Atatürk Anıtı'na Saldıran Dayı ile Yeğenin Akıl Sağlığı Yerinde Çıktı
Kayseri'de Kurban Bayramı'nın ilk günü meydana gelen olay 16 Haziran'da saat 11.30 sıralarında Kocasinan ilçesi Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleşti. Yaşar Kılıçkaya ile yeğeni Zeynep Abdullah, balta ile Atatürk Anıtı'na zarar vermeye başladı. O sırada meydanda görev yapan polis ekipleri, şahıslara anında müdahale etti. Dayı ve yeğen oldukları belirlenen 2 şüpheli gözaltına alınırken, anıtta 13 balta darbesi tespit edildi. Yapılan işlemler sonrasında tutuklanan şahıslar hakkında, 'Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret' suçundan 1 yıldan 3'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada sanıklar, ilk kez temmuz ayında Kayseri 14'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.
"KULA TAPMAYIN"
Atatürk Anıtı'na balta ile saldıran Yaşar Kılıçkaya, ilk duruşmadaki savunmasında, iddianamede yer alan 'Bugün putları yıkma bayramı' ve 'Bu demirden adama neden tapıyorsunuz' şeklindeki sözleri kullanmadığını iddia etti. Savunmasında "Atatürk'ün şahsına yönelik hakaret kullanmadım. O da bizim gibi bir insan. Onun işi, Allah'a kalmış. Benim onunla bir derdim yok. 'Kula tapmayın' dedim. Herhangi bir örgütten talimat almadık. İçimden böyle bir şey yapmak geliyordu. Zeynep de 'Dayı, ben de gelmek istiyorum' dedi. 'Yapma; senin çocuğun küçük, kaldıramazsın' dedim. Allah'tan başka ardına düşülen her şeye karşı çıkıyorum. Allah'tan başkasını ilahlaştırmayın. Sadece Allah'a iman edin" şeklinde konuştu.
"KENDİMİ MESİH OLARAK GÖRÜYORUM"
Daha önce herhangi bir psikolojik tedavi almadığını belirten Kılıçkaya, "Allah'ın huzuruna çıkıp, onunla konuştum. Bu nedenle kendimi 'mesih' olarak görüyorum. Bu eylem önceden düşündüğümüz bir şeydi. 'Bu demirden adama neden tapıyorsunuz’ demedim. İnsanların bunları bu kadar çarpıtacağını bilemedim. Amacım, bu eylemle insanlara doğru yolu göstermekti. Allah'tan başkasını ulu olarak görmemelerini sağlamaktı. Anlamayacaklarını bilseydim, bu eylemi yapmazdım. Amacım sadece insanları doğru yola sevk etmekti" dedi.
"DAYIMIN MESİH OLDUĞUNA İNANIYORUM"
Dayısının iddialarına inandığını belirten yeğen Zeynep Abdullah ise "Hiçbir şekilde bir cisme ya da kişiye hakaret etmedik. İbrahim Aleyhisselam'ı örnek alarak, putlara vurduk. Bütün peygamberlere inanıp, iman ettiğim gibi dayımın da 'mesih' olduğuna inanıyorum. Yalnızca Allah'tan başka ulu olmadığını, Allah'ın sıfatlarının başkalarına yüklenemeyeceğini beyan ettik. Allah'a şükür herhangi bir psikolojik tedavi görmedim. Kutsal kitapları okuduğum için dayımın eylemine katılmak istedim. 'Allah'ın sıfatlarını kullarına takmayın' ve 'Allah'tan başka büyük yoktur' şeklinde sözler söyledik" ifadelerini kullandı.
CEZAİ EHLİYETLERİ TAM ÇIKTI
Savunmaların ardından mahkeme hakimi, cezai ehliyetlerinin yerinde olup olmadığının tespiti için sanıkların Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilmesine karar verdi. Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne gönderilen sanıklar hakkında inceleme ve muayene süreci sonrası rapor hazırlandı. Beklenen rapor, mahkemeye ulaştı. Raporda, 'Sanıkların bulunduğu suçlara karşı cezai sorumluluğu tamdır' denildi. Üçüncü duruşma, 10 Eylül'de görülecek.