1999-2004 Yılı Sarıyer Belediye Başkanı Sedat Özsoy: 5 Yıllık Yönetimimde Bir Akrabamı Bile Atamadım!

TÜRK HALKI SİYASİLEŞMİŞTİR

'Biz dedelerimizden babalarımızdan Sarıyerliyiz. Sarıyerden kopmak bizim için mümkün değil. Çocukluğumdan bu yana daima Sarıyer ile birlikte oldum.  Siyasi hayatımı askerlikten döndükten sonra 26 yaşımdan bu yanı sürdürüyorum. Belediye başaklığı yaptıktan sonra da iki kere aday oldum ancak nasip olmadı şimdi kenarı çekildik gençlere yol göstermeye, siyasi arkadaşlarla sohbet etmeye, Sarıyerin dünü, bugünü ve yarını ne olacak bunları konuşuyoruz. 40 senelik siyasi hayatım dolu dolu geçti tabii ki bir anda kopma olmaz zaten Türk halkı da siyasileşmiştir.
Biz Sarıyer'e kim katkı sağlayacaksa onun yanındayız. Siyasi olarak tabii ki de ayrı düşündüğümüz olabilir ancak Sarıyer'e kim fazla bir çivi çakacaksa biz ona tam destek vermeye hazırız.'

MAİRROTT OTEL

'Biz yönetime geldiğimiz otel çıplak bir şekildeydi. Maalesef sahibi çalışanı tarafından öldürülmüştü. Ben o dönem sahibin eşi ile görüştük hata yapılması için çok ısrar ettik o dönem. Enteresandır o dönem bir avukat hanım otelin çok yüksek yapıldığı gerekçesiyle dava açmıştı hata ben o otel için mahkemlere dahi gidip geldim. Daha sonra yasal prosedür ortaya çıkınca avukat hanım da yanlış anladığını anlayınca tabii davasını geri çekti. Bugüne gelince tabii uzun süredir yapımı durdu teknik olarakta kontrolerinin yapılması gerekiyordu sonuçta deprem diye bir gerçek var. Ama herhalde oteli alan kişiler oraya büyük yatırım yapıyorlar böyle bir yatırımda incelemeden böyle birişe girilmez. Ben aday olduğumda seçilseydim kesinlikle o otelin yapılmasından yanaydım çünkü o otelde Sarıyer'den yüzlerce insan çalışacaktı katkı sağlayacaktı. Eğer yapı sağlamsa yıkılması yanlıştır. Kim neden, niye yıkıyor ben cevabını alamadım. Yıkılmasına ben kesinlikle karşıyım eğer teknik olarak bir sıkıntı yoksa yapılmasında fayda var.'

'AMAÇ BÜTÇEYİ EN İDEAL ŞEKİLDE KULLANMAKTIR'

'Gün geçtikçe Sarıyer büyüyor nüfusuda artıyor dolayısyıla bütçeside artıyor. Ama bütçede amaç şudur, bütçeyi en ideal şekilde kullanmaktır. Benim döneminde ilk defa ek bütçe oluşturmuştuk. Biz az bütçeye rağmen büyük işler yaptık. Bütçeyi en ideal şekilde kullanmak zorundasınız, bu para halık parasıdır kendi cebinizdeki para değil o. Ben bir liranın hesabını yaparak dikkat ederdim. Son damlasına kadar halka hizmet için kullanılmalıdır o vergileri halk hizmet edelim diye veriyor bize. Bu bilinci taşuyacaklarına inanıyorum inşallah öyle olur.'

BELEDİYEYE AKRABA ATAMASI

'İşi bilen insanlar dahi olsa uygun bir şey değil. ben beş yıllık yönetiminde bir akrabamı bile atamadım. İe aldığım çok az insan vardır. Bunlar da ihtiyaç sahipleri operatör, şoför, motorcu gibi. İlçeyi tanımak lazım'

