Türkiye'nin Gerçeği Kadına Yönelik şiddet!

Kültürümüz şiddeti bir disiplin aracı, erkekler de şiddeti disiplin ve ceza aracı olarak görüyor. Kadına yönelik şiddete göz yumuluyor ve sonuç olarak bu davranışlar pekişiyor. Günümüz dünyasında gelişmişlik ve sosyo-kültürel yapısı ileri kabul edilen ülkelerde bile kadına yönelik şiddet halen çözüm aranan sorunların başında yer almaktadır.

ŞİDDET NEDİR?

Şiddet, insan yaşamının her alanında karşılaşılan ve dünyada giderek önemli duruma gelen bir toplum sağlığı sorunudur. aynı zamanda insan hakları ihlalidir.

Başkalarına ne kadar iyi davrandığımız önemlidir. Davranışların en geniş anlamlı olanı saldırganlıktır. Saldırgan davranışlar öğrenme, pekiştirme, taklit, saldırganlık özendiricileri ile ilgilidir. Bunlar büyük ölçüde öğrenilmiş davranışlardır ve öğrenmede pekiştirme temel süreçtir. Çocuklar başkalarını her konuda taklit eder.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre şiddet, “fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir başkasına uygulanması sonucunda, şiddete uğrayan kişide yaralanma, ölüm ve psikolojik zarara yol açması veya açma olasılığının bulunması durumu”dur. DSÖ’ye göre aile içi şiddet, “yeni veya eski erkek partnerleri tarafından erişkin ve genç kadınlara karşı zorla uygulanan cinsel, ruhsal ve fiziksel davranışlar”dır.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET NEDİR?

Kadına yönelik şiddet her toplumda,her kültürde, her eğitim düzeyinde, her gelir düzeyinde vardır. Gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarda kadınların 1/3’ü ile 2/3’ünün eşi tarafından şiddete uğradığı saptanmıştır. Buna göre, iki kadından biri yaşamlarının herhangi bir döneminde şiddete uğramaktadır. Pek dile getirilmeyen duygusal, sözel, siyasal şiddet gibi kadına yönelik tüm şiddet türleri dikkate alındığında bu oran daha da yükselmektedir. Dünya sağlık örgütüne göre tüm dünyada bireysel şiddete en fazla maruz kalan kesimin kadınlar olduğu belirtilmektedir.

Dünya sağlık örgütü tarafından kadına yönelik şiddet,“kadının bedensel bütünlüğüne sırf kadın olduğu için yapılan her türlü fiziksel, cinsel veya psikolojik müdahaleler sonucunda kadının zarar görmesi ve toplum içinde ya da özel hayatında kadına baskı uygulanılarak
özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanması şeklinde tanımlanmıştır.

Kadına yönelik şiddet, kadının fiziksel, cinsel ya da psikolojik zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veyasonuçlanması muhtemel olan hareketlerdir. Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’ne göre, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız şekilde kadınları etkileyen şiddettir.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN NEDENLERİ:

-Toplumsal ilişkilerden, ailede ve toplumda
-kadınlara verilen daha düşük değer
-Bireysel ve biyolojik etkenler
-Yakın ilişkilerdeki sorunlar
-Kültürel olarak erkek egemen toplumlarda iki cinsiyet arasında eşit olmayan ilişkileri sürdürmek için baskı aracı olarak kullanma
-Cinsel kimlik ve erkek otoritesi

TÜRKİYE'DEKİ KADINA YÖNELİK ŞİDDET EN KAPSAMLI ARAŞTIRMA!

Türkiye’de bu alanda yapılmış en kapsamlı nicel araştırma Hacettepe Üniversitesi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ortaklaşa yürüttüğü “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması” çalışmasıdır.12 Bu çalışmada hem kırsal hem de kentsel yerleşim ala-nında yaşayan 15-59 yaş aralığındaki kadınların maruz kaldıkları birçok şiddet türü ve sosyal yaşamdan engellenmeleri Türkiye gene-linde 12 bölge dikkate alınarak yüz yüze görüşmelerle sayısal olarak raporlanmıştır. Bu rapora göre herhangi bir nedenle şiddete maruz kalmış kadınların oranı % 36 olarak bulunmuştur. Bu oran kentsel alanda % 35, kırsal alanda ise % 37.5‘dir. Uygulanan şiddet türlerine bakıldığında fiziksel şiddet oranı % 36, cinsel şiddet oranı % 12, hem cinsel hem de fiziksel şiddet % 38’dir.

Bu çalışmada 2015 yılında Türkiye’nin İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Marmara Bölgesinde herhangi bir nedenle şiddet gördüğü belgelenmiş 200 kadın ile yüz yüze görüşülerek elde edilen veriler kullanılmıştır.

