Erdoğan-Akşener buluşmasına sert tepki verdi
Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Haftalardır bu kürsüden, Erdoğan'ın tezgahladığı "Gündem kaçırma oyununu" anlatıyoruz. Bu tezgahın pazarda kaldığı her günse, gerçeklerin konuşulmadığı, asıl sorunların çözülmediği her bir dakika, milletimiz, daha yoksul bir hayata, daha adaletsiz bir sisteme, daha onur zedeleyici olaylara şahit oluyor. Ve bu tezgahın en popüler ürünü de malumunuz normalleşme. Hatta öyle ki 'Normalleşme alana, Yeni Anayasa bedava' diye, vapurda tarak satan işportacılar gibi bağırıp duruyorlar. Gerçeklerin farkındayız. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Nam-ı diğer, 'Tek adamın borazan müdürlüğü' eliyle, davulla zurnayla ilan edilen şeylerin neye hizmet ettiğini de bilmekteyiz.
Herkes emin olsun ki bu rozeti onuruyla taşıyanlar, milletin vekili olduğunu bir saniye bile unutmayanlardır. Ve bu rozeti şerefiyle taşıyanların, imza attığı hiçbir kalemden, şer ve musibet peydah olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Bizim siyasete bakışımız şudur. Nasıl ki hukukta normlar hiyerarşisi varsa, siyasette de çıkarlar ve vicdanlar hiyerarşisi vardır. Bu hiyerarşinin en tepesinde ise, milletin ortak çıkarı ve ortak vicdanı yer alır. Bunun dışındaki bütün meseleler de, onun altında yer alırlar. Devletin varlığı, millettin varlığı ve istiklaliyle bir bütündür. Müştereken deruhte ettiğimiz devlet görevinin anlamı da, bu şarta, yani milletle olan ahde tabidir.
ERDOĞAN AKŞENER GÖRÜŞMESİNE İLİŞKİN AÇIKLAMABu ahitle de, iki vebali omuzlayacağınıza dair büyük bir söz vermiş olursunuz. Bir yükünüz, milletin oyunun vebalidir. Bir yükünüz ise, milletin güveninin vebalidir. Ve o taşınan yükler bırakılırsa, o yol artık siyaset yolu değildir. İsmi veya şekli ne olursa olsun, şahsi ikbal ve istikbal yoludur. Ve tarih maalesef ki, şahsi emellerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle birleştirenlerle, bunu da bir şekilde izah etmeye çalışanlarla doludur. İYİ Partide, bin odasında bin fitne mumu yanan ve sarayın karanlık dehlizlerinden çıkan sözde bir siyasete yer yoktur. Bizim siyasetimizde, tutulacak tek el, milletimizin nasırlı elleridir."
BAKAN ŞİMŞEK'E ÇAĞRIMehmet Şimşek, İngiliz finans sermayesinin çıkarlarını kendi vatandaşlarının çıkarlarına tercih ediyorsun. Soho caddelerinde dolaştığın kadar, bir kez olsun halkın arasında yer al. Emeklinin, asgari ücretlinin, diplomalı işsizin ve ev hanımının yaşadığı sıkıntıları dinle. Sonra kendi vicdanına sor: Asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam yapmamanın haklı bir gerekçesi var mı?
"MERKEZ BANKASI 818 MİLYAR TL ZARAR ETTİ"
Merkez Bankası, 818 milyar TL zarar açıkladı. Bu devasa kaybın gittiği yerleri sorgulamak bizim hakkımız. Acaba bu paralar sanayi yatırımlarına mı, gençlerimizin geleceğine yönelik teşviklere mi, yoksa çiftçilerimizin beklediği tarımsal desteklere mi harcandı? Hayır, ne yazık ki bu fonlar hiçbiri için kullanılmadı. Bu astronomik miktar, tamamıyla Kur Korumalı Mevduat sistemi tarafından emildi. Şimdi soruyorum: Bu nasıl bir yönetim anlayışı? Milletin parası bu şekilde mi korunur? Biz İYİ Parti olarak bu soruların takipçisi olacağız.
Ateş ailesinin bu bayramı, adaletin gölgesi olmadan geçirdiği son bayram olmasını içtenlikle umuyorum. Erdoğan, Ayşe Ateş ile yaptığın görüşmede, dünya lideri olduğun makamın ve her yargı sürecine müdahale edebilme yetkinin gölgesinde, 'Evet, ben bu ülkenin tek adamıyım, cumhurbaşkanıyım ama katillere dokunamıyorum' demen gerekiyordu. O kızların hallerini sorarken, babalarının ölüm sebebini bile açıklayamayan, adı iddianame fakat içeriği ibraname olan bir kağıt yığını olduğunu düşünmeli ve bu vebalin altından nasıl kalkacağını idrak etmelisin.