Ali Rıza Abdik'den Çarpıcı Açıklamalar: Politika Değişti, Davutoğlu AK Parti'ye Yanaştı... Davutoğlu Şimdi Ne Diyecek?

Özel Haberler 03.03.2025 - 11:59, Güncelleme: 04.03.2025 - 19:19 828 kez okundu.
 

Ali Rıza Abdik'den Çarpıcı Açıklamalar: Politika Değişti, Davutoğlu AK Parti'ye Yanaştı... Davutoğlu Şimdi Ne Diyecek?

Gelecek Partisi’nde görevden alınan ve ‘istifa etti’ denilen Ali Rıza Abdik, sosyal medya hesabından ‘Ben konuşursam yer yerinden oynar’ demişti. Abdik, Gelecek Partisi’nin aslında muhalefet yapmak gibi bir derdinin olmadığını, Ekrem İmamoğlu’nun ‘kuyusunu kazmaya çalıştığını’ söyledi.
Gelecek Partisi eski İstanbul İl Başkanı Ali Rıza Abdik, SÖZ TV’den Aykut Metehan’a özel açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından Ahmet Davutoğlu’na ve Gelecek Partisi’ne yönelik sert açıklamalar yapan Abdik, ‘Şimdi söyleyeceklerimle yer yerinden oynayacak’ dedi. “BANA YAPILAN AHLAKSIZLIKTIR” Bunu o gün ifade ettim, partide tabii iş yoğunluğu sebebiyle alındı diyor ama tam anlamıyla görevden alındığını açıklayamıyor çünkü benim de partideki yerim pozisyonum itibariyle 5 yıldır emeklerim itibariyle benim yaptıklarımı göz ardı edip alma gibi bir düşünceleri oldu. Bana karşı da ne diyeceklerini bilemedikleri için bir yerde hem parti adına hem oradaki diğer siyasiler adına süreci böyle kapatmaya çalıştılar. Bana daha sonra geri dönme ihtimalimin olduğunu yani bana başka görevler de sunabileceklerini ifade ettiler ama tabii ben bu yapılanı tamamen ahlaksız buluyorum. GENEL MERKEZİN SİYASİ DİNOZORLARI MANEVRA YAPIYOR Bana yapılan bu haksızlığı Türk siyasetinde çok ağır bir tablo olarak görüyorum. Bizim bu partide hem emeklerimiz, hem ciddi bir mücadelemiz var. Daha önce bulunduğum partiden gelerek ve kendi etrafımda kendi siyasi geçmişimle alakalı bir duruş sergiledim ve bu duruş sergilediğimiz noktada da bir emeğimiz var, bir mücadelemiz var hem milletimize hizmet, hem vatanımıza hizmet, hem ülkenin geleceğine bir hizmet olarak adlandırdık ve bu noktada da yapılan bu eylem gerçekten çok ağır bir bilanço oldu bizim için. Daha önce bu partide de daha alt makamlarda olan arkadaşlara da yapılan birçok eylemler var, birçok haksızlıklar var. Bunlar dillendiremiyorlar veya dillendirseler de kamuoyunda çok gündem olmuyor. Bu dediğim gibi, büyük balık ufak balığı yer misali genel merkezin bazı dinazorları bu takım siyasi manevralar yapıyolar ama tabii bu manevrayı kime yapacaklarını da iyi bilmeleri gerekiyor. "PARTİ’DE SADECE 2-3 KİŞİNİN SÖZÜ GEÇİYOR" Genel merkezde tabii bir takım üst makamlarda kısa metrajda yakın çalışma arkadaşları olabiliyor. Yakın derken, illa ki bu makamen yakın değil. Ben de genel başkan yardımcılığı yaptım, yakın hissedebiliriz biz de kendimizi ama bazı noktalarda bir, iki kişi veya 3 kişi bir odaya girip kararlar alınabiliyor. Karar alma mekanizmasında mesela genel başkan yardımcılarının veya diğer arkadaşların da çok bir önem arz etmediğini anlamış oluyoruz. Yani partinin kendi iç dinamiğindeki bir takım yapılan görevlendirmelerde, kararlarda bu karar sadece çok kısa yani 2 kişi 3 kişi arasında dönüp kararlar çıkıyor ve uygulamalar da bu şekilde devam ediyor. "ESAD’IN DEVRİLMESİ PARTİ’DE KAYNAMALARA SEBEP OLDU" Altılı masa kuruldu ve Gelecek Partisi bunun içindeydi. O süreçten sonra tabii ki politika değişti, şartlar değişti, yerel seçimler oldu, siyasi angajman devam etti. Bu süreç içerisinde, ben il başkanlığı görevine getirildim ve bütün partilere eşit olarak yaklaştım. Bu süreç içersinde de, AK Parti’nin İl Başkanlığı’nı da ziyaret ettim. Diğer partilerin il başkanlıklarını da ziyaret ettim. Geri dönüşler oldu, bize ziyaretler de oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Ekrem