Sarıyer’de deniz kirliliği vatandaşları isyan ettirdi: Sarıyer'in en büyük sorunlarından bir tanesi
‘DENİZE GİREMİYORUM ÇÜNKÜ DENİZ ÇOK PİS’
Denize girmek istediğini ancak pis olduğu için giremediğini söyleyen sporcu Yüksel Kılıç, “Buraya güneşlenmeye geldim. Denize giremiyorum çünkü deniz çok pis. Oldukça fazla denizanası var ve yüzde 80’ni ölü. Neden ölü? Bir de böyle bir soru var. Yaşaması lazım sonuçta canlı bir organizma ama ölü demek ki su pis. Onun için sadece güneşleniyorum. Denizde çok çöp de var, Sarıyer Belediyesi yer yer temizliyor ama yeterli olmuyor. Bence daha fazla önlem almaları lazım. Köpüklenme de görülüyor. Birkaç sene önce müsilaj diyorlardı, denizler kirleniyor. Sonuçta çok atık var. Üstünü görüyoruz ama altı nasıl bilmiyoruz. Bu konuda bilgilendirilmemiz lazım. Ben bunun için yüzmüyorum sadece güneşlenip D vitamini alıyorum. İstesek de girilecek gibi değil. Yılın şu aylarında herkes balık olta atıp balık tutuyordu, yunuslar görülüyordu ama şu an denizler pis. Ben anlayamadım. Pandemiden önce ben hep bu aylarda denize de girerdim ama şu an giremiyorum. Oğlum da burada o da arabanın içinde oturuyor. Denize baktı “Baba ben bu suya girmem” “farelerini kullandı.
‘DENİZİ KİRLETMEK İNSANLIK DEĞİL’
"Denize çöp atan insanlar kendi evlerinde oturdukları gibi otursalar böyle olmaz" diyen Tuncay Ay, “Denizi kirletmek insanlık değil bence. Ben burada İstinye Bayırı’nda büyüdüm hep burada denize girerdik. İstanbul’da denize girilebilecek tek yer burası ve Sarayburnu gibi akıntılı yerlerdir. Denizde çöpler var şu an burada girilmez ancak açıklarda girebilirsin. Buranın da kirliliğine artık bir şey diyemiyorsun insanlar atıyorlar. Kendi evlerinde oturdukları gibi otursalar böyle olmaz” diye konuştu.
‘ÇÖPLERİ TOPLAMAKTAN ACİZLER’
Sarıyer denizinin çöplükle dolmasının üzüntüsünü yaşadığını söyleyen Cengiz Tekin, “Dünyanın incisi İstanbul, İstanbul’un incisi Sarıyer. Böyle güzel bir ilçenin sahillerinin toplum olarak ve burada yaşayanlar olarak hepimizi derinden üzüyor. Özellikle bu kirlilik maalesef daha fazla oluyor. Hem denizdeki teknelerden atılan çöpler, hem de sahillerden atılan çöpler rüzgar ve akıntılarla birlikte toplanıyor ve bizim 35 kilometrelik sahilimizi etkiliyor. Bununla beraber denizanaları da var. Bu sorunun düzeltilebilmesi mümkün. Dünyada denize kıyısı olan bütün beldelerde bu temizlikler yapılabiliyor. Bu konuda sanırım insan kaynağı ve proje eksikliği var. Dünyanın gözünün üstünde olduğu bu şehirde gözümüzün içindeki çöpleri toplamaktan acizler” dedi.
‘KIYAYA VURAN ÇÖPLER SARIYER’İN EN BÜYÜK SORUNU'
30 senedir Sarıyer’de denize giremediğini söyleyen Cem Tanfer, “Kıyılara vuran çöpler Sarıyer’in en büyük sorunlarından bir tanesi ve belediyemizin eksikliği. Temizleniyor ama ne kadar temizleniyor.
BELEDİYEYE ÇAĞRI
Doğma büyüme Sarıyerli biri olarak ben çocukluk, gençlik yıllarımda burada denize girerdim. Eski Sarıyerliler burayı bilirler, ben 46 yaşındayım 30 senedir burada denize giremiyorum. Neden giremiyorum? Belediyenin yetersizliği. Ekipman mı yetersiz, hizmet mi yetersiz bilemiyorum. 10-15 gündür denizde köpüklenme de var. Bunun geçen gemilerden gelen kaçak atıklardan olduğunu düşünüyorum. Kimseyi de suçlamak istemem ama bu gerekli analizlerin yapılmasını gerektiğini büyüklerimize, belediyemize söylemek istiyorum. Geçtiğimiz senelerde böyle bir sorun çok yoktu ama özellikle bu sene balıklarla alakalı bir sıkıntı da var. Bilinçsizlik, eğitimsizlik” ifadelerini kullandı.
KIYI BALIKÇILIĞI YÜZDE 70-80 AZALDI
Sahilde balık tutan Volkan Girim, “Deniz kirli demek burada iyimserlik olur baksanıza. Balık tuttuktan sonra suyun içine atıp yıkıyoruz başka türlü hijyen bekleyemeyiz. Balıklarda bu kirlilik için yaşamak zorundalar başka yaşayacakları alan yok. Ya ölecekler ya yaşayacaklar. Çıkma imkanları olsa eminim dışarı çıkarlardı. Son yıllarda kıyı balıkçılığı yüzde 70-80 azaldı. Kaynaklarımıza hiç bakmıyoruz, denetlenmiyor, hiçbir şey olmuyor. Kendimizi de soyutlamıyorum hem halkta hem denetleyen kurumlarda inanılmaz bir boşvermişlik var” dedi.