43 İşçinin Öldüğü Maden Faciası Davasında 3. Rapor: Kasıt Yok

Bartın'ın Amasra ilçesinde 43 işçinin hayatını kaybettiği maden faciası ile ilgili 4'ü tutuklu, 23 kişinin yargılandığı davada bilirkişi heyeti, 3. raporunu Bartın Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundu. Raporda, "Kazada herhangi bir şekilde bir kasıt unsuruna rastlanılmamıştır. Ancak iş yerinde iş güvenliğini tehlikeye düşürebilecek yaygın bir 'kusur, hata, yanlış ve/veya eksik uygulama' zincirinin mevcudiyeti söz konusudur" denildi.

43 KİŞİ HAYATINI HAYBETMİŞTİ

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü'nde 14 Ekim 2022'de 43 işçinin öldüğü, 9 işçinin de yaralandığı patlama sonrası yürütülen soruşturmada, Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu, Başmühendis Mehmet Tural, Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman, maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş tutuklandı, 15 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı 195 sayfalık iddianame, Bartın Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşması 25 Nisan'da görülen davada, Müdür Yardımcısı Salih Atmaca tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Davanın 8 Mayıs 2024'te görülen 7'nci duruşmasında mahkeme heyeti, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan tutuklu bulunan Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman, maden mühendisleri Levent Aydın ile İbrahim Hakan Mengeş'in ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı ile serbest bırakılmasına karar verdi. 1 Kasım'a ertelenen davada yeni rapor da "hata var, kast yok" dedi.

RAPORDAN DETAYLAR: KAST UNSURUNA RASTLANMADI

Raporda, kazada kasıt unsuruna rastlanmadığı belirtilerek, "Bu bağlamda 3 adet çalışmada da kazanın meydana gelişiyle ilgili olarak belirtilen hususlar, genel anlamda heyetimizin görüşleriyle benzeşmektedir. Nitekim 31.10.2022 tarihli 'bilirkişi raporumuz' sayfa 25' de tarafımızca kazanın meydana gelişinde rolü olan 6 önemli ve temel hususa işaret edilmiş olup, bu hususların yukarıda incelenen raporlarda da kaza nedeni olarak ele alındığı görülmektedir. 'Bilirkişi Heyetimiz' in ve son değinilen 3 adet raporun içeriğine göre, iş yerinde meydana gelen kazada herhangi bir şekilde bir kasıt unsuruna rastlanılmamıştır. Ancak iş yerinde iş güvenliğini tehlikeye düşürebilecek yaygın bir 'kusur, hata, yanlış ve/veya eksik uygulama' zincirinin mevcudiyeti söz konusudur.

'Bilirkişi heyetimiz' bu yaygın 'kusur, hata, yanlış ve/veya eksik uygulama' durumunu göz önüne alarak, meydana gelen iş kazasında, iş yerinde uzun vadede oluşmuş 'iş yeri alışkanlıkları ve iş yeri kültürünün de rolü olduğu kanaatiyle yazdığı raporlarında, TTK'nın hiyerarşik yapılanmasındaki 'teknik ve idari makamların kontrol ve idaresinde kalan kazayla ilgili alanlar gözetilerek, 'kusur, hata, yanlış ve/veya eksik uygulama' bağlamında 'ilişkili durumlara' işaret etmek suretiyle ilgili 'teknik ve idari makamlar' sorumlu tutulmuştur. Nitekim 'bilirkişi heyetimizin ilk 2 raporunda da kusurlu durumlar bakımından kişi adı verilmesi yerine, iş yeri hiyerarşisindeki makamların adlarının verilmesi, bu 'iş yeri alışkanlıkları ve iş yeri kültürü' ile ilgili durumun gözetilmesi ve hakkaniyet bakımından herhangi bir yanlışlığa düşülmemesi için olup, 'bilirkişi heyetimiz' kendini, yetkinlik alanı olan teknik konularla sınırlayarak 'kusur, hata, yanlış ve/veya eksik uygulama' ile ilgili kişiselleştirmeyi ise hukuki sürece bırakmıştır" denildi.