İmamoğlu bizi her programa davet ediyordu. İl Başkanı Özgür Çelik de davet ediyordu. AK Parti'den tabii ki çok yoğun bir davet almıyorduk. Davet alsak onlardan da da, bütün programlara biz yine il başkanlığı olarak katılırız. Valilik bizi çağırdığı zaman katılıyoruz. Herhangi bir problem yok burada ama tabii bu ESAD’ın düşmesiyle beraber, Suriye politikasında hareketlenmeyle beraber bizim Gelecek Partisi’nde bir kaynama oldu. Bu sürece gelirken de bizden bir milletvekili, Nedim Yamalı AK Parti’ye katıldı. Bu da bu süreci biraz hızlandırdı. Partinin içinde bir takım tepkiler oluştu ama bu ESAD’ın düşmesiyle beraber, tabii Suriye politikasında  Ahmet Davutoğlu'nun bu noktadaki bilgi birikimi tecrübesini göz ardı etmemek gerekiyordu, bununla beraber tabana karşı bir söylemde bulundu, birkaç açıklamada bulundu ve gündem oluştu. “EKREM BEY’E DESTEK VERME, CHP’YE KARŞI POLİTİKA GELİŞTİRECEĞİZ” Partinin içinde iki grup var. Bir grup çok yaklaşmak istiyor, bütünleşmek istiyor ve bu ittifakla beraber hareket etmek istiyor. Bir takım kişiler de buradan daha soyut bir şekilde bir duruş sergilemek istiyor. Tabii ki burada böyle bir durum olduğu zaman, parti politikasında da değişiklik oldu. O sürecin arkasında bana şöyle söylemler geldi; işte ‘Ekrem Bey'le olan resimlerini paylaşma, bu ara programlara çok gitme çünkü biz artık Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı bir tavır sergileyeceğiz, kendi tabanımıza karşı bir geçiş yapmak istiyoruz, tabanımızın güvenini kamuoyunda tekrar kazanmak istiyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na karşı da bir politika geliştireceğiz.’ denildi. “BEN GÖREVDEN ALINDIKTAN HEMEN SONRA İMMAOĞLU’NA YÜKLENDİ” Ama ben bunları çok önemsemedim. Ben programlarıma devam ettim. O süreçte artık bi karar verilmişti, bununla alakalı da bir sebep aranıyordu, bu sebep de o gün o tarihe denk geldi. O tarihte de beni görevden el çektirdiler. Bunu yaparken de parti politikası birden değişti. Hemen ben görevden el çektirildikten sonra grup toplantısında Sayın Davutoğlu, Ekrem İmamoğlu’na da yüklendi fazlasıyla, o da bunu gösteriyor zaten. “BİZ GELECEK PARTİSİ’NİN MEZESİ DEĞİLİZ” Şimdi hem bu şekilde bir politika sergiliyor, hem AK Parti bizi davet etmedi diye buradan bir rahatsızlık duyuyor. Daha önceki süreçlerde de AK Parti davet etmiyordu Gelecek Partisi’ni. Şimdi ne değişti de burada bir kızgınlık, bir kırgınlık bir tepki gösterebiliyor. Şimdi bu tepkiyi göstermesi çok normal bir şey değil, bu sonuçta AK Parti’nin kendi iç dinamiğinde davet edeceği partileri davet etti, etmeyeceklerini de etmiyor. Buna saygı göstermek gerekiyor bu süreçte. Biz de görevden alınmış bulunduk ama ben tabii bu yapılandan sonra da kendi kişiliğim ve karakterim olarak bu eyleme karşı bu partide siyasi ikbal olmadığını herhangi bir siyaset düşünmeme kararımı verdim. Kararımı kendim verdim ve hem üyeliğimden hem partiden istifamı açıklamıştım. Bulunduğum bütün görevlerimden istifa ettim. Daha sonraki bana teklif edilebilecek görevlerden de istifa ettim çünkü biz orada bir meze değiliz. Biz orada birinin dolgu malzemesi de değiliz. Biz bu partiye, ben şahsım verdiğim emekleri bütün partili arkadaşlarım da çok iyi bilir. Partideki bütün üst düzey yöneticiler çok iyi bilir. Bu partide bize verilen sözler bize verilen bir takım vaatler, bizim gereğini yerine getirdiğimiz bir takım şeyler var. Durumlar var ama bu durumları da bir kere iki kere üç kere dört kere tekrar etti. Bundan sonra da biz, ben bu süreçte ayrılmış bulunuyorum partiden. “AK PARTİ’DEN TEKLİF GELSE DAVUTOĞLU HEMEN KABUL EDER” Söz Gazetesi Haber Müdürü Aykut Metehan’ın, Davutoğlu AK Parti’den bir teklif alsa bunu kabul eder mi sorusunu da yanıtlayan