Dervişoğlu'ndan Öcalan'ın Çağrısına Sert Tepki: Terör Devletleşecektir
DEM Parti İmralı Heyeti'nin teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın silah bırakma açıklamasını duyurmasının ardından İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, basın açıklaması yaptı.
“TARİHE NOT DÜŞMEK İSTERİM Kİ BU SÜREÇ KİRLİ BİR PAZARLIĞIN BİR O KADAR KİRLİ ÜRÜNÜDÜR”Süreci, "kirli bir pazarlığın ürünü" olarak nitelendiren Dervişoğlu, "Milli gurur ve şuur sahibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak endişeyle, şüpheyle ama en çok öfkeyle 50 bin insanımızın katili, müebbet hükümlüsü cani başının mektubunu bekleyecek kadar şirazeden çıkmış bir iktidarın, organize bir delirmişliğinin tasallutu altındayız. Tarihe not düşmek isterim ki; bu süreç kirli bir pazarlığın, bir o kadar kirli ürünüdür. Türkiye, tek adamın makam ve ünvan hırsıyla, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir istibdat çukuruna yuvarlanmak üzeredir" dedi.
"Türk devleti uzun süredir bir iddianın arkasındadır. Buna göre; Suriye’nin kuzeyinde yapılanan PYD/YPG terör örgütü, aslında PKK’nın ta kendisidir" diyen Dervişoğlu, "Nitekim bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’ne seslenerek; 'PYD/YPG, PKK’nın kendisidir. PKK'ya terör örgütü deyip YPG’ye destek oluyorsunuz. İkisi de aynı örgüttür' demiştir. Bu gerçekten hareketle bugün sergilenen kirli oyunda, hükümlü teröriste yaptırılan çağrı, yalnızca PKK’ya yazıhanesini Irak’ın kuzeyinden, Suriye’nin kuzeyine taşıması çağrısıdır" ifadelerini kullandı
Müsavat Dervişoğlu'nun şunları söyledi:
“MİLLETE İZAH ETMEK ZORUNDALAR”Daha önce, Cumhuriyet Bayramı’nda, Suriye’nin kuzeyine geçirdikleri teröristlerle mücadele etmek zorunda kalan bu iktidar, bugün anlaşılan o ki, bugün aynı ihanetin yeni versiyonunu yürürlüğe koymuştur. Bu oyunun mimarları, kiminle hangi pazarlıkları yaptıklarını 'asla izin vermeyiz' dedikleri Suriye’nin kuzeyindeki devletleşmeye dair ne düşündüklerini, izah etmek zorundadırlar. Bu büyük Türk milletine karşı namus borçlarıdır.
“PKK’YI LAĞVETME KILIFIYLA, CUMHUR İTTİFAKI DEVLETİNE KATIYORLAR”Bugüne kadar, bu sürecin sonuçlarının ne olacağıyla yüzleşmemiş olan bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum ve umuyorum ki; bugün televizyonlarda yayınlanan, teröristbaşı ve avanelerinin fotoğrafını gördüklerinde, mektubu duyduklarında, binlerce şehidimizi düşünmüşler, uzuvlarından mahrum bırakılmış binlerce gazimizi gözlerinin önüne getirmişlerdir. Ve onların annelerinin, babalarının, çocuklarının, eşlerinin yıllardır yaşadıkları tarifsiz acılara, bir de böylesine bir ihanetin eklenmesiyle, şu an yaşadıkları derin acıyı bir kere daha tazeleyip anlamışlardır. Bebek katilinden, barış güvercini yaratmaya cüret eden bu iktidar, PKK’yı lağvetme kılıfıyla, aslında Cumhur İttifakı devletine katmaktadır.
“ÖMÜR BOYU BAŞKANLIK PAZARLIĞI: TERÖR DEVLETLEŞECEKTİR”Ezcümle, hangi isim ve gerekçeyle yapılırsa yapılsın, bu süreç millet tanımıyla oynayarak, ömür boyu başkanlık pazarlığıdır ve başka bir amaca da matuf değildir. Emin olun iktidardakilerin de bunu elde etmek için söylemeyecekleri yalan, veremeyecekleri iç ve dış taviz bulunmamaktadır. 'Terörsüz türkiye' diye çıkılan yolun sonunda, terör devletleşecektir. PKK ismi lağvedilip, PYD/YPG terör örgütü devleti kurulacaktır.
“GAZETECİLER, GENEL BAŞKANLAR, TEĞMENLERİMİZ BU YOLUN İLK KURBANLARI”Şunu özellikle milletimizin takdirine sunmak isterim, binlerce evladımızın hayatına mal olmuş, alçakça bir terör sürecinin finaline, 'onurlu çıkış' demek, onursuzluğun ta kendisidir. Teröristler makbul olurken, Türk olmak terörist anlamına gelecektir. Gazeteciler, parti genel başkanları, genç teğmenlerimiz, iş dünyamız hepsi bu girilen yolun ilk kurbanlarıdır. Eğer buna dur diyemezsek, İmralı teröristleri hür, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tutsak olacaktır.
“GÜN MÜCADELE GÜNÜDÜR”Hukuksuzluk ve yoksulluk cehennemi genişleyecek ve bir federasyon cehennemine evrilecektir. Geldiğimiz noktada, tescilli bebek katilinin mektubuna sığınarak, çoktan kendini başka isimlere ve coğrafyalara taşımış bir terör örgütünün sözde kendini feshiyle olmayan bir savaşın barışının geleceğine inanmamızı bekleyenlerin, emin olunuz ki bizi düşürecekleri bu karanlığın dibi yoktur. Gün, bu gölge oyununa seyirci kalanlar ve alkışlayanlarla mücadele günüdür.
“GAZİ MUSTAFA ATATÜRK'ÜN VERDİĞİ VAZİFEYİ HATIRLATIYORUM”Ülkesini seven her bir kardeşime, 20 Ekim 1927’de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği vazifeyi hatırlatıyorum; "Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet, ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde, harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı; işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır." Ya hep birlikte oturup bu gölge oyununa seyirci kalacak ve Cumhuriyetin ebediyen elimizden gitmesine razı olacağız ya da şerefli Türk vatandaşları olarak, Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar koruyacağız.