Balık Ayhan: Müzisyenlerin Güvenceye İhtiyacı Var!

Evlendikten bir yıl sonra eşim kızıma hamileyken Hindistan'da 8 ay kalma şerefine eriştim. Orada bazı araştırmalar yaptık, kompozisyonlar öğrendik. Zakir Hüseyin ile tanışma şerefine nail oldum. Allah rahmet eylesin, 2024 yılının aralık ayında kendisini kaybettik. Dünyanın en büyük ritimcisiydi. Hindistan gibi çok nüfuslu bir yerden çıkarak dünyaya mal olmak çok önemli bir şey. Benim 14 tane albümüm var. Bunlardan 4 tanesi okumalı bir albüm ama daha çok enstrumantal albümlerim mevcut. Avrupa'ya ve dünyaya mal olmuş başarılı albümler. Türkiye'de bugün hayranlıkla dinlediğiniz bazı isimler, benim grubumdan. Aytaç Doğan olsun, Hüsnü Şenlendirici olsun, Murat Sakaryalı olsun. Hepsi bizim kardeşlerimiz ve ilk albümlerini hep bende çalmışlardır. Bunun dışında 3 tane reklam müziğim var. Bir tanesi marka vermek doğru mudur bilmiyorum ama ödül almış bir müzik. 3 tane de film müziğim var. Turkcell, 118 18 ve ING Bank için yapılmış olan reklam filmlerim var. Yakın zamanda bir sürpriz daha var, Türkiye'nin değerli bir içecek markası için. Darbuka'nın önüne onun logosunu yapıştırdığımızda her şey daha da güzel olacak. Zaman zaman ülkemizdeki çeşitli sanatçıların albümlerinde de bulundum, Sezen abla ve Müslüm abi başta olmak üzere. Yani çeşitli albümlere de eşlik etme fırsatı yakaladım.

'ZAKİR HÜSEYİN'İN TARZINI DARBUKAYA YANSITTIK'

Zakir Hüseyin Hindistan'ın kahramanlarından birisi, biz onların tarzını darbukaya yansıtmak istedik. Bize müziğin tekniğini söyledi. Hatta İş Bankası'nın İş Sanatı'nda ağırladık kendisini. O zamanlar daha kiloluydum, bana 'ritim çalmaya elverişli değilsin, çok kilolusun zayıfla' dedi. Sonra bazı teknikler söyledi, bizde o şekilde ilerledik."

'SİYASETTEN NEFRET ETTİM'

Yaklaşık 5-6 sene siyasetin içinde bocaladık. Girmez olaydık. Menejarler ve çevre bazen insanı zorluyor bu işlerde. Gazetenizin imtiyaz sahibi Erhan Vergili çok yardımcı oldu bana, siyaseti de öğretti biraz da olsa. Kendisi çok sevdiğim saydığım birisidir. Fakat ben artık siyasetten nefret ettim. Sonrasında biraz zor toparladım kendimi. Sahne Emekçileri Derneği kurdum. Pandemide müzisyenlerin neler yaşadığını biliyorsunuz. Pandemide mahalledeki muhtar bile onlara kefil olamadı. Ben de buna dayanarak bir dernek kurdum. Ne kadar sahiplendiler, tabiki de az.Bunun dışında Kasımpaşa’da birebir dersler verdiğim bir yerim var darbuka dersleri veriyorum aynı dernekte çok iyi gidiyordu insanlar başladı 3-4 senedir bu devam ediyordu ve ben çok yoruluyordum kalp krizi geçirdim o zamanlar. Şimdi Kadıköy’de bir yer yapıyorum toplu dersler için çok güzel muhteşem bir yer yapıyoruZ Kadıköy'de çok sevgili arkadaşım Kenan’la birlikte yapıyoruz. Bunun dışında da bir parça hazırlığındayım “Darbukatör Lucifer” adında o da bir ay bir buçuk ay sonra yayında olucak.