Abdik, “Bu benim kanaatim, tabii ki kabul ederler. Orada Sayın Davutoğlu’nun, ben Türk-Suriye politikasıyla alakalı konularda bilgi birikimi olduğu için oraya biraz daha dem vurarak, o noktada hareket edeceğini düşünüyorum yani oradan girebileceğini düşünüyorum ama tabii ki bu süreçte bi davet olur mu olmaz mı? Türk politikasında gelecek siyasetiyle alakalı Cumhur İttifakı’nın tutumu ne olur? Onu da ben bilemiyorum. Onun da sayın cumhurbaşkanımız kararını verebilir. “GELECEK PARTİSİ MUHALİF SÖYLEMLERDE SAMİMİ DEĞİL” Ali Rıza Abdik, ayrıca genel seçimlerde Gelecek Partisi’nin muhalif söylemlerde samimi olup olmadığını da değerlendirdi. Abdik, “Ben açıkçası samimi olduğunu düşünmüyorum çünkü hem muhalefet yapıyor hem muhalefete muhalefet yapıyor. Şimdi siz hem muhalefet yapıyorsunuz, hem muhalefete muhalefet yapıyorsunuz ama seçimlerde oy oranınız belli. “VATANDAŞ SİZE GÜVENMİYOR” Toplumu kucaklamaya çalışıyorsunuz, toplumun diğer dinamiklerinden veya birçok kesiminden oy almak için gayret ediyorsunuz vatandaştan ama vatandaş size güvenmiyor, vatandaş size oyunu teslim etmiyor. Zaten etmesi için de ciddi bir taraf bir duruş sergilenmiyor yani bakın taraf olmayan bertaraf olur. Bir tarafınız olacak. O taraftaki yanlışlıklar varsa da, o kitlenin içerisine gireceksiniz, o yanlışlıkları gayret ederek düzelteceksiniz. “GELECEK PARTİSİ VATANDAŞ NEZDİNDE BÜYÜK BİR HÜSRAN OLMUŞTUR” Bu işin başından beri, AK Parti'den ayrılış sürecinden beri gelinen nokta, benim gözlemlerim ve bugünkü bakış açım, bu partinin dinamikleriyle beraber, büyük bir başarısızlık, büyük bir hüsran, büyük bir kayıp yani bu ülke için kayıp. Bizim mücadelemiz, bu ülke için inandığımız liderlerin peşinden gitmemizin amacı bu ülke için onların samimiyetlerinin peşinden gidiyorsak, söylemlerinin ve ondan  sonraki süreçte bunların eylemlerin ve tutumların ve duruşlarının ve davranışlarının da aynı şekilde aynı istikamette olması gerekiyor. “İÇERİDE BAŞKA, DIŞARIDA BAŞKA” Ama bakıyoruz ki içerdeki politika başka dışarıya yansıtılan politika başka. İçerdeki dinamiklerdeki parti içindeki bir mücadele parti içindeki bir takım bir sürü problemler var yani bu problemleri parti aşamıyor yani gerçekten bir lider, bir partinin içersinde problemleri dik durarak aşar. Biz kendi evimizin içindeki problemleri aşamıyorsak, nasıl bu ülkeye hizmet edeceğiz? Nasıl diğer siyasi partilerle  mücadele edeceğiz? Mümkün değil. İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI ADAYLIĞI SÜRECİ Biz parti politikası olarak seçime 2 ay kala aday açıklayacaktık. Genel başkan iki tane milletvekilinin aday olması için çok arzu etti ama o iki milletvekili baş kaldırarak tamamen reddetti. Ondan sonraki süreçte de genel başkan da bir programda çıktı. ‘Bu partinde herkes aday olacak herkes aday adayıdır’ diye bir söylemde bulundu. Ben de genel başkanının zor durumda olduğunu görerek, hemen o sürecin sonrası bir saat sonra genel başkanı telefonla arayarak, ‘Sizin adayınız benim sayın genel başkanım ‘dedim. O da çok teşekkür etti çok mutlu oldu ve ‘Ben Ankara'ya geçiyorum 2 gün sonra sana haber vereyim sen de Ankara'ya gel’ dedi. 2 gün sonra Ankara'ya ben gittim. Kendi odasında özel bir görüşme yaptık bunu bütün partili arkadaşlara ifade ettim. ‘Senin gibi dik duruşlu bir arkadaşımız olduğu için gurur duyuyorum ama biz düşündük taşındık eğer bir aday çıkartacak olursak bu sensin sen bizim adayımız olursun ama bu süreçte biz aday çıkarmaktan vazgeçtik’ dediler ve bu şekilde de kendi söylediğinden ve bizim söylememizden bizi de veya diğer arkadaşları da aday çıkarmadı. Partide hiçbir aday yoktu, aday çıkıcak arkadaş da yoktu. Bu noktada kendine güvenecek, partiyi temsil edecek, zaten 2 tane milletvekilinin olmasını arzu ediyordu, onlar da bunu reddedince süreç buraya evrilirken ondan sonra meclis üyelikleri konuşulmaya başlandı süreçte veya biz kime destek vericez gibi parti biraz boşta kaldı. “SEÇMEN YALNIZ BIRAKILDI” Partinin yüzde 1 de olsa seçmene karşı ”Nereye oy verilecek? “dendiğinde cevap veren yoktu. Bu süreç içerisinde zaten biz Saadet Grubu’yla beraber bir takım yerlerde ortak aday çıkartıyorduk. İstanbul’da da adayımız yok.  