Anadolu Rock Müziği Sanatçısı Ercan Kızılkaya: Üstlerine Düşeni Yapmadılar!
‘YENİ SANATÇILARI PİYASAYA ÇIKARTIP MÜZİK SEKTÖRÜNE KAZANDIRIYORUZ’
'89 yılından beri besteler yapıyorum. Bir çok ünlü sanatçıyla birlikte üretmiş olduğum eserlerim ve 153’e yakın profesyonel yayınlanmış eserlerim var. Ozan Orhon ile birlikte yapmış olduğum Gözlerim Mavi adlı eserim var. Tarkan, Mustafa Sandal, Ahmet Kaya ve Müslüm Gürses gibi bir çok sanatçı ile beraber çalıştık. Hem yerli hem de yabancı sanatçılarla çalıştım. Hala devam etmekte olan global recording isimli bir dijital platformumuz var. Oradan yeni sanatçıları piyasaya çıkartıp müzik sektörüne kazandırıyoruz.'
‘SANATÇI DEDİĞİNİZ BİR AYNADIR’
'Müzik yolunda ilerlemeye ailemden gördüklerim ile karar verdim. Onlardan etkilendim ve beraber bir çok çalışmalara gittik. Belli bir zaman sonra da profesyonelliğe adım atmış olduğumu gördüm. İlk yapmış olduğum şiire gazete tarafından ödül verilmesiyle daha da pekişti. Mesleğimin ve aşkımın müzik olduğuna karar verdim. Bir çok ünlü firma ve değerli sanatçılar ile bir araya gelerek mesleğime devam ediyorum. Aynı zamanda bir çok siyasi partilerin de seçim şarkılarını hazırlamış olduk. Sanatçı dediğiniz bir aynadır. Vaatleri nelerse bize açıklıyorlar ve biz bunları toplumun algılayabileceği şekile sokup seçmenler ile buluşturduk. Kimisi eleştirildi kimisi sevildi ama bu bizim mesleğimiz. Sanatçının rengi yoktur.'
‘SİYASİ PARTİLERE ESERLER HAZIRLADIM’
Dünya ve ülkemizde ekonomi ne kadar güçlü olursa, sanatı, sanatçısı, eğitmeni ve sağlığı her şeyi yerinde olmuş olur. O yüzden bizimde siyasetçilere yapmış olduğumuz bu tür çalışmalar bi yandan iyi oluyor yani sanatın siyasetçilerden kopuk olmadığını ve toplumun değerlerini bir şekilde oluşturup siyasetçilerin o bilgi birikimleriyle beraber tüm topluma duyurmaya çalışıyoruz. ‘Durmak yok yola devam’ eserini yapmıştım. Ekrem İmamoğlu’na da bir eser hazırlamıştım. Her birinin bir karşılığı var bizden etkilenmiş olmalarının sebebi de söz yazarı olmamız ve sözleri yazarken melodi ile birleştirmemiz. Toplumun hangi değerleri ile uyuşuyorsa onları analiz edip, sunmuş olmamız sürekli bizlerin seçilmesi ve yaptırılmasıyla onların kafasında bir yer aldığımızı düşünüyoruz.'
‘SANATÇI SİYASİ GÖRÜŞÜNÜ SANATINA ASLA YANSITMAMALIDIR’
'Ben sanatçı olmamdan dolayı partileri ayırmıyorum bunların istediklerine cevap vermek istiyorum çünkü toplumun ne istediğini sanatçı olmamız sebebiyle aynı zamanda sosyolog gibi de kendimi hissediyorum. Sanatçı siyasi görüşünü sanatına asla yansıtmamalıdır. Toplumu tanımayan sanatçı değildir. Fikirler değişebilir ama toplumun yararına olacak her şey aynıdır. Önemli olan bir millet olmak.'