Tablo 1’e bakıldığında “20 yaş altı” ile “60 yaş ve üstü” aralığında olan kadınların en az şiddete maruz kaldıkları görülmektedir. En fazla şiddete maruz kalan kadınlar “30-40 yaş” aralığında olan kadınlardır. Bunu “41-50 yaş” aralığındaki kadınlar izlemektedir. “21 -30 yaş” gurubundaki kadınlar üçüncü sırada yer alsa da oransal olarak “41-50 yaş” aralığındaki kadınlardan çok farklılık göstermemektedirler. “51-60 yaş” gurubundaki kadınlar şiddete maruz kalsalar da bu şiddetin oranı ilk üç yaş grubunun
oranına göre düşüktür.

Tablo 2'ye baktığımızda her eğitim seviyesinden kadınlar şiddete maruz kalmışlardır. Bununla birlikte hiç eğitimi olmayan ile üniversite eğitimi alan kadınların şiddete daha az maruz kaldıkları görülmektedir. En fazla ilkokul eğitimi alan kadınlar şiddete maruz kalırken bunu ortaokul ve lise eğitimi alan kadınlar izlemektedir.

Tablo 3’de evli olan kadınların en fazla şiddete maruz kaldıkları görülmektedir. Resmi nikâh olmadan birlikte yaşayanlarda ise bu oran en düşük seviyededir. En dikkat çeken nokta ise kadınlar boşanmış bile olsalar halen eşleri tarafından şiddete maruz kaldıklarıdır.

Kadının herhangi bir kurumda çalışıyor olması şiddet görmesini azaltmaktadır. Araştırmanın sonuçlarına göre bir işi olmayan kadınların şiddete maruz kalma oranı % 82.8 iken bir işte çalışan kadınlarda bu oranı % 17.2‘dir.

Tablo 4’de Kadınların gelir seviyesine bakıldığında en alt seviyede gelire sahip olan kadınların yüzdesi % 82 ile ilk sırada yer almaktadır. Gelir seviyesi arttıkça şiddet oranı da azalmaktadır.

2024 KADINA YÖNELİK ŞİDDET VAKALARI İNCELEMESİ

Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezinden aldığım verilere göre, 1 Ocak – 30 Haziran 2024 tarihleri arasında yaşanan şiddet türü vakalarını incelediğimizde; 234 kadın katledilirken, 182 kadın şüpheli bir şekilde hayatını yitirmiş, 255 kadın Şiddet / Yaralamaya, 140 kadın seks işçiliğine zorlanmaya, 73 kadın cinsel tacize, 12 kadın tecavüze maruz bırakılmıştır.

Bunun yanı sıra derlenen vakalardaki mağdurların yaş aralığına dair oransal verilere baktığımızda; %6,6’sı 0-17 Yaş, %4,8’i 18-24 Yaş, %9,4’ü 25-34 Yaş, %6,7’si 35-44 Yaş, %4’ü 45-54 Yaş, %2,7’si 55-64 Yaş, %3,7’si 65 Yaş ve üzeri, %62,2’sinin ise bilinmiyor olduğu görülmüştür.

CİNSEL TACİZ'İN %47'Sİ BİLİNMİYOR

Derlenen veriler ile ayrıca mağdurun kaldığı şiddet türüne ve kim tarafından şiddete maruz bırakıldığına baktığımızda ise; %44,60’ı Bilinmiyor, %19,80’i Eşi, %4,70’i Tanıdığı Biri, %4,80’i Boşanma Aşamasındaki Eşi, %3,90’ı Eski Eşi, %3,20’si Sevgilisi, %3,20’si Akrabası olduğu belirtilmiştir.

-Cinayetlerin %27,80’i Eşi, %10,30’u Boşanma Aşamasındaki Eşi, %8,10’u Babası;

-Cinsel Tacizin % 47,90’ı Bilinmiyor, 21,90’ı Öğretmeni, %16,40’ı Tanıdığı Biri;

-Seks İşçiliğine Zorlamaların %87,90’ı Bilinmiyor, %10’u Tanıdığı Biri, %1,40’ı Eşi;

-Şiddet / Yaralamanın %42,70’i Eşi, %16,90’ı Bilinmiyor, %7,10’u Boşanma Aşamasındaki Eşi;

-Tecavüzün %58,30’u Tanımadığı Biri, %16,70’i Babası, %8,30’u Akrabası olduğu görülmüştür.

Basına yansıyan olaylardaki cinayetlerin %15,60’ı İstanbul, %7,80’i Ankara, %7,40’ı İzmir, Cinsel tacize uğrayanların %25’i İstanbul, %6,90’ı Şırnak, %5,60’ı İzmir, %5,60’ı Edirne, Tecavüzün %25’i Muğla, %25’i Şanlıurfa olduğu görülmüştür.

HABER: EBRAR ULAŞ