Meclis üyeliği noktasında da ‘Meclis üyelikleri yapacağız ama Sayın Ekrem imamoğlu da bizden destek istemedi’ dedi Sayın Davutoğlu. O yüzden ona da desteğini açıklamadı bir taraftan ama onun bir hafta öncesinde bir milletvekilimizin bir canlı yayın programında ‘Biz işte Kadir Topbaş gibi bir belediye başkanı arzu ediyoruz’ söylemiyle, birden kaotik bir ortam oluştu, yönlendirme oluştu. Genel başkan bundan müthiş derecede rahatsız olduğunu ifade etti. “İNSANLAR DURACAKLARI YERİ BİLEMİYORLAR” Rahatsızlığından dolayı da ben bizzat birebir kendisiyle görüştüm. Bu konuyu bizim meclis üyeliği noktasındaki mücadelemizin önünü kapattığını önünü kestiğini ifade etti. Bu politikada sonuçta onun bu eksiği ve hatası olarak adlandırdığı durumda da bu şekilde devam etti. Bu süreçte de hiçbir netice alınamadı tabii bunun arka kabininde bunun arka tarafının tam anlamıyla böyle mi olduğunu, artık o odaya girip o iki, üç kişiyle yapılan politikanın dışında bir farklı bir politika mı dışarıya gösteriliyor? Partinin içinde farklı bir durum mu oluşuyor veya bize mi böyle aktarıyorlar? Ya insanlar duracakları yerleri bilemiyorlar, yani partinin il başkanlıkları olsun, herkes kendi kafasına buyruk, kendi yakınlığına buyruk hareket ediyorlar çünkü Mardin'de desteklenilen AK Parti'yi başka yerde işte Ankara'da desteklenilen Cumhuriyet Halk Partisi desteklenildi Sayın Mansur Yavaş Bey’e, ondan sonraki süreçte de zaten bir genel başkan yardımcımız kendisinin danışmanı olmuştu. yani partinin dediğim gibi ne politikasında ne muhalefet yapıyor, ne de muhalefete muhalefet yapabiliyor. Hiçbirini yapamıyor. Nerede konumlandırdığını kimse bilemiyor. Zaten benimde bu noktada da çok rahatsızlıklarım vardı. Başka rahatsızlıklarımız da var, bu işin başından sonuna kadar ama bu süreç bize nasip oldu öyle olmasından ben tabii ki bir yerde de artık memnun oldum çünkü biz girdiğimiz bir yolda, mücadele ettiğimiz bir yolda biz asla aldatan olmadık ama aldanılan da olmak istemiyoruz. Bu mücadelede biz dimdik durduk ben şahsım ama bu mücadelede bıraktı gitti demesinler diye de sonuna kadar direndik ama bu direnmemizin karşılığında da bu şekilde bize bir karşılık verildi ama şimdi herkes hak ettiği yeri bulacak olduğuna inanıyorum. Bunda Türk siyasetinin vatandaşlarımızın ve kamuoyunun bunu doğru bir şekilde değerlendireceğine inanıyorum. ADAY OLMANIZ EKREM İMAMOĞLU’NA MI YARARDI, MURAT KURUM’A MI? Ben şahsım olarak, hedefim vatandaşlarımın tümünün oyunu almak. Benim için Alevisi Kürtü Lazı yoktur. Benim için sağı solu ortası yoktur, ben bu zihniyetle vatandaşlarıma hizmet verme anlamında hareket ediyorum. Bu yola çıkarken bu bakış açısıyla çıkıyorum. Tabii ki burada kimi artı yazar kimi eksi yazar, onu bize o süreç gösterirdi. Bunu ben bu şekilde söyleyemem ama ben tamamen herkesin oyuna talip olacaktım, sadece bir tarafın oyuna değil çünkü bir tarafın tarafı değiliz biz, biz vatandaşın tarafıyız, bu milletin tarafıyız ve bu devletin tarafıyız.
Gelecek Partisi’nde görevden alınan ve ‘istifa etti’ denilen Ali Rıza Abdik, sosyal medya hesabından ‘Ben konuşursam yer yerinden oynar’ demişti. Abdik, Gelecek Partisi’nin aslında muhalefet yapmak gibi bir derdinin olmadığını, Ekrem İmamoğlu’nun ‘kuyusunu kazmaya çalıştığını’ söyledi.