Bugün dışardan bir göz olarak baktığınız da, sizce bugün Sarıyer nasıl yönetiliyor?
'Daha 6-7 ay oldu tabii ki bir anda bunların kararını vermek kolay değil. Hizmet vermekte kolay değildir. Mutlaka onlarda en iyi şekilde hizmet etmek istiyorlardır. Mutlaka bir şeyler yapılıyor. Geçmiş dönem başkanlık yaptığım için eleştirmem farklı anlaşılır. Ben biraz daha zaman tanıyorum. Tabii ki CHP 3 dönem seçilmişlerdir bunu onların iyi değerlendirmesi lazım. Bundan sonraki seçim çok farklı olabilir. Eğer bu 5 seneyi doğru düzgün çalışarak geçirmezlerse, maalesef bundan sonraki halk, size verdiğimizi süre dolmuştur diyebilir. Onun için şimdi seçilen sayın başkan ve yönetimi bunun bilincinde olarak hareket edip doğru ve dürüst olarak belediyeyi yönetmelerini tavsiye ediyorum. Yapılan her şey halk içindir. İyi veya kötü. İyi olursa onlar kazanır. Kötü olursa halkta gereğini seçim zamanı yapar.'
Mustafa Oktay Aksu’nun Kartal’dan getirdiği ekip hakkında ne düşünüyorsunuz?
'Kesinlikle karşıyım. Hatta şunu söyleyeyim ben bir dönem daha kazansaydım, Sarıyer’de oturmayanı Belediye’de çalıştırmazdım. Bu hem tasarruftur hemde Sarıyer’e önem vermektir. Dışarıdan gelen arkadaşlarımız kusura bakmasın kendi bölgelerinde bu görevleri yapsınlar. Çünkü Sarıyer’i tanıyana kadar çok zaman geçer. yine de ben onlara girmiyorum kendilerinin iç meselesidir. Kendileri bunun kararını daha iyi bilirler.”
Sizce Sarıyer’in en büyük problemi nedir?'
'Bizim yıllardır en büyük problemimiz İmardır. Bu konuda benim çok büyük mücadelem oldu. Sarıyer’e yaptığım en büyük hizmetlerden birisi de Gerigörünüm Bölgesi’nin imar planlarını bitirmek oldu. 4 buçuk sene de bitirdim ama maalesef ben o planlardan faydalanamadım. Sarıyer’de kentsel dönüşüme büyük ihtiyaç var. Deprem tehlikesini göz önüne alırsak, bir gün bir dakika bile vakit geçirmeden bu planların tekrar gözden geçirilip, çürük binaların tespit edilip, bitirilmesi lazım. 99 dan beri sadece laf ürettik. Ben Sarıyer için bütün planları hazırlamıştım. Bugüne kadar belki 100 de ellisini bitirmiş olurdum diye düşünüyorum. Bence bütün gücümüzü buna harcamamız lazım. Çünkü sonra çok üzülüyoruz. Onun için benim önerim bütün hükümet ve belediyelerin iş birliği yapıp bunun önüne nasıl geçeriz diye planlarını yapmaları lazım.'

İsminizin Mahmut Sedat Öz Soy Stadı’ndan Yusuf Tülin döneminde kaldırılması hakkında ne söylersiniz?
Ben bu konuda seçim öncesi Sarıyer gençlerine bir söz vermiştim. Gençler kahvede oyun oynarken ben onlara niye burada oynuyorsunuz diye sordum. ‘Başkanım sen bize stad yaptın da biz oynamadık mı?’ dediler bu bana çok ağır geldi. Haklısınız, nasip olup kazanırsam yaptıracağım diye söz vermiştim. Seçimden sonra ilk iş olarak, o arada da tekel kooperatifi başlamak üzereydi arazi de onlara aitti. Onlara ‘ruhsatınızı vereceğim ama önce Çayırbaşı Stadı’nı bize verin’ dedim. Biz stadı amatör takınlar için yaptık onlara söz vermiştik. Para harcayacak gücümüz yoktu. Gelişen olaylar bizim önümüzü açtı ve iki oda ile başlayan stadımızı resmi tam ölçülerine göre yaptık. Orası bitince amatör takımlar bana geldi ve ‘yıllardır antrenman yapacak stadımız yoktu sen bize bunu kazandırdın izin ver adını verelim’ dediler. Yanlış edilir diye kabul etmedim ama ısrar edince meclisten geçti ve benim adım oraya konuldu. Teşekkür edip açılışını yaptım ama maalesef Yusuf başkan bu işi biraz polemiğe döktü. Bende mührü verirken ‘sayın başkanım ismi değiştir ama sen o stadın onda biri kadar tesis yap bizde gelelim adını oraya verip alkışlayalım’ dedim. O sözünde durdu stadın ismini değiştirdi ben hiç önemsemedim bile. Yıllar geçti bir gün Şükrü başkan ile otururken ‘Başkanım sana vefasızlık yapıldı, ben senin ismini tekrar vermek istiyorum’ dedi bende senin takdirin ismi verirsen mutlu olurum dedim. Seçimlere az bir zaman kala benim ismimin tekrar verilmesini mecliste oy birliği ile kabul ettiler. Sonra Yusuf başkan çok pişman olduğunu, değiştirmek istemediğini ama böyle bir söz verdiğini söyleyince, benden yana bir şey yok adımın tekrar oraya koyulması benim için hoş bir sedadır dedim ve arkada bıraktım.
 Stadı yapalı 20 sene oldu. Çok büyük emeklerle yaptık tırnaklarımla kazarak yaptım. Kendi kaynakçılarımı ve motorcularımı getirerek yaptım. Nakliye parasını bile kendi arabamı satarak ödedim. Devletin orada çok az parası vardır. Benim çevremdeki eşile dostumla ancak o stadı 4-5 senede bitirebildik. Kolay bir şey değil ama gençlerimiz oynuyor. 3 yada 4 kere stada gitmişimdir oda özel davet alarak. Ben orayı gençlere yaptım.Binlerce genç oradan faydalanıyor. Bu bana en büyük mutluluğu veren şey. Benimle ilgisi yok ki halkın yeri gençlerin yeri. Gençlerin yeri yeter ki sahip çıksınlar. 

