Spor Gazetecisi ve Eski Futbol Hakemi Uğur Temel: Hakemlerimizin Hepsi Eğitimsiz
Süper Lig'in 2'nci yarısında Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), geçici olarak yabancı VAR hakemi uygulamasına geçildiğini duyurdu ve kararın ardından geçtiğimiz haftalarda Galatasaray-Fenerbahçe maçını, Sloven futbol hakemi Slavko Vinčić yönetti. Vinčić'in yönettiği derbi 0-0 beraberlik ile sonuçlandı ama Vinčić maçta beklenen ölçüde yeterli olabildi mi? Öte yandan TFF, kısa süre önce sahadan çekilen takımlara ağır cezalar uygulanacağını açıkladı ve alınan kararla çekilen takımın takip eden sezona -9 puan cezasıyla başlayacağı öğrenildi. Son gelişmelerden bir tanesi ise Uluslararası Futbol Birliği Kurulu'nun (IFAB) oyun kurallarında değişikliğe gidileceğini açıklaması oldu. Peki bu kurallar Türkiye'de topun oyunda kalma süresini ne ölçüde etkileyecek? Türk futbolunda yaşanan son gelişmelerin hepsi ve daha fazlasını spor gazetecisi ve eski futbol hakemi Uğur Temel ile değerlendirdik.
Yabancı VAR uygulamasının Türkiye'de uygulanmasının gerekli olduğunu, çünkü Türk hakemlerinin yeterli ölçüde eğitimlere tabi tutulmadığını ifade eden Uğur Temel, bu uygulamanın geçtiğimiz sezonda da geçici süreyle uygulandığını belirtti.
"BİZİM HAKEMLERİMİZİN HEPSİ EĞİTİMSİZ"Uygulamanın hukuksal açıdan bir boşluğu da beraberinde getirdiğini öne süren Temel, şu ifadelere yer verdi:
"Merkez Hakem Kurulu'nun bir talimatı var, bu talimata Merkez Hakem Kurulu, Türkiye liglerinde profesyonel ve amatör maç yöneten hakemin uymasını bekler. O talimatta yabancı hakem görevlendirilmesi için herhangi bir geçerli madde ya da TFF tarafından alınmış bir karar yok. Varsa da eklenmemiş, çünkü bazen TFF Yönetim Kurulu karar alabiliyor. Bu kararları ilgili alt birimlerin talimatlarına eklemiyor, unutuyor veya unutmak istiyor. Burada hukuk açısından bir sıkıntı olabilir. Geçen sezonun sonlarına doğru gelen yabancı hakemler, kendi ülkelerinde en üst liglerde görev alan hakemlerdi. Bu sezon gelen hakemler ise birtakım sıkıntılar yaşıyor. Örneğin, gelen yabancı hakemler yarı otomatik ofsayt sistemine çalışmamışlar. Bu dünya üzerinde her ülkede uygulanan bir sistem değil. Bizim ülkemizde uygulanıyor ve yanılmıyorsam İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya gibi 5 büyük ülke olarak adlandırabileceğimiz ülkelerin Futbol Federasyonları yarı otomatik ofsayt sistemini uyguluyor. Bu sezon gelen yabancı VAR hakemlerimiz ne yazık ki bu ülkelerden değil. Gelen VAR hakemlerine TFF çok kısa bir süre brifing vermiş, bu brifingle de nereye kadar idare ederler sizin takdirinize bırakıyorum. Yabancı VAR olmalı mı? Bir kere sorun şuradan kaynaklanıyor; bizim hakemlerimizin hepsi eğitimsiz, bunu çok açık ve net bir şekilde söyleyebilirim. Eğitimler yapılmıyor, eğitim verilen isimler yetkin isimler değil. TFF Başkanı sayın Hacıosmanoğlu göreve geldiğinde, 'Biz 600 yıl boyunca dünyayı yönetmiş bir milletin çocuklarıyız, bu yüzden ben olduğum sürece hiçbir şekilde yabancı hakem gelmeyecek' demişti ama geldi ve arkasından geçen hafta oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçını yabancı hakem yönetti. Ve artık takımlarımız, kendi maçlarında yabancı hakem istemeye başladılar. Türk futbolunun selameti açısından yabancı hakem gerçekten gerekli. Çünkü iki FIFA hakemi çıkartıldı bu sene FIFA kadrosuna ve talimat değişiklikleri ile çıkartıldı. Bir tanesi 89 maç, bir tanesi 86 maç yöneterek FIFA hakemi olmuş. Bunlar yeterli sayılar değil, alttan hakem yetiştiremiyoruz. Türkiye'de amatör ligler harici tüm profesyonel liglerde bence en az 2 sezon yabancı hakem olmalı."
"AYNI OLANAKLAR BİZİM HAKEMİMİZE SAĞLANSA EN AZ BU KADAR YÖNETİRDİ"Yabancı hakem kararının ardından, Slavko Vinčić tarafından yönetilen Galatasaray-Fenerbahçe derbisini değerlendiren Temel, "Bir televizyon kanalında haftada 1 gün sunduğum bir spor programı var. O spor programında çok değerli konukları alıyorum ve geçtiğimiz hafta bu derbiden sonra bir gazeteci dostumu, Umut Eken'i misafir etmiştim. Umut Bey şunu söylemişti; 'Çok büyük güvenlik önlemleri alındı o maçta, haddinden fazla. Bu güvenlik önlemlerini biz kendi hakemimize versek, aynı şekilde yönetirdi.' Bende aynı görüşün altına imzamı atarım. Biz hakemimize bu ortamı sağladıktan sonra Vincic kadar bizim hakemimizde yönetirdi. Kaldı ki, Vincic'te maçta çok büyük hatalar yaptı. Vincic'in hataları ne yazık ki medyamızda çok fazla konuşulmadı. Yabancı hakeme sağlanan olanaklar, Halil Umut Meler'e ya da bir başka isme sağlansaydı onlarda en az bu kadar yönetirdi." dedi.
"AĞIR CEZA KARARININ BAŞTAN ALINMASI GEREKMEZ MİYDİ?"TFF'nin sahadan çekilen takımlara yönelik, artık daha ağır cezalar uygulanacağı açıklamasına, "TFF bu kararı neye göre vermiş?" çıkışında bulunan Temel, "Yakın zamanda Galatasaray-Adana Demir Spor maçında verilen bir penaltı kararından sonra maç, yaklaşık 20-25 dakika kadar daha oynandı o süre zarfından sonra Adana Demir Spor sahadan çekildi. Adana Demir Spor'un o talimat uyarınca, 3 puanı silindi. Evet ilerleyen sezonda bir caydırıcılık olabilir ama bu kararın baştan alınması gerekmez miydi? Daha doğrusu caydırıcılığa gerek kalmayacak şekilde ilerlenmiş olsa, bunların hiçbiri olmayacaktı." dedi.
"GETİRİLEN KURALLAR TOPUN OYUNDA KALMA SÜRESİNİ ARTIRMAYA YÖNELİK"IFAB'IN kural değişikliğine gitmesinin özellikle bizim ülkemizde sıkıntılar yaratabileceğini belirten Temel, "Getirilen kurallardan bir tanesinde kaleci kendi ceza sahası içinde topu 'tamamıyla' kontrol altına aldıktan sonra, 6 saniye içerisinde çıkartmak zorundaydı. Yanlış hatırlamıyorsam bu kural sadece bir Galatasaray maçında Galatasaray'ın aleyhine uygulandı. Bu 8 saniye kuralı bizim ligimizde sıkıntı çıkartabilir. Olay şu, kaleci topu tamamıyla kontrol altına aldıktan sonra hakem ilk 3 saniyeyi kendi içinden sayacak, arkasından da plaj futbolunda olduğu gibi 1-2-3-4 ve 5 diye sayacak. Yani toplam 8 saniye. İşte burada hakemin reaksiyonu süresinde verebilmesi çok önemli. Sekizinci saniye dolduktan sonra mı çalacak, sekizinci saniyeyi geçirdikten sonra kaleci topu elinden çıkartırsa veya hakem düdüğü çalmış olursa ne olacak? Bunların hepsi muamma. TFF'nin özellikle bu konuda hakemlerini iyi eğitmesi gerekiyor ama bizde eğitim konusunda 'dostlar alışverişte görsün' mantığıyla hareket edildiği için bir hayli sıkıntı çekeceğiz gibi duruyor. Onun haricinde getirilen kurallar, evet futbolun seyir zevkini ve topun oyunda kalma süresini artırmaya yönelik." ifadelerini kullandı.
"HAKEMLERİMİZ TARAFINDAN GÖZ ARDI EDİLİYOR"Türkiye'de topun oyunda kalma süresinin neden daha az olduğunu açıklayan Temel, 'Kalenin önüne otobüs çekmek' tabirine vurgu yaptı ve "Özellikle Anadolu takımları, İstanbul deplasmanına geldiklerinde zaman geçirmeye oynarlar. Bu da hakemlerimiz tarafından bir hayli göz ardı edilir. Yani 'Büyük takımdan ben bir puan alırsam, benim için iyidir' derler. Topun oyunda kalma süresi niye kısa? Çünkü bir güç dengesi var, bir tarafta 6 kilo, bir tarafta 3 kilo var. 6 kilonun, 3 kilo üzerine baskı kurması fiziki ve matematiksel olarak her şartta kaçınılmazdır. 3 kilo olan, 6 kilonun gücüne çıkabilmek için topun oyunda kalmamasını istiyor. Çünkü tempolu oyun olursa, güç dengesinden yana skorda oraya gidecek. Kuvvet olarak eksik olan takım topu oyunda ne kadar az tutarsa, o kadar çok puan alma şansı artar." dedi.
"KULÜPLER BORÇ İÇERİSİNDE"Başta Beşiktaş ve Trabzonspor olmak üzere, Anadolu takımlarının da eskisi kadar bu ligde faaliyeti olmamasının tamamıyla ekonomik nedenlerden kaynaklandığını açıklayan Temel, "Kulüplerimiz borç içerisinde. Bankalar Birliği borcu var, kulüplerimizin devlete olan borcu var, futbolculara olan borçları var. Galatasaray ve Fenerbahçe, yönetime gelen insanların birazcık akıllarını çalıştırmasıyla şu aşamada önde gidiyor gibi geliyor ama bu süreç devam ettiği zaman, pahalı transferler yapılmaya devam edildiği zaman, inanın bu kulüplerde herhangi bir şekilde hareket edemeyecekler. Biliyorsunuz Katarlılar Trabzonspor’u almak istiyordu ve bu bir hayli gündem olmuştu. Bunun dünya üzerinde örnekleri var, örneğin Manchester City'nin sahibi bir İngiliz vatandaşı değil ama orada bazı kurallar çok sağlam uygulanıyor. Anadolu takımlarının geri kalma sebebi tamamen ekonomik, kasasına giren para geride kaldı. Beşiktaş özellikle son 1-1 buçuk yılda başkanlıktan doğan krizleri aşamıyor o yüzden geride kaldı. Kulüpler doğru idare edilmezse, bu makasın biraz daha açılacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"GALATASARAY'IN O MAÇI KAZANMAMA İHTİMALİ ÇOK DÜŞÜKTÜ"15 yıllık profesyonel ve amatör hakemlik geçmişine dayanarak, Galatasaray-Adana Demir Spor maçındaki pozisyonun penaltı olmadığını belirten Temel, "Adana Demir Spor daha önce bu tip kararlarla karşılaştığında ne yaptı? Ben bunun planlı bir operasyon olduğunu da düşünmüyorum. Az önce anlattığım gibi bir taraf 6 kilo bir taraf 3 kilo ve hatta Adana Demir Spor 3 kilodan bile az. Camia lütfen beni kınamasın ama güç olarak daha düşük. Galatasaray'ın o maçı bir şekilde kazanmama ihtimali çok düşüktü. Fenerbahçe bunu niye isteyebilir? Futbol oyun kurallarına göre maç 5-0 iken Adana Demir Spor çekilse, maç 5-0 olarak tescil edilecekti. Çünkü 3-0'ın üzerindeki her skor sahadan çekilen takımın aleyhine işlenir. Eğer sahadan çekilen takım gol atmışsa, attığı goller silinir. Eğer maç 3-0'ın altında bir skorda olsaydı ve takım çekilseydi, sahadan çekilen takım aleyhine maç 3-0 tescil edilirdi. Fenerbahçe bunu niye istesin? Bu kafalarda bir soru işareti ve bence çok mantıklı değil. Foto muhabiri bir dostum, Hakan Songur, o maçta Fanatik Gazetesi adına alandaydı. O maçta, Adana Demir Spor kulübünün idari personelinin dakika dakika, penaltı sonrasında telefonla gelen talimatlarla takımını sahadan çekmek için 20 dakika kadar uğraştığını görüntülemiş. Murat Sancar tarafından talimat alınıyor, Sancar bunu zaten kendisi de söylüyor. TFF ona ceza verdi ama onun şu an Adana Demir Spor ile bir bağlantısı yok. Kime ceza verildi, sokaktaki insana ceza verilmiş oldu. Bence planlı değildi, komplo teorisi üretmek futbol için ne kadar doğru bilemiyorum. Adana Demir Spor keşke sahada kalsaydı ama şunu da sormak lazım; 'Daha önce bu kadar haksız kararlara karşı ne yaptı?' Fenerbahçe ve Galatasaray şu anda at başı olarak gidiyor. Bundan dolayı Galatasaray, Fenerbahçe'nin yaptırmış olabileceğini söylemiş olabilir. Aslında bence daha da iyi oldu. Galatasaray maç yapmadan, takımını yormadan ve sakatlık riskine girmeden 3 puanı kaptı." ifadelerini kullandı.
"TÜRK FUTBOLU İYİYE GİTMİYOR"Gelinen son noktada taraftarların ve spor yorumcularının, futbola kesinlikle objektif yaklaşmadığını söyleyen Temel, "Artık iletişim çağının güçlenmesi ve sosyal medyadaki mecraların artmasıyla, bizim gerçek spor yorumcusu ve gerçek taraftar hüviyetimiz kimlik değiştirdi. Artık herkes bir şekilde o takımla ilgili her türlü haberi almak için, taraftarların gözüne şirin görünebilmek için o takımla ilgili her türlü olayı doğruymuş gibi kabul ediyor ve rakibin üzerine saldırıyor. Son dönemde geldiğimiz nokta bu. Açın bakın Twitter'ı, hala şu saçma teori üzerinden Fenerbahçeli taraftarlar, Galatasaraylılara yükleniyorlar. 'Galatasaraylı futbolcular saçlarını sarıya boyatıyorlar, bunun sebebi de doping kontrolünden kurtulmak için' Bu kadar saçma bir yorum olabilir mi? 35 senedir futbolun içindeyim, oynadım, yönettim, yazıyorum, anlattım ve şimdi de program yapıyorum. Bu kadar saçma bir şey olabilir mi? Ve buna inanan insanlar var. Eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Sevil Atasoy da kendi hesabından böyle bir saçmalığın olamayacağını söyledi. Kan ile alakalı bir şey bu, saç boyansa bile bu kandan belli oluyor. Toparlayacak olursak, Türk futbolu iyiye gitmiyor." dedi.
"FUTBOLA DETOKS GETİRMEMİZ GEREKİYOR"Yaklaşık 20 sene önce taraftarların bu kadar saldırgan yaklaşımlarının olmadığını ve maç sonrası tartışmaların bu kadar olaylı yaşanmadığını belirten Temel, şu ifadelere yer verdi:
"Benim oğlum 22 yaşında, bir takımı tutuyor ve bu da gayet doğal. Ben oğlumun dışarıda maça giderken, tuttuğu takımın formasını giymesini engelliyorum. Bir baba olarak, ben bunu düşünmemeliyim. Niye? Çünkü karşısındaki adamın ben kim olacağını bilemiyorum. Bundan yaklaşık 20 yıl öncesinde tribünler derbi maçlarında ikiye ayrılırdı, her iki takımın taraftarına eşit olacak şekilde. İki takımın taraftarı arkadaşlar kol kola, sohbet ederek tribüne gelirler, tribünde kendilerine ayrılan bölüme geçerler ve maç sonu tekrar buluşup evlerine giderlerdi. Olaylar olmuyor muydu? Elbette oluyordu ama bu şekilde kavga ve gürültülü değildi. İnsanlar öldürülüyor artık ve bu niye? Televizyonda kendi takımına yaranmaya çalışan 'nemalanan' amigo kılıklı, gazeteci kisvesi altına bürünmüş insanlar tarafından. Ben taraftarım, bir takıma gönül vermişim ama oradaki inandığım insan da beni dolduruyor. Zaten ben, okuduğum her şeye araştırmadan inanıyorsam, gidiyorum ve karşı takımın taraftarına zarar veriyorum. Düzelmesi için de aslında çok güzel bir yol var. Bizim futbola bir detoks getirmemiz gerekiyor. İngiltere'de 5 yıl ceza uygulandı, Avrupa Kupaları'na milli takımlar dahi gidemedi. Bizim de bunu bir yaşamamız gerekiyor. Futbol için daha fazla insan zarar görmemeli artık bu topraklarda. Bu ortam hoş değil."
ÖZEL HABER- KEVSER KARADUMAN