Gelecek Partisi eski İstanbul İl Başkanı Ali Rıza Abdik, SÖZ TV’den Aykut Metehan’a özel açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından Ahmet Davutoğlu’na ve Gelecek Partisi’ne yönelik sert açıklamalar yapan Abdik, ‘Şimdi söyleyeceklerimle yer yerinden oynayacak’ dedi.

“BANA YAPILAN AHLAKSIZLIKTIR”

Bunu o gün ifade ettim, partide tabii iş yoğunluğu sebebiyle alındı diyor ama tam anlamıyla görevden alındığını açıklayamıyor çünkü benim de partideki yerim pozisyonum itibariyle 5 yıldır emeklerim itibariyle benim yaptıklarımı göz ardı edip alma gibi bir düşünceleri oldu. Bana karşı da ne diyeceklerini bilemedikleri için bir yerde hem parti adına hem oradaki diğer siyasiler adına süreci böyle kapatmaya çalıştılar. Bana daha sonra geri dönme ihtimalimin olduğunu yani bana başka görevler de sunabileceklerini ifade ettiler ama tabii ben bu yapılanı tamamen ahlaksız buluyorum.

GENEL MERKEZİN SİYASİ DİNOZORLARI MANEVRA YAPIYOR

Bana yapılan bu haksızlığı Türk siyasetinde çok ağır bir tablo olarak görüyorum. Bizim bu partide hem emeklerimiz, hem ciddi bir mücadelemiz var. Daha önce bulunduğum partiden gelerek ve kendi etrafımda kendi siyasi geçmişimle alakalı bir duruş sergiledim ve bu duruş sergilediğimiz noktada da bir emeğimiz var, bir mücadelemiz var hem milletimize hizmet, hem vatanımıza hizmet, hem ülkenin geleceğine bir hizmet olarak adlandırdık ve bu noktada da yapılan bu eylem gerçekten çok ağır bir bilanço oldu bizim için. Daha önce bu partide de daha alt makamlarda olan arkadaşlara da yapılan birçok eylemler var, birçok haksızlıklar var. Bunlar dillendiremiyorlar veya dillendirseler de kamuoyunda çok gündem olmuyor. Bu dediğim gibi, büyük balık ufak balığı yer misali genel merkezin bazı dinazorları bu takım siyasi manevralar yapıyolar ama tabii bu manevrayı kime yapacaklarını da iyi bilmeleri gerekiyor.

"PARTİ’DE SADECE 2-3 KİŞİNİN SÖZÜ GEÇİYOR"

Genel merkezde tabii bir takım üst makamlarda kısa metrajda yakın çalışma arkadaşları olabiliyor. Yakın derken, illa ki bu makamen yakın değil. Ben de genel başkan yardımcılığı yaptım, yakın hissedebiliriz biz de kendimizi ama bazı noktalarda bir, iki kişi veya 3 kişi bir odaya girip kararlar alınabiliyor. Karar alma mekanizmasında mesela genel başkan yardımcılarının veya diğer arkadaşların da çok bir önem arz etmediğini anlamış oluyoruz. Yani partinin kendi iç dinamiğindeki bir takım yapılan görevlendirmelerde, kararlarda bu karar sadece çok kısa yani 2 kişi 3 kişi arasında dönüp kararlar çıkıyor ve uygulamalar da bu şekilde devam ediyor.

"ESAD’IN DEVRİLMESİ PARTİ’DE KAYNAMALARA SEBEP OLDU"

