FT'den Türkiye'nin Ekonomi Analizi: "Türkiye Yükselen Piyasa Yatırımcıları İçin Geri Döndü"

Financial Times'da Türkiye ekonomisine ilişkin yeni bir analiz yayımlandı. Ashmore Group'un küresel araştırma başkanı Gustavo Medeiros'un yazmış olduğu analizde "Türkiye, yükselen piyasa yatırımcıları için geri döndü. Ankara'dan ekonomik yönetim konusunda belirgin bir sinyal değişimi oldu" ifadelerini kullandı. Analizde son yıllarda yüksek enflasyon ve değeri düşüşte olan liraya yol açan düşük faiz ve devlet destekli kredi genişlemesini merkeze alan heterodoks politikalardan geri dönüldüğü belirtildi. Bu politikalar nedeniyle Türk yerel varlıklarının, yükselen piyasa yatırımcıları için yapısal olarak düşük ağırlıklı bir pozisyon haline geldiği ifade edildi.

"YATIRIM YAPILABİLİR ÜLKELER ARASINA YERLEŞTİRDİ"

CNBC-e'in haberine göre, yeni politika anlaşıyı ve reformların "Türkiye'yi yeniden yerel para birimi varlıklarıyla yatırım yapılabilir ülkeler arasına yerleştirdi" yorumunda bulunuldu. Bunu sağlayan şartların 2023 seçimlerinin ardından AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın radikal politika duruşunun değişmesinin yanısıra Merkez Bankası'nı yönetmek için teknokratların ve Mehmet Şimşek'in maliye bakanı olarak getirilmesi, para ve maliye politikasında ihtiyaç duyulan ortodoksluğun sağlanarak oluştuğu belirtildi.

"KAMU GÖREVLİSİ MAAŞLARININ DONDURULMASI GİBİ ZORLU ÖNLEMLER OLABİLİR"

TL'deki değer kaybının ve yüksek faiz oranlarının, 2023'ün ilk çeyreğinde GSYİH'nin yüzde 5,5'inden bu yıl aynı dönemde yüzde 2,8'e düşen cari açığı şimdiden azalttığı ifade edilirken turizm gelirlerinin de yaz sezonu boyunca ek bir destek sağlayacağına dikkat çekildi. Getirilen ek kamu vergilerinin geçen yıl enflasyonu yükselttiği ve yeni önlemlerin doğrudan vergilere odaklandığı aktarıldı. Bu vergilerin genellikle dezenflasyonist olduğunu ifade eden Medeiros, "Açığın azaltılması, önümüzdeki yıllarda kamu görevlisi maaşlarının dondurulması gibi bazı zorlu önlemleri de içerecektir" dedi.

ERDOĞAN'IN İLK 10 YILI YORUMLANDI

AK Parti'nin ilk dönemlerine atıfta bulunularak "Erdoğan'ın iktidardaki ilk on yılı, akılcı para ve maliye politikası, yabancı yatırımlarda büyük bir artışı destekledi. Bu dönemde, ekonomi reel olarak %64 oranında büyüdü ve kişi başına düşen GSYİH %43 arttı. Bu tarih, ileriye dönük yol hakkında ipuçları sunabilir. 2002-12 büyüme patlaması, 1999 IMF liderliğindeki reformların ardından Türk ekonomisinde yapılan yapısal değişikliklerden sonra gerçekleşti. Reformlar başlangıçta başarılı oldu ve iyi bir ticaret fırsatı sundu. Ancak dotcom balonu sırasında yükselen piyasalardan sermaye çıkışları, yerel siyasi istikrarsızlık ile birleşince, reformların tam olarak uygulanacağına olan güveni azalttı. Gerçek dönüm noktası, Türkiye'nin IMF programının genişlemesi yatırımcı güvenini artırdıktan sonra, 2001 sonunda gerçekleşti. Bu, dotcom balonunun söndüğü döneme denk geldi ve sermayeyi ABD'den uzaklaştırarak Türkiye de dahil olmak üzere yükselen piyasalara yönlendirdi." ifadelerine yer verdi.

Yazar Medeiros, Türkiye'nin makroekonomik sorunlarının 1999 dönemine göre daha az sorun çıkarttoğını belirtti. Bütçe açığının o dönem bütçe açığının GSYİH'nın %12'sine ulaştığı ve para birimi değer kaybının, büyük miktarda kısa vadeli dolar borcuyla birlikte ilerlediği vurgulandı. Bugün ise bütçe açığının daha yönetilebilir olduğu ve kamu borcunun çoğunun da lira cinsinden olduğuna dikkat çekti.