‘İSRAFA KESİN KARŞIYIZ’

İsrafa kesin karşıyız. Her konuda. Tabi ki 29. Ekim Cumhuriyet Bayramı en iyi şekilde kutlansın buna kimse karşı gelemez. Büyük Atatürk’ün anılması bu ülkenin 101. yıla cumhuriyet ve demokrasi ile gelmesi çok önemli. Halkta tabi ki eğlensin ve bayramı coşkuyla kutlasın ama ölçüye gitmek lazım. Asıl üstünde durmak istediğim konu, Allah bu ülkeyi çok seviyor. 600 yıllık Osmanlı çöktü. Nedenlerine iyi bakmak lazım. Tabi ki Atatürk dopdolu bir insan. Bilgi, beceri, yaşantı her saniyesini hayatının bu ülkeye adayarak yaşamış. Atatürk’e laf edebilir miyiz? Bizim Atatürk’e dua etmekten başka hiç bir çaremiz yok. O bilgi ve beceri Atatürk’te vardı ki Allah onu orduların başına geçirdi ve bize dünyanın en güzel ülkesini bıraktı. Bu ülkenin o şartlarda kurtulması mümkün mü? Ben şaşırıyorum nasıl Atatürk hakkında kötü bir şey konuşabiliyoruz? Atatürk kötü diyebilir miyiz? Çarpılırız.

‘FUZULİ BİR TEK KURUŞ BİLE HARCANMAMASI LAZIM’

Bu ülke Almanya’yı da Japonya’yı da geçer. Öyle imkanları var yeter ki değerlendirelim. Büyük zihinlerimiz bile yurtdışına gitmeye çalışıyor. Gençlerimize çok üzülüyorum, onları bu ülke yetiştirdi. Bu ülkeye hizmet edecek onlar. Bu ülke 14 tane uçak yapıp Danimarka’ya satmış bir ülke. İç güç dış güç diyerek bu ülkeyi bu hale getirdik şimdi nasıl eski haline getireceğiz diye mücadele etmeye başladık. Çok önemli bir noktadayız değerlerimize değer vereceğiz. Dinimizi yanlış kullanmayacağız. Bu ülkeyi kolay kolay kimse yıkamaz. 

Sarıyer’deki yetkililere şunu öneriyorum görevlerine dört elle sarılsınlar. Layıkıyla yönetsinler. Sen ben değil menfaat değil, doğru, dürüst olarak çalışarak bu ülkeyi ayağa kaldırsınlar. Fuzuli bir tek kuruş bile harcanmaması lazım. Gerekli yerlere gerekli hizmetleri halkın istediği şekilde ve rahat huzurlu bir şekilde yaşamalarını sağlasınlar. 

‘BEN SİYASETİ NOKTALADIM, BİZ YAŞADIĞIMIZ TECRÜBELERİ AKTARMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ’

Ben siyaseti noktaladım. Bizden sonra gençlerimiz var. Biz yaşadığımız tecrübeleri aktarmakla yükümlüyüz. Siyasi olarak herhangi bir çalışmamız yoktur ama arkadaşlarımız ile sohbetlerimiz devam ediyor. Ben 2004 yılında görevim biterken Sarıyer Spor Kulübünü şampiyon yapmıştım. Ama maalesef 20 seneden beri bi türlü çıkamadı hatta takım küme düştü. Bu sene başarılar diliyorum. İnşallah bu inanç ile yollarına devam ederler. Tekrar şampiyon olur ve Sarıyer layık olduğu yere gelir. Çünkü Sarıyer Süperligte başarılı bir 14 sene geçirmişti.