Altılı masa kuruldu ve Gelecek Partisi bunun içindeydi. O süreçten sonra tabii ki politika değişti, şartlar değişti, yerel seçimler oldu, siyasi angajman devam etti. Bu süreç içerisinde, ben il başkanlığı görevine getirildim ve bütün partilere eşit olarak yaklaştım. Bu süreç içersinde de, AK Parti’nin İl Başkanlığı’nı da ziyaret ettim. Diğer partilerin il başkanlıklarını da ziyaret ettim. Geri dönüşler oldu, bize ziyaretler de oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Ekrem İmamoğlu bizi her programa davet ediyordu. İl Başkanı Özgür Çelik de davet ediyordu. AK Parti'den tabii ki çok yoğun bir davet almıyorduk. Davet alsak onlardan da da, bütün programlara biz yine il başkanlığı olarak katılırız. Valilik bizi çağırdığı zaman katılıyoruz. Herhangi bir problem yok burada ama tabii bu ESAD’ın düşmesiyle beraber, Suriye politikasında hareketlenmeyle beraber bizim Gelecek Partisi’nde bir kaynama oldu. Bu sürece gelirken de bizden bir milletvekili, Nedim Yamalı AK Parti’ye katıldı. Bu da bu süreci biraz hızlandırdı. Partinin içinde bir takım tepkiler oluştu ama bu ESAD’ın düşmesiyle beraber, tabii Suriye politikasında  Ahmet Davutoğlu'nun bu noktadaki bilgi birikimi tecrübesini göz ardı etmemek gerekiyordu, bununla beraber tabana karşı bir söylemde bulundu, birkaç açıklamada bulundu ve gündem oluştu.

“EKREM BEY’E DESTEK VERME, CHP’YE KARŞI POLİTİKA GELİŞTİRECEĞİZ”

Partinin içinde iki grup var. Bir grup çok yaklaşmak istiyor, bütünleşmek istiyor ve bu ittifakla beraber hareket etmek istiyor. Bir takım kişiler de buradan daha soyut bir şekilde bir duruş sergilemek istiyor. Tabii ki burada böyle bir durum olduğu zaman, parti politikasında da değişiklik oldu. O sürecin arkasında bana şöyle söylemler geldi; işte ‘Ekrem Bey'le olan resimlerini paylaşma, bu ara programlara çok gitme çünkü biz artık Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı bir tavır sergileyeceğiz, kendi tabanımıza karşı bir geçiş yapmak istiyoruz, tabanımızın güvenini kamuoyunda tekrar kazanmak istiyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na karşı da bir politika geliştireceğiz.’ denildi.

“BEN GÖREVDEN ALINDIKTAN HEMEN SONRA İMMAOĞLU’NA YÜKLENDİ”

Ama ben bunları çok önemsemedim. Ben programlarıma devam ettim. O süreçte artık bi karar verilmişti, bununla alakalı da bir sebep aranıyordu, bu sebep de o gün o tarihe denk geldi. O tarihte de beni görevden el çektirdiler. Bunu yaparken de parti politikası birden değişti. Hemen ben görevden el çektirildikten sonra grup toplantısında Sayın Davutoğlu, Ekrem İmamoğlu’na da yüklendi fazlasıyla, o da bunu gösteriyor zaten.

“BİZ GELECEK PARTİSİ’NİN MEZESİ DEĞİLİZ”

Şimdi hem bu şekilde bir politika sergiliyor, hem AK Parti bizi davet etmedi diye buradan bir rahatsızlık duyuyor. Daha önceki süreçlerde de AK Parti davet etmiyordu Gelecek Partisi’ni. Şimdi ne değişti de burada bir kızgınlık, bir kırgınlık bir tepki gösterebiliyor. Şimdi bu tepkiyi göstermesi çok normal bir şey değil, bu sonuçta AK Parti’nin kendi iç dinamiğinde davet edeceği partileri davet etti, etmeyeceklerini de etmiyor. Buna saygı göstermek gerekiyor bu süreçte. Biz de görevden alınmış bulunduk ama ben tabii bu yapılandan sonra da kendi kişiliğim ve karakterim olarak bu eyleme karşı bu partide siyasi ikbal olmadığını herhangi bir siyaset düşünmeme kararımı verdim. Kararımı kendim verdim ve hem üyeliğimden hem partiden istifamı açıklamıştım. Bulunduğum bütün görevlerimden istifa ettim. Daha sonraki bana teklif edilebilecek görevlerden de istifa ettim çünkü biz orada bir meze değiliz. Biz orada birinin dolgu malzemesi de değiliz. Biz bu partiye, ben şahsım verdiğim emekleri bütün partili arkadaşlarım da çok iyi bilir. Partideki bütün üst düzey yöneticiler çok iyi bilir. Bu partide bize verilen sözler bize verilen bir takım vaatler, bizim gereğini yerine getirdiğimiz bir takım şeyler var. Durumlar var ama bu durumları da bir kere iki kere üç kere dört kere tekrar etti. Bundan sonra da biz, ben bu süreçte ayrılmış bulunuyorum partiden.