HUBER KÖŞKÜ ORGANİZASYONU: TÜRKİYE BİR OLDU’
'Ülkemiz genç bir cumhuriyet bu dönem 101. yılına girdi. Ülkemiz içerisinde ve dışarısında ülkemiz adına çok kötü şeyler planlandı. Bunları her yıl her defasında biz bertaraf etmeyi başarmış bir milletiz. Biz burada en ufak bir ayaklanmalarda bir olabiliyorsak, bunları bertaraf etme yetisine de sahibiz. 15 Temmuz darbe girişimine kadar devam etti ve duyarsız kalamadık çünkü her ne olursa olsun sadece AK Parti’ye yapılmış bir şey olmadığını biz de anladık. Bir dönem birbiriyle hareket eden insanların bir sonraki dönem birbirlerine nasıl yanlış idrak edebildik. Konu millet olunca biz sanatçılar aslında sadece sanatçılar değil eğitimciler, sağlıkçılar, herkes yaşayan her fert buna karşı durmak zorundaydı. Sevgili Balık Ayhan ile birlikte Huber Köşkü önünde toplumu bir araya getirebilecek hepimizin bir olduğunu ve bu darbenin geçiştirilmesi gerektiğini böyle bir oluşuma katıldık ve bütün Türkiye bir oldu. Biz sanatçı duyarlılığı ile bunu yaptık.'
‘TELİFLERİMİZ İSTENİLEN NOKTADA DEĞİL’
'2000 yılında MESAM’a üye oldum. Bununla ilgili kazançlarımızın olduğunu ve eserlerimizin üretildiği takdirde tüm dünyada duyurabileceğini ve bununla ilgili de telif alabileceğimizi söylemişlerdi ve hemen gidip üye olmuştum. Zamanla üretmiş olduğumuz eserlerin sadece bandrol ile telif toplanacağını düşünen insanlarla daha farklı şeyler üretebilmemiz gerektiğini özellikle son dönemde yapılan dijital çalışmalarla ilgili bir araya gelip bir çok şeyleri birlikte oluşturabileceğimizi ve daha fazla para kazanabileceğimizi düşünerek MESAM birliğine üye olduk ancak bandrol ile fiziki satışlar ortadan kalkınca herkesin dijital mecraya yönlenip telefonlarından bile şarkılarımızı dinleyebileceği bir hale geldikten sonra meslek örgütlerinin artık yüzde 80'i iş yapamaz hale gelmiş olduklarını gördük. Kendilerini uyarmış olmamıza rağmen yıllar sonra Müzik Yorumcuları Birliği kuruldu. Onlar şuan güzel oluşumlar içerisindeler. MESAM ve MSG’ye defalarca bildirmemize rağmen, gelişen teknolojiye ayak uydurmaları gerektiğini ve söz yazarı bestecileri uluslararası çapta çok iyi bir şekilde savunabilmeleri konusunda uyardığımız halde, teliflerimiz istenilen noktada değil. Kültür Bakanlığı’na da yazmamıza rağmen bunun üzerinde bir oluşum sağlanmadı ve bu konuya değinmediler. Üstlerine düşeni yapmadılar.
‘AMERİKA’DAKİ SOKAK MÜZİSYENLERİ BİLE BİZDEN ÇOK DAHA FAZLA PARA KAZANIYOR’
'Bugün Amerika’daki sokak müzisyeni bile bizden çok daha fazla para kazanıyor. Bizler ise yaptığımız işler tüm dijital pazarlarda olmasına rağmen biz bunlara hala müdahale etmiş durumda değiliz. Genel kurullarımıza söylemiş olmamıza rağmen çeşitli entrikalarla, adam kayırarak ve adam tutarak insanların haklı kazanlarını kendi ceplerine indiriyorlar. Meslek birliklerimiz çok kötü durumda.'
‘KORSANA HAYIR’
'Ben müzikte olduğu gibi televizyon ve sinema sektöründe de varım. Daha önce TGRT’de yapmış olduğum türkü filmlerinin benzerleri yıllar sonra kötü gidişattan dolayı bir çok kanalın kopyalayıp yapmalarını sağladı. Buna da bir dur diyelim artık. Çünkü üretebilmek ve bir şeyleri ortaya koyabilmek çok önemli. Herkes kendi sektöründe kendi işini layıkıyla yapsın. Kimse kimseden kopyalamasın kimse kimsenin eserini çalmasın. Korsana hayır.'