İstanbul Barosu Olağanüstü Kurultayda: "Baskıya Boyun Eğmeyiz"

İstanbul Barosu, Prof. İbrahim Kaboğlu da dahil olmak üzere 11 yönetim kurulu üyesinin görevlerine son verilmesi ve seçim yapılması talebiyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın ardından Olağanüstü Genel Kurul toplantısı gerçekleşti. Haliç Kongre Merkezinde yapılan toplantıya, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Türkiye’nin her bir köşesinden baro başkanı ile avukatlar, siyasi parti temsilcileri ve dünyanın çeşitli ülkelerinden çok sayıda hukuk temsilcisi de katıldı.

"HAK, HUKUK, ADALET" SLOGANLARI ATILDI

İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından divan seçimiyle başlayan toplantıda divan başkanı Hasan Fehmi Demir oldu. Salonda "Hak, hukuk, adalet", "Savunma susmadı, susturulamaz" sloganları atıldı.

"11 ÜYELİ YÖNETİM KURULU ÖZGÜRLÜĞÜNDEN ALIKONULDU"

Kongrede konuşan İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, "Türkiye’de 2 aydır yargı mensuplarının aracılığıyla savunma nasıl çökertilir diye prova yapılıyor. 11 üyeli yönetim kurulu eksiktir, delil üretilerek özgürlüğünden alıkonulmuştur" ifadelerini kullandı.

"CÜBBEMİZİ İLİKLEMEMİZ İSTENİYOR"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise yaptığı konuşmada, "Hukuksuz suç duyurularıyla, cunta döneminde dahi işletilmemiş görevden alma hükümleriyle cübbemizi iliklememiz isteniyor ya da bekleniyor ise şunu tekrar ifade edelim. İktidarların sağladığı güce tapmayız, zulme ve baskıya boyun eğmeyiz, biat etmeyiz. Eğilmeyiz, bükülmeyiz çünkü gücümüzü erkten değil; haktan, halktan ve hukuktan alırız. Hak bildiğimizi söylemekten asla vazgeçmeyiz. Çünkü biliyoruz ki, biz susarsak, savunma susarsa adalet susar" dedi.

"GÜCÜMÜZÜ HUKUKTAN ALIYORUZ"

Sağkan, konuşmasını şu sözlerle sürdü: 

"Şimdi hukuksuz, mesnetsiz suç duyurularıyla, cunta döneminde dahi işletilmemiş görevden alma hükümleriyle cübbemizi iliklememiz isteniyor ya da bekleniyor ise şunu tekrar ifade edelim. İktidarların sağladığı güce tapmayız, zulme ve baskıya boyun eğmeyiz, biat etmeyiz. Eğilmeyiz, bükülmeyiz çünkü gücümüzü erkten değil; haktan, halktan ve hukuktan alırız. Hak bildiğimizi söylemekten asla vazgeçmeyiz. Çünkü biliyoruz ki, biz susarsak, savunma susarsa adalet susar. Adaletin sustuğu bir yerde de ne demokrasi ne düzen ne de kalkınma olur. Tam da bu yüzden, ülkemizin bugünü ve geleceği için bizim susma hakkımız yok. O nedenle tarihi sorumluluğumuzu yerine getiriyor, İstanbul Barosu’nu ve Genel Kurulu’nun iradesini savunuyoruz. Her zaman yaptığımız ve yapmaya devam edeceğimiz gibi."

NE OLMUŞTU?

İstanbul Barosu'nun gazeteci Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in 21 Aralık 2025'te Suriye'de öldürülmesinin ardından yaptığı açıklama sonrası İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile Yönetim Kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar’ın görevlerine son verilmesi ve seçim yapılması talebiyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazdığı iddianame ile Baro Başkanı ve yönetim kurulunun görevden alınması ve yerlerine yeni yönetim seçilmesi talebiyle dava açmıştı. İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi de duruşma için 4 Mart gününü belirlemişti. Mahkemenin duruşma günü verdiği 15 Ocak’ta Barolar Birliği’nin de katılımıyla İstanbul Barosu’nda yapılan toplantıda olağanüstü genel kurul kararı alınmıştı.