“AK PARTİ’DEN TEKLİF GELSE DAVUTOĞLU HEMEN KABUL EDER”

Söz Gazetesi Haber Müdürü Aykut Metehan’ın, Davutoğlu AK Parti’den bir teklif alsa bunu kabul eder mi sorusunu da yanıtlayan Abdik, “Bu benim kanaatim, tabii ki kabul ederler. Orada Sayın Davutoğlu’nun, ben Türk-Suriye politikasıyla alakalı konularda bilgi birikimi olduğu için oraya biraz daha dem vurarak, o noktada hareket edeceğini düşünüyorum yani oradan girebileceğini düşünüyorum ama tabii ki bu süreçte bi davet olur mu olmaz mı? Türk politikasında gelecek siyasetiyle alakalı Cumhur İttifakı’nın tutumu ne olur? Onu da ben bilemiyorum. Onun da sayın cumhurbaşkanımız kararını verebilir.

“GELECEK PARTİSİ MUHALİF SÖYLEMLERDE SAMİMİ DEĞİL”

Ali Rıza Abdik, ayrıca genel seçimlerde Gelecek Partisi’nin muhalif söylemlerde samimi olup olmadığını da değerlendirdi. Abdik,

“Ben açıkçası samimi olduğunu düşünmüyorum çünkü hem muhalefet yapıyor hem muhalefete muhalefet yapıyor. Şimdi siz hem muhalefet yapıyorsunuz, hem muhalefete muhalefet yapıyorsunuz ama seçimlerde oy oranınız belli.

“VATANDAŞ SİZE GÜVENMİYOR”

Toplumu kucaklamaya çalışıyorsunuz, toplumun diğer dinamiklerinden veya birçok kesiminden oy almak için gayret ediyorsunuz vatandaştan ama vatandaş size güvenmiyor, vatandaş size oyunu teslim etmiyor. Zaten etmesi için de ciddi bir taraf bir duruş sergilenmiyor yani bakın taraf olmayan bertaraf olur. Bir tarafınız olacak. O taraftaki yanlışlıklar varsa da, o kitlenin içerisine gireceksiniz, o yanlışlıkları gayret ederek düzelteceksiniz.

“GELECEK PARTİSİ VATANDAŞ NEZDİNDE BÜYÜK BİR HÜSRAN OLMUŞTUR”

Bu işin başından beri, AK Parti'den ayrılış sürecinden beri gelinen nokta, benim gözlemlerim ve bugünkü bakış açım, bu partinin dinamikleriyle beraber, büyük bir başarısızlık, büyük bir hüsran, büyük bir kayıp yani bu ülke için kayıp. Bizim mücadelemiz, bu ülke için inandığımız liderlerin peşinden gitmemizin amacı bu ülke için onların samimiyetlerinin peşinden gidiyorsak, söylemlerinin ve ondan  sonraki süreçte bunların eylemlerin ve tutumların ve duruşlarının ve davranışlarının da aynı şekilde aynı istikamette olması gerekiyor.

“İÇERİDE BAŞKA, DIŞARIDA BAŞKA”

Ama bakıyoruz ki içerdeki politika başka dışarıya yansıtılan politika başka. İçerdeki dinamiklerdeki parti içindeki bir mücadele parti içindeki bir takım bir sürü problemler var yani bu problemleri parti aşamıyor yani gerçekten bir lider, bir partinin içersinde problemleri dik durarak aşar. Biz kendi evimizin içindeki problemleri aşamıyorsak, nasıl bu ülkeye hizmet edeceğiz? Nasıl diğer siyasi partilerle  mücadele edeceğiz? Mümkün değil.

İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI ADAYLIĞI SÜRECİ

Biz parti politikası olarak seçime 2 ay kala aday açıklayacaktık. Genel başkan iki tane milletvekilinin aday olması için çok arzu etti ama o iki milletvekili baş kaldırarak tamamen reddetti. Ondan sonraki süreçte de genel başkan da bir programda çıktı. ‘Bu partinde herkes aday olacak herkes aday adayıdır’ diye bir söylemde bulundu. Ben de genel başkanının zor durumda olduğunu görerek, hemen o sürecin sonrası bir saat sonra genel başkanı telefonla arayarak, ‘Sizin adayınız benim sayın genel başkanım ‘dedim. O da çok teşekkür etti çok mutlu oldu ve ‘Ben Ankara'ya geçiyorum 2 gün sonra sana haber vereyim sen de Ankara'ya gel’ dedi. 2 gün sonra Ankara'ya ben gittim. Kendi odasında özel bir görüşme yaptık bunu bütün partili arkadaşlara ifade ettim. ‘Senin gibi dik duruşlu bir arkadaşımız olduğu için gurur duyuyorum ama biz düşündük taşındık eğer bir aday çıkartacak olursak bu sensin sen bizim adayımız olursun ama bu süreçte biz aday çıkarmaktan vazgeçtik’ dediler ve bu şekilde de kendi söylediğinden ve bizim söylememizden bizi de veya diğer arkadaşları da aday çıkarmadı. Partide hiçbir aday yoktu, aday çıkıcak arkadaş da yoktu. Bu noktada kendine güvenecek, partiyi temsil edecek, zaten 2 tane milletvekilinin olmasını arzu ediyordu, onlar da bunu reddedince süreç buraya evrilirken ondan sonra meclis üyelikleri konuşulmaya başlandı süreçte veya biz kime destek vericez gibi parti biraz boşta kaldı.