'SANATÇI BİR TEK AŞKIN KARŞISINDA SUSMALI, HAKSIZLIĞIN DEĞİL'

Sanatçı bir tek aşkın karşısında susumalı, haksızlığın değil. Türkiye’de ezilen bir kesim var ‘romanlar’. Onlarında beli başlı sorunları var geçmiş dönemlerde bir ‘Roman Açılımı’ yapıldı dönemin başbakanı sn. Recep Tayyip Erdoğan ile beraber o konuda çok destek oldu sağolsun. Ama baktık ki bizim toplumumuzun biraz daha gelişmesi lazım daha sonra bazı arkadaşlarımız milletvekili oldu daha sonra ben çekildim iyi ki de çekildim. Dolayısıyla evet sanatçılar bazen siyasete girmeli ama o da haksızlığın karşısında susmamak için.

'TARAFLI OLANLAR İŞE GİDİYOR, TARAFSIZLAR EVLERİNDE OTURUYOR'

Maalesef “Sanatçı taraf mı olmalı, tarafsız mı olmalı sorusu?” Gelince bakıyoruz taraflı olanlar işlere gidebiliyor ancak tarafsız olanlar evlerinde oturuyor kendini geçindiremiyor bu yüzden  maalesef en iyilerde evlerinde oturuyor.
 
'MÜZİSYENLERİN GÜVENCEYE İHTİYACI VAR'

Pandemi dönemi çok zor geçti herkes için tabii ki. Biz de o dönem arkadaşlarımıza elimizden geldiği kadar sosyal yardımlar yapmaya çalıştık. Değerli büyüklerimizden de yardım aldık ‘Değerli büyüklerimiz’ derken siyasiler gelmesin akıllarınıza iş insanlarından belir bir yardım aldık ama üzerime hiç para almadan marketlerle iletişime geçerek yardım kolisi dağıttık. Fakat en üzüldüğüm nokta o dönemde müzisyen arkadaşlarımızın bir sigortası olamaması, ek 6’dan yararlanamaması, bilgisiz olması ama ‘vergini de vericeksin’ tavrı olması. Ama yakalamışken buradan çatayım artık. Bakıyorsunuz ben vergi mükellefiyim yeri geldi vergimi ödemek için arabamı saatım ama müzisyen arkadaşlarım da belirli bir güvenceye sahip olması lazım bu nasıl olur SSK’lı olması lazım, sigortalı olması. Pandemide gördük insanların bir makarnaya muhtaç hale geldiler.  Ben de bu durumu duyurmak için televizyonlardan da bağırdım,  sosyal medyadan da bağırdım sağolsun en başta Can Ataklı abiye teşekkür ederim o bize destek oldu sesimizi duyururken. Daha sonra duyurduk sessimizi devlet hazinesinden müzisyenler için 60 milyon bir ödenek çıktı ben de faydalandım o ödenekten ama bunu kendim için değil o dönem çocuğuna bir çikolata alamadığı için intihar eden müzisyen arkadaşlarım için yaptım. 

'VUR PATLASIN ÇAL OYNASIN'

Darbuka öğrenmek istiyorsanız önce aleti seveceksiniz. Mevlana hazretlerinin çok güzel bir sözü var “Eğer evrenin ritmini duysaydınız, hayatınızdan vazgeçerdiniz”. Tabii öğrenirken insanlara önce tekniğini öğretiyoruz. Şimdi toplu dersler vermeye başlıyoruz herkesi Kadıköy Rasimpaşa’ya ‘By Darbuka Balık Ayhan’ atölyesine bekliyoruz aynı zamanda İnstagram Balık Ayhan_By Darbuka hesabını takip etmelerini istiyoruz. Kadıköy’deki atölyemizin başlama tarihini İnstagram sayfasından takip edebilirler, kayıtlarımız başladı 1 Şubat’ta da açılışımız var. İnsanların artık moralle ihtiyacı var atölyemizde vur patlasın çal oynasın avasında olucak.