Milyonların merakla beklediği asgari ücret zammına yüzde 30 oranında artış yapıldı. 22 bin 104 lira olarak açıklanan 2025 yılı asgari ücretine dair Zafer Partisi, bugün bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan Ekonomi ve Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız H. Bartu Soral, yeni ücretin işçileri ve ailelerini açlığa mahkum ettiğini belirtti.

Soral'ın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan 2025 yılı asgari ücreti net 22 bin 104 TL olarak belirledi. Yani kısaca sabit ücretle çalışan vatandaşımıza, 'Sizi, çocuklarınızı ve ailenizi açlığa mahkum ediyoruz'dedi. Oysa sarayın 1 dakikalık harcamasının 22 bin TL, yani bir asgari ücret olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Asgari ücret ve asgari ücrete bağlı olarak maaşları ayarlanan sabit ücretlilerin milli gelirden aldığı pay, son 10 yılda her yıl geriliyor. 22 bin 104 TL asgari ücret veriyorsunuz ama büyükşehirlerde en düşük ev kirasının 15 bin TL, kıymanın kilosunun 600 TL olduğu mevcut şartlarda emeğiyle geçinmeye çalışan işçilere bu yapılan zam, onları alenen açlığa mahkum ediyor. Sayın Cumhurbaşkanına sormak isteriz; bu insanlar nasıl evlat sahibi olacaklar? Onları okula nasıl yollayacaklar? Üstlerine bir montu hangi maaşla alacaklar? Artan verimlilikten artan sermaye, iş vergi ödemeye gelince ortalarda görünmediği, rakamlardan anlaşılıyor. Zafer Partisi olarak biz, asgari ücret yetersiz olsa bile en düşük 28 bin 427 TL olması gerektiğini söyledik. Bu rakamı da birimsel bir temele oturtturduk. TÜİK verileriyle baktığımızda, ne derece güvenilir veriler bilemiyoruz ama, elimizde başka bir birimsel veri setiyle hazırlanmış enflasyon ölçümü yok. O sebeple mecburen TÜİK verileriyle baktığımızda, dar gelirlinin ana harcamaları olarak başta kira, gıda, sağlık, ulaşım, eğitim gibi kalemlerde enflasyon kasım ayı itibariyle yüzde 64 seviyesinde. Bunun üzerine 2024 yılı büyüme beklentisi yüzde 3,2'yi de refah payı olarak koyduğumuzda asgari ücret zammı, en az yüzde 67.2 oranında yani 28 bin 427 TL olması gerektiğini görüyoruz.  Bu rakam hayat pahalılığında yeterli bir rakam değildir, ancak bu rakamın daha da yükselmesi Türk ekonomisinin 40 senedir teslim olduğu neoliberal uygulamalardan kopup, gerçek bir üretim atağına kalkmasıyla mümkündür. TBMM'deki siyasi partilerde böyle bir modeli uygulayabilecek donanımda kadrolar yoktur. Zafer Partisi iktidarında; üretim, bölüşüm, teknoloji ve eğitim bileşenlerinin iç içe geçtiği planlı bir kalkınma modeli uygulanacak ve Türkiye 85 milyonun kazandığı bir ülke olacaktır."