“SEÇMEN YALNIZ BIRAKILDI”

Partinin yüzde 1 de olsa seçmene karşı ”Nereye oy verilecek? “dendiğinde cevap veren yoktu. Bu süreç içerisinde zaten biz Saadet Grubu’yla beraber bir takım yerlerde ortak aday çıkartıyorduk. İstanbul’da da adayımız yok.  Meclis üyeliği noktasında da ‘Meclis üyelikleri yapacağız ama Sayın Ekrem imamoğlu da bizden destek istemedi’ dedi Sayın Davutoğlu. O yüzden ona da desteğini açıklamadı bir taraftan ama onun bir hafta öncesinde bir milletvekilimizin bir canlı yayın programında ‘Biz işte Kadir Topbaş gibi bir belediye başkanı arzu ediyoruz’ söylemiyle, birden kaotik bir ortam oluştu, yönlendirme oluştu. Genel başkan bundan müthiş derecede rahatsız olduğunu ifade etti.

“İNSANLAR DURACAKLARI YERİ BİLEMİYORLAR”

Rahatsızlığından dolayı da ben bizzat birebir kendisiyle görüştüm. Bu konuyu bizim meclis üyeliği noktasındaki mücadelemizin önünü kapattığını önünü kestiğini ifade etti. Bu politikada sonuçta onun bu eksiği ve hatası olarak adlandırdığı durumda da bu şekilde devam etti. Bu süreçte de hiçbir netice alınamadı tabii bunun arka kabininde bunun arka tarafının tam anlamıyla böyle mi olduğunu, artık o odaya girip o iki, üç kişiyle yapılan politikanın dışında bir farklı bir politika mı dışarıya gösteriliyor? Partinin içinde farklı bir durum mu oluşuyor veya bize mi böyle aktarıyorlar? Ya insanlar duracakları yerleri bilemiyorlar, yani partinin il başkanlıkları olsun, herkes kendi kafasına buyruk, kendi yakınlığına buyruk hareket ediyorlar çünkü Mardin'de desteklenilen AK Parti'yi başka yerde işte Ankara'da desteklenilen Cumhuriyet Halk Partisi desteklenildi Sayın Mansur Yavaş Bey’e, ondan sonraki süreçte de zaten bir genel başkan yardımcımız kendisinin danışmanı olmuştu. yani partinin dediğim gibi ne politikasında ne muhalefet yapıyor, ne de muhalefete muhalefet yapabiliyor. Hiçbirini yapamıyor. Nerede konumlandırdığını kimse bilemiyor. Zaten benimde bu noktada da çok rahatsızlıklarım vardı. Başka rahatsızlıklarımız da var, bu işin başından sonuna kadar ama bu süreç bize nasip oldu öyle olmasından ben tabii ki bir yerde de artık memnun oldum çünkü biz girdiğimiz bir yolda, mücadele ettiğimiz bir yolda biz asla aldatan olmadık ama aldanılan da olmak istemiyoruz. Bu mücadelede biz dimdik durduk ben şahsım ama bu mücadelede bıraktı gitti demesinler diye de sonuna kadar direndik ama bu direnmemizin karşılığında da bu şekilde bize bir karşılık verildi ama şimdi herkes hak ettiği yeri bulacak olduğuna inanıyorum. Bunda Türk siyasetinin vatandaşlarımızın ve kamuoyunun bunu doğru bir şekilde değerlendireceğine inanıyorum.

ADAY OLMANIZ EKREM İMAMOĞLU’NA MI YARARDI, MURAT KURUM’A MI?

Ben şahsım olarak, hedefim vatandaşlarımın tümünün oyunu almak. Benim için Alevisi Kürtü Lazı yoktur. Benim için sağı solu ortası yoktur, ben bu zihniyetle vatandaşlarıma hizmet verme anlamında hareket ediyorum. Bu yola çıkarken bu bakış açısıyla çıkıyorum. Tabii ki burada kimi artı yazar kimi eksi yazar, onu bize o süreç gösterirdi. Bunu ben bu şekilde söyleyemem ama ben tamamen herkesin oyuna talip olacaktım, sadece bir tarafın oyuna değil çünkü bir tarafın tarafı değiliz biz, biz vatandaşın tarafıyız, bu milletin tarafıyız ve bu devletin tarafıyız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sariyersoz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.