan sahnelere uzanan müzik kariyeri... "İLK ALBÜMÜM ÇIKTIĞI GÜN 10 BİN SATTI" "Belli bir süre tesisatçıda çalıştıktan sonra kendi kendime işler almaya başladım. Sarıyer'de de pek çok evde izlerim vardır, yani bir çok binanın su ve kalorifer tesisatını yapmışımdır. Sonrasında işleri büyüterek 'Baytes' isimli bir firma kurduk. 1999 depreminden sonra bütün inşaatlarda imar kesildi. İmar kesilince satış yapamadık ve bizde bu dönemde çekler ile kampanyalı malzemeye girmiştik. Çeklerimizi ödemek için dövizle borçlanmak zorunda kaldık. Dövizle borçlandık tam ayaklanmaya başladık derken, 2001 kriziyle biz dibe vurduk. O yaşıma kadar biriktirdiğim ne varsa ev, araç, dükkan her şeyi sattık. Tamamen dibe vurmuştuk, evdeki büyük tüpümü bile değiştiremeyecek durumdaydım. Borçlarımı kapatınca, yeteneğimde ilerlemeye karar verdim. Bir albüm yapmaya karar verdim ve çalıştıkça, kazandıkça 12 eserlik bir albümle piyasaya çıktık. Albüm çıktığı gün 10 bin sattı. O dönemde yine gündüzleri tesisat yapıyordum, haftasonları erken paydos ederek düğünlere gidiyor ve sahne alıyordum. Bir sene sonra artık tamamen bu yolda ilerlemeye karar verdim. Radyo Ekin'de Sıla Gecesi adlı bir programda salı akşamları yayın yapmaya başlamıştım. Öyle bir yayın yapıyorduk ki, 1 SMS 18 kontördü o zamanlarda ve 2000 SMS geliyordu. Hem kazanıyor hem de kazandırıyorduk. Bir gün Mavi Karadeniz'den program teklifi geldi. Orada Kelkit Rüzgarı adlı bir programa başladım. Hem radyo programı hem de televizyon programı yapıyordum o dönemde ama televizyon programımız daha çok tuttu. 2024'e kadar çok fazla kanalda program yaptım." "DOKTORUN VERDİĞİ TÜM REÇETELERDEN DAHA TESİRLİYDİ" En son sunduğu televizyon programı 'Bay Show' ile Ekin TV'de yayına giren Bay, televizyon yayınlarına tekrar dönüp dönmeyeceğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi: "Bu sene için yapmama kararı aldım. O bizimle özdeşmiş bir programdı. Onun konspeti şöyleydi; herhangi bir sanatçı kardeşimizi davet ediyorduk, programı sunuyordum, bir türkü ben söylüyordum bir türkü o sanatçı arkadaşım söylüyordu. Sohbet, fıkra yani programın içinde yok yoktu. Zaman zaman köy ve ilçe derneklerimizi konuk ediyorduk. Köylerimizin ve derneklerimizin sorunlarını dile getiriyorduk. Eğleniyorduk, gülüyorduk Bay Show öyle bir programdı. Bu sene yapmamamın nedeni, mayıs ayında bir sağlık problemi geçirmiştim. Sonrasında bir karamsarlığa düştüm ve aldığım bütün işleri ameliyata girmeden önce iptal ettim. Ameliyattan 20 gün sonrasında bir düğün vardı. Benim çok hayranlarım var ve gelin hanım dedi ki 'gerekirse koltuk değneği ile geleceksiniz, bizim düğünde olacaksınız.' Onu kabul etmiş olduk sonrasında 1 hafta sonra bir piknik vardı. O da Erzincan'ın bir köy pikniğiydi. Başkanımız '5-10 dakika olsa bile o pikniğe gel bizi şereflendir' dedi o pikniğe de gittik. Tabi düğünde dikişlerim henüz yeni olduğu için Hamza adında vokal bir arkadaşımdan yardım aldım. Düğünde ilk türküyü canlı okudum, oradaki ilgi ve alaka benim hastalığımı unutturdu. Dikişli haldeyken 1 buçuk saat canlı program yaptım. Şükürler olsun o programdan eve geldiğimde, her şeyi unutmuş gibiydim. Doktorun verdiği bütün reçetelerden daha tesirliydi. Her kanalda programcılar var bizi örnek alıyorlar, tabi ki onlarda bir yerlere gelmek istiyor. Ben bu sene onlar yapsın dedim ve kendimi geri çektim. Ama sosyal medyada hala 'Bay Show neden yok? Hangi kanaldasınız?' diyorlar. Çünkü ben her sene kanal değiştiriyordum, çok kanal değiştirdim. Şunun hesabını yapıyordum, her kanalın yöre olarak ayrı bir izleyicisi var." "HER 3 AYDA BİR ASKER ALIMLARINDA GÜNDEME GELİYOR" Sosyal medyada içerik üreticileri tarafından mizah amaçlı kullanılan ve hemen hemen herkesin bildiği 'Ben Askere Gidecem' bestesini tekrar düet olarak klipleştiren Bay,"Tekrar program yapar mıyım bilmiyorum. Şu an iki tane eser yaptım. Bundan önce 'Ben Askere Gidecem' klibi vardı. Fidan Gül adında sanatçı bir kardeşim var, onunla beraber tekrar klibini çekip seslendirdik. Çok dillere dolandı. Şu anda bütün dijital platformlarda mevcut. Şu an iki tane türkü var, onlara akustik klip çekeceğiz. Çok sürmez 1 aya kadar dijital platformlarda olur. 'Ben Askere Gidecem' klibimiz inanıyoruz ki çok ses getirecek çünkü her 3 ayda bir asker alımlarında tekrar gündeme geliyor." dedi. "HER YAZDIĞIMIZ TÜRKÜYÜ BİZ YAŞADIK DİYE BİR OLAY YOK" Eserlerini bestelerken nelerden ilham aldığından bahseden Bay,"Ben türkülerimi yazarken kalem ve defter kullanmam. Bir gün bir festivalde bir tane genç ağlayarak yanıma geldi. O sırada başka bir festivale yetişmeye çalışıyorduk. Dedi ki 'Nurettin abi siz çok duygusal bir insansınız. Benim başımdan bir iş geçti' Ağlıyordu, dur güzelce bir anlat dedim. 'Ben askere giderken bir kızla konuşuyordum. İkimizinde ailesi bilmiyordu, kendi aramızda söz kesmiştik. Askerden döndüğümde düğün yapacaktık. Ben de o da ailesine söylememişti. 1 ay erken gelip sevdiğime kavuşayım diye izine bile gelmedim 18 ay askerlik yaptım. Eve geldiğimde sevdiğim kızın nişanı olduğunu öğrendim, beynimden vurulmuşa döndüm. Terhis günüme denk gelmişti.' dedi. Bu çocuğun bana bunu anlatması ilham oldu. O türküyü yazarken, 'Kime nişanlısın, kime sözlüsün? Nişanı geriye ver de gidelim. Ceylan bakışlısın ela gözlüsün. İyiyi kötüyü gör de gidelim. Asker oldum beklemeyi bilmedin. Terhis oldum hoşgeldine gelmedin. Yüreğimde yaşıyorsun ölemedin. Çeyizi bohçaya dürde gidelim.' Birinin başından geçmiş bir acıdan, kendim yaşamışım gibi etkileniyorum. Her yazdığımız türküyü biz yaşadık diye bir olay yok. Konu bulduğum zaman söz yazmak benim için çok basit. Müzik kısmı daha çok uğraştırıyor aslında. Tam çalamasam da bir bağlamam var, bazen eserlerimi onunla yapıyorum." ifadelerini kullandı. "SANATÇI SİYASİ GÖRÜŞÜNÜ ASLA YANSITMAMALIDIR" Sanatçının siyasi görüşünü gizli tutarak yansıtmaması gerektiğini savunan Bay, "Son programımızın yayını Galatasaray'ın şampiyonluğuna denk gelmişti. Müzisyen arkadaşlarımdan bir tanesi yayında dozu taşırmıştı. Belki ona göre hoş bir hareketti ama herkes Galatasaraylı ya da Fenerbahçeli olacak diye bir şey yok. Ben yadırgadım ve o gün onu ikaz ettim. Yani ben açıkçası sanatçının siyasi görüşünün de olmasından yana değilim. Ben kendi programlarımda veya başka bir yerde hiç bir zaman hangi takımı tuttuğumu dahi söylememişimdir. Bunları rahmetli Ferdi Tayfur gibi değerli büyüklerimize de sormuşlardı. Ben yansıtmasından yana değilim. Ben Milli Takımı tutuyorum mesela. Onun için de bence bir sanatçı siyasi görüşünü asla yansıtmamalıdır. Benim için insan olsun, hiçbir siyasi kimlik bizi babamızın oğlu değil. Bize hizmet verenler başımızın tacı olsun, hizmet vermeyenlerde zaten sandıkla gelip sandıkla gidiyorlar. Ben bir sanatçının siyasi yorumda bulunmasını kendi açımdan uygun bulmuyorum." dedi. "AYRIM YAPMADAN SON ANA KADAR ALNIMIZIN TERİNİ AKITIYORUZ" Belediyelerin altında bulundukları siyasi partinin, sanata etkisi olmadığını belirten Bay şu ifadeleri kullandı: "Biz her belediyeye açığız. Vatanımıza, milletimize, bayrağımıza hizmet eden tüm belediyelerin davetlerini o gün ajandamız boşsa seve seve kabul ediyoruz. Müzik evrenseldir. O gün ajandamız boşsa arayan bir belediye, kurum, açlış, düğün, davet gibi biz ayrım yapmadan oraya giderek son ana kadar alnımızın terini akıtıyoruz." "SARIYER'DE TEK BAŞIMA SAHNE ALDIĞIM GECE İZDİHAM YAŞANDI" Daha önce Sarıyer Belediyesi'nde vermiş olduğu bir konserin anısını anlatan Bay,"Sarıyer Belediye Başkanlarımızdan Şükrü Genç, bir gün bana konser verdirmek istedi. Ama o dönemde İstinye Tershanesi'nde her akşam 2 tane sanatçı çıkıyor. Bana dediler ki 'Siz bir sanatçıdan sonra çıkacaksınız. Sizden önce bir sanatçı çıkacak.' Ben tek başıma sahne almak istediğimi söyledim ama başkanım kabul etmedi, 'Ramazan programlarının dolu dolu geçmesi lazım' dedi. Dedim ki 'Bana güvenin, eğer ki 50-60 bin kişiyi oraya getiremezsem ben sizden hiçbir şey kabul etmiyorum' dedim. Her akşam iki tane ünlünün sahne aldığı bir geceyi, iftardan sonra bana verdiler. Tarabya'dan İstinye'ye kadar olan trafiği o gece felç ettik. İnternet aracılığıyla yayın yapan ekibin bilgisayarları, kabloları, ekipmanları tamamen zarar gördü. Yani o kadar büyük bir izdiham yaşandı ki, hayatımda bir onu bilirim bir de Kelkit ile Ataşehir Belediyesi'nde bir açılış konserini bilirim. Çok şükür halk bizi çok seviyor, gittiğimiz her yerde de izdiham oluyor." dedi. "HALK MÜZİĞİ BEŞİKTEN GELEN MÜZİĞİMİZ" Halk müziğinin örf ve adetlerimizden olduğunu ifade eden Bay, "Anadolumuzun beşikten gelen bir müziği, yani biz ninnilerle büyüdük değil mi? Bir ara Avrupai ve arabesk türe kaysa da son 30 yıllık dönemde, özellikle ulusal kanallarda büyük üstadlarımız halk müziğini öne çıkartmaya çalıştılar. Ücretsiz bağlama dersleri verdiler veya halk müziği yarışmaları yaptılar. Şu anda tam olmasa bile yüzde 70-80 civarı hak ettiği yerde diye düşünüyorum. İyi türkü yapınca, iyi söz yazınca, kitleye de ulaştırınca başarıyı yakalıyorsunuz. Şu an benim 10 yıl önce yazdığım 'Müjgan' eseri bütün Türkiye'de marş oldu. Ege bölgesi başta olmak üzere bütün Türkiye'de hatta Avrupa'da bizi etiketleyip paylaşım yapıyorlar. Halk müziği budur. Duyduğunuzda seni yerinden kıpırdatıyorsa ve kulağa hoş geliyorsa bence Türk Halk Müziği hak ettiği yerdedir." dedi.   ÖZEL HABER- KEVSER